A.Turan ALKAN
IŞİD militanları, tarihî Palmira mıntıkasındaki Baalşamin Tapınağı'nı tahrip ettikten sonra geçen hafta Suriye'nin 2000 yıllık bir tapınağı patlayıcılarla yıkarak moloz yığınına çevirdi.
Bu bir haber ve bu haberi nasıl değerlendirdiğinizi, sahip olduğunuz tarih kültürü biçimler.
İşte muhtemel iki bakış açısı:
1- Bu tapınaklar, İslâm öncesine ait putperest küfür mâbedleridir ve onların ayakta kalması, değer ve itibar görmesi putperestliğe hizmet eder; öyleyse hâk ile yeksân edilmelerinde mahzur yoktur!
2- Bu tapınaklar insanlığın ortak birikimine dair değerli kültür varlıklarıdır; putperest tapınağı olması onları incelememize, bilgi sahibi olmamıza ve yapıldığı dönemlerdeki inançları ve insanları tanımamızı engellemediği gibi Müslüman kimliğimizi de rahatsız etmez.
‘Tarih kültürü' diye bahsetmeye çalıştığım şey, bize okullarda öğretilen lüzumsuz ansiklopedik teferruat bilgisi değildir ve öğrencileri tarihten nefret ettiren bu saçma tarih öğretisiyle tarih kültürü kazanılamayacağını zaten yıllardan beri milletçe isbat ettik!
Tarih kültürü, en geniş tarifle insanlığın halleri hakkında esaslı bir fikir sahibi olmak ve bu kanaatten yapıcı bir yorum çıkarmaktır.
‘İNSANLIĞIN HALLERİ' HAKKINDA
BİR FİKİR SAHİBİ MİSİNİZ?
Yıllarca ‘hümanist' tarih öğretisinin ders kitaplarında lüzumundan fazla abartıldığından şikayet edip gerçeklere dayalı ‘milli tarih bilinci'nin göz ardı edildiğinden yakındıysak da aslında devlet, ta Balkan Savaşı yıllarından başlayarak öğrencilerine ‘milliyetçi-ulusalcı' bir tarih kavrayışı zerketti. Osmanlı'nın dağılması, sürgünler, kıtaller, yenilgilerin ardından Milli Mücadele acıları, şimdiki kuşaklara kadar nakledilen ‘Biz bize benzeriz', ‘Biz çok özeliz ve tarihte hep hakkımız yenilmiştir' türünden savunmacı ama aynı zamanda küçüklük kompleksine de yol açan bir öğretiyle zihinlerimizi kalıpladı. Bu kalıba uymayan bütün görüşleri kolaylıkla ihanetle suçlamamızın sebebi budur. Öyle ki, ‘milli tarih güzellemesi'nin tortularını ayıklamak için her öğrencinin, olgunluk çağlarında zihnini yeniden derleyip toparlaması için ayrıca özel bir gayret sarf etmesi gerekiyor. İnsanların çoğunluğu okul bilgilerini yeterli sayıp haklı olarak böyle bir zahmete girmiyor. Öyle olduğu için televizyon ve gazete haberlerinin diline sıkıştırılmış, “Biz çok güzeliz ama bütün dünya bizi çekemiyor” yargısı, bu ülkede en geçerli ve yaygın tarih kavrayışıdır ve bu kavrayıştan hareketle ‘İnsanlığın halleri hakkında esaslı bir fikir sahibi olmak' imkânsızdır.
BAŞKA AYNALARDA KENDİMİzi
GÖRMEYE RAZI MIYIZ?
Bu durumda tarih yayıncılığında en kestirme ve kazançlı yol, ‘Türk ve Müslüman olduğumuz için Haçlı zihniyetinin ezeli nefretine muhatap olduk; oysaki vaktiyle müthiş bir medeniyet kurmuştuk; istersek yine kurabiliriz' ekseni etrafında milli egoyu okşayıcı, kolay tüketilir ve kolay okunur yayıncılığa yönelmektir. Bundan daha zor ama değerli yol ise, milli tarihin, insanlık tarihinin bir parçası olduğu gerçeğinden hareketle, yaşadıklarımızın ancak insanlığın tarihiyle mukayeseli bir perspektifle doğru değerlendirilebileceğidir.
#Tarih dergisi zor yolu, ‘Dar kapı'yı seçen bir dergi.
‘MUHALİF' DURMANIN BİR BEDELİ VAR
Dergi 16'ncı sayısıyla birbuçuk yaşına bastı. Gezi olayları esnasında bağlı olduğu medya grubu iktidarın hışmına uğramaktan korkunca, ilk elde NTV Tarih dergisini feda ederek kapattı. Popüler tarih yayıncılığında marka haline gelen bu dergiyi hazırlayan ekip, şimdi aynı yaklaşımla #Tarih yayınlamaya başladı. Dergi o günlerde Gezi'de olup bitenlere iktidarın ve hâkim güçlerin penceresinden bakmayı reddettiği ve kendi yorumunu savunduğu için mâlum çevrelerden büyük baskı görmüştü; işte o dergiyi yapan ekip, başka bir isim altında mesleklerini ve ‘en iyi bildikleri işi' yapmaya karar verdiler.
Zor zamanlarda diktaya ve hukuksuzluğa karşı duruş sergileyen her yayın organı gibi #Tarih dergisi de, yayın kalitesine, yayının arkasında duran güçlü ekibine rağmen reklam verenlerin soğuk ilgisizliğinden kurtulamıyor. Derginin ‘Bir gün herkes göçmen olabilir' manşetiyle göçmenlik ve mültecilik olgusunu geniş bir dosya halinde incelediği son sayısında –eğer biraz dikkat ederseniz- bu durumu bütün çıplaklığıyla fark edebiliyorsunuz. Magazin, hobi ve moda dergilerine neredeyse fasiküller dolusu reklam yağdıran firmalar ‘muhalif' yayın organları söz konusu olduğunda anlamlı bir suskunluk içine giriveriyorlar.
Sebebi açık, birkaç yayınevinin verdiği reklâm haricinde 114 sayfalık koca dergi, manidar bir ambargo altındadır. Reklâmda ölçü kalite ve münderecat ise problem yok; ne var ki günümüzde özellikle büyük firmalar ve reklam bütçesi geniş kamu kuruluşları için muhalif yayınlara yakın durmak ve desteklemek tehlikeli hale getirildi. Herkes gölgesinden, muhalif damgası yemekten çekiniyor. O haldeyiz!
FARKLILIKLARLA ZENGİNLEŞİRİZ
Okuyucu, bir dergiyi reklamları incelemek için değil, bilgi ve haber ihtiyacını karşılamak için satır alır. #Tarih dergisi her türlü okuyucu desteğini fazlasıyla hak ediyor. Derginin tablet ve akıllı telefonlardaki dijital edisyonlarıyla birlikte kâğıda basılmış haline bir yıl süreyle www.tarihdergi.com adresinden sadece 120 liraya abone olmak mümkün.
Doğru, dergiyi yayımlayanların dünya görüşü farklı; seçtikleri konuları, yaklaşım ve yorum biçimlerini beğenmeyebiliriz ama yukarıda anlatmaya çalıştığım ‘tarih kültürü'nü bütün renkleriyle tamamlamayı önemseyenler için #Tarih dergisi, kalitesine güvenilebilecek bir muhtevaya sahip. Unutulmasın farklılıklarla beslenmeyi bilen bir dünya görüşü, kendisini daha kolay sınayabilir ve güçlenir.
“HAYDİ HEP BİRLİKTE EL ATIP OSMANLI'YI DİRİLTELİM” Mİ?
Derginin başlık logosundaki ‘Bugünü anlamak için' ibâresini önemsemek gerekir. Tarih bize sadece dünün hikâyesini anlatmakla kalmaz, bugünü anlamak ve yarınları kestirmek için gerekli ufku da verir. Türkiye'ye zor zamanlar yaşatan dikta özlemcileri de kendilerince bazı tarih kaynaklarından besleniyor ve kendilerince bir tarih kültürüne, -satıhta kalan dayanıksız bir kültür bu!- yaslanıyorlar. O birikimin Türkiye'yi içeride ve dış dünyada getirip bıraktığı yer ortada. Tarih söz konusu olduğunda farklı yorumları, farklı bakış açılarını, farklı dikkatleri ve farklı hikâyeleri göz ardı etmek, insanları sığ ve ham bir romantizmin rehavetine sürükleyerek yanıltıyor. Farklılıkları dikkat dairesine almak ise insanı daima zenginleştirir ve basmakalıp olmaktan kurtarır.
İYİ ÜRÜN, DESTEĞİ HAK EDİYOR
Zor zamanda işini doğru yapmaya gayret eden, duruşunu bozmayan ve Türk okuyucusuna karşılaştırmalı tarih kültürü kazandırmak için didinen bu dergi, desteği hak ediyor. En azından bayide ayaktüstü bir göz atmak bile bir fikir sahibi olmanıza yardımcı olabilir. Vaktiyle tarih doktorası yapmış olmama rağmen her sayısında yeni bir olgu ve yorumla bakışımı zenginleştirdiğini düşündüğüm dergiyi şimdiye kadar hep bayiden satın aldım ama artık abone olmanın zamanı geldi.
Teşekkürler #Tarih dergisi. Şövalyece bir inançla dergiyi yaşatmak için verdiğiniz emeği görüyor ve takdir ediyorum. Ümid ederim ki yayın hayatınız, en azından 2071'e kadar devam eder!..
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016