A.Turan ALKAN
Aşağıda okuyacağınız satırlar Hollandalı bir antropolog ve etnoloğun, Türkiye’de iki buçuk ay süren gözlemleri esnasında tuttuğu taslak notlardan alınmıştır. Kendisi Türkiye’de folklorik gelenekler ve törenler konusunda doktora çalışması yürüten araştırmacının Türkçesi biraz kıt ve kırık olduğu için kusuruna bakmayacağınızı ümid ediyorum. O ifadeleri düzelterek metnin samimiyetini bozmak istemedim.
Once olarak north Turkiye’dan başladım ben yol. Rotterdam’daki Türk öğrenciler dediler var bizim orlarda çok fantastik düğün oluyor. Mutlaka görmelisin Jan kardeş. Benim burs var yeterli ama yok uçak, çünkü göremezsin uçaktan bir şey, otobüs daha iyi. İyi ki oyle, İstanbul’da ben gittim Esenler’e, oo çok cıvıl cıvıl diyorlar. Karmaşa mı deniyor? Hah, ana-baba günü. Ama otobüste var internet bile. Sıcak börek servisi yapıyor nazik otobüs garsonu.
Gittik, gittik otobüs var bir yerde durdu, biri, “Leplepi molasii” diye bağırdı. Leplepi nasil diyollar zeer guzel yemiş. Aldi ben 50 gram acili, bayginlik geçirdim öyle guzel.
Ertesi gun Ooste Karadeniz’de traktorle gitmek ben yaylaya. Yayla muthiş, çiçekler, dereler, inekler aynı Nederlandlı gibi semiz. Kara lahana super, misir ekmeği super. Damat tarafi dedi, “Jan bizim misafir, geldi ta Nederland’dan düğünümüzü çekmek için, vermeyiz kimseye!” Ben dedim, nooluyor var? Kiz tarafi, yok verin bize Jan’ı. Neyse, damat tarafi beni götürdü eve, etti misafir. Çantami açip notlarimi, kamerami, ses kayit cihazimi controleerde bir daha; Olmaz ne olur, olur ne olur; olmaz belli diyollar Türkçe’de oyle.
Oldu akşam. Büyük bir garden. Ağaçlarda halojen ampuller yandi renk renk. Masalarda yemekler, içmekler. Müzik çok farklı, sanki hep var aynı şey çalıyor gibi, tulum imiş. Adamlar yapiyor horon; kadinlar yapiyor horon. Bana, “İç Can iç, senin dininde yok haram, korkma bedava” diye bir içki var sundu. Alkol almaz ben, yok bende. “Bira iç yeğinim” dedi bir adam. Yok bira, ben sporcu. Verin bana süt, verin bana tomato suyu içer ben. Gülüyollar. Biri ötekine, “Bu da bizden hacı, partiye yazdırak” diye gülüyollar.
Gelini var çok boyamışlar; küçük kız abartılı makiyaj fakat kollarinda suppeer altin kalın teller, halkalar; boynunda yuvarlak altin paralar. Çok zengin. Ben görmedi hiç altin o kadar. Damat kirmizi yanaklı bir çocuk, utaniyor. Kutladim ikisini de...
Az oldu sonra bir paat oldu. Baktim nooluyor. Sonra pat, pat, pat, pat etti devam. Korktu ben, terör mü geldi dağlardan. Masanin altina girmek hemen. Bana güldüler çok. “Korkma Can terör değil, adet adet. Pak pu tapanca!” Aa kocaman tabanca çıkardı belinden, parlıyor. Tak tak tak. Sayilar önemli saydim; ondort olunca sustu. “Sen de atan mı Can, al bir carcor da sen at” dedi damatin babasi. Ay yok, ben istemez, patlar diye. Derken pat patlar artiyor, ben ürktü, koştu masanin altina girdim. Herkes atiyor tapanca, bir kadin bile atti. Niçin atiyor siz sordum, “Düğünün şerefine atayruz; bizde âdettir” diyollar.
Oyle kocaman gurultu ki on dakika var devam etmek ve susmak. Bir kadin bağırıyor, “Temel’i furdular, yetişin”, bir kadin daha bağiriyor, “Dursunum, Dursunuum; daha gençliğine doyamayan Dursunum; Allah-lillah aşkina bir cankurtaran yok mu?”
Ben anlamiyor; bura Afganistan? Ateş esnasında altı kişi var vurulmak birbiriyle skor olarak. Nasıl oluyor oyla, havaya atarken siz o vuruluyor diye soruyorum. Adam dedi, “Önemli değil, olur böyle şeyler” Ama önemlii! Madem atmak bilmiyor tapanca niçin var bu adet?
Ambulanslar var geldi, toplam dokuz insan, iki çocuk; yedi erkek, birisi çocuk iki kız. Sabaha doğru duyduk, iki ölü, beş yarali. İki kişi ayakta var tedavi olup yaylaya dönmek sabahleyin. Sordu ben, “Ne oluyor şimdi?” Dediler, “Aslında bu kadar telefat olmazdı fakat gençler, oyuncuları daha iyi görmek için ağaca çıkmışlar. Oradan vurulup aşağı düştüler. Normal zamanlarda birkaç yaralıyla atlatırdık. Azim telefat oldu!”
Ben anlamıyor, nasıl gelenek olmak bu var oyle? Gelinin dayısı biraz Danca biliyor Amsterdam’da çalışmış olmak için, diyor, “Düğün şart değil, biz silahsız gezmeyiz” “Niçin ayol?”, “Düşmanımız, kanlımız var!” “Ne düşmanı”, “Vaktiyle böyle bir düğünde dedemizi vurmuşlar, onlar düşman.”
Düğün bitti, bir saat sonra geldi Jandarma, pek çok adamı tuttu götürdü. Kadınlar ağlamak yaptılar, acıklı bir türkü söyler gibi sesler çikardilar. Ses kayitlarini aldım; ilginç melodiler. Ertesi sabah öğrenmek ben ki vuranla vurulan akraba. Zaten buralarda herkes akraba. Damatla gelin olmak mutlu, iyi; ölenler ailesi üzülüyor çok, kötü, çok kötü. Gelinin dayısı diyor, Türkiye’de çok yerde vardır bu adet. Mesela kuzey Türkiye’de tapanca atiliyor düğünde, güney Türkiye’de keleş sıkılıyor (yani Kaleşnikov makineli tüfeği oluyor) Orada var keleş mermisi bol, ucuz; atiliyor çok. Orada da insanlar, davetliler ölüyor. Diyor bana google’a yaz “Düğün kana bulandı” diye göreceksin. Açtım computeri yazdim, 50 bin civarinda link gelmek var. Öyleyse düğünde birilerinin vurulup ölmesi Türkiye’de, nasıl diyollar, bir gelenek.
Yaptım araştırma biraz, sordum. Dediler, Türkiye’de devletin adamları bunlari problemden saymiyor, üzerine gitmez. Zaten –ne derler- lisanslı, pardon ruhsatli, yani legal silah kullanıcısı yukari-aşaği bir milyon. Yani altmışbeş kişiden birinde olmak bir ruhsatlı silah. İstatistik yapmış Türkler; bir yıl içinde ruhsatsiz silahlar yapmış 2372 olay. Ruhsatli silahlar ise yapmiş 1515 olay. “ee” dedim, “Bu veri var ne anlama gelmek?” Dediler ki, “Anlamı açık, ruhsatlı silah sahipleri daha az suç işliyor; yoktur bir mahzuru; devam!”
Ruhsatsız, yani illegal silah kullanıcısı sayı olarak bilinmiyor, tahmin yapılmak var. Dört kişiden biri silahlı; bunların çoğu av tüfeği oluyor, pompali. Öyleyse var Türkler çok avcı bir halk olmak ama değil. Mesela üç kenarı deniz bir ülke, balıkçılık, gemicilik çok olmak sanırım ama yok. Sahil şehirleri arasında devletin işlettiği doğru-dürüst tarifeli vapur seferi yok gibi imiş, ben hayret etti. Yani bir Türk istese, ben var İskenderun’dan başlayıp Hopa limanına kadar kıyıları gemiyle gezmek! Cevap: Yok öyle bişi. Otobüse bin “paşa paşa” git. Uçaklar da var, çoğaldı çok.
Şimdi var güney Türkiye düğünlerine gitmek ben. Aldim kurşun geçirmez yelek, çelik bir miğfer ta Tahptakale’den; orda var. Hayat sigortası primi arttı boylece. Çok zengin materyal topluyor ben. Türkleri düğünlerde oynarken seyretmek çok eğleniyor ben nasil anlatsam. Bazen üzülüyorum çünkü görüyor onları oynarken ben çok üzülüyor. Dramatik bir dans oluyor, hayır hayır en doğru nasıl deniyor: trajedik ve komik!
Parmağımdaki kina çikmiyor bir türlü, yikiyorum, faydasiz.
Doktora bitince burada evlenmeyi düşünüyor ben ama kapıya koydurmak var X-ray cihazı. Ne olmaz, ne olmaz!
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016