Aydın ENGİN
Ustalarımdan biri (Fuat Büte) “Bir sorunun çözümü üstüne kendinin de ikna olduğun cevapların yoksa, soruları ardarda sırala. Çözümü okurlarla birlikte aramış olursun” diye öğütlemişti.
Usta öğüdüne uyacak, ardarda sorular sıralayacağım. Çünkü “Bu kanlı düğüm nasıl çözülmeli” sorusuna beni de doyuran bir cevap bulamıyorum.
Suriye’den söz ediyorum.
1953’de Mişel Eflak’ın BAAS Partisini (Arap Sosyalist Diriliş Partisi) kurduğu ve kısa sürede sadece ülkesi Suriye’de değil, Mısır’da, Irak’ta, Lübnan’da, Ürdün’de, Tunus’ta, Sudan’daki aydınlar ve hatta kitleler arasında bütün Arapları tek bir devletin, hem de sosyalist (Arapça: İştirakiyyun) bir devletin çatısı altında buluşturma umudunu tutuşturduğu günlerden bu yana Dicle ve Fırat köprülerinin altından çok sular aktı. Mişel Eflak’ın yoksul ve cahil Arap kitlelerini tepeden inme bir sosyalizm yoluna götürmeyi hedefleyen ideolojik çizgisi yapay ulus-devletler arasında parçalanmış Araplar için çok ama çok kısa bir süre umut kaynağı olabildi. Siyasal olarak BAAS içinde yeralmış subaylar kısa sürede BAAS ütopyasını ordunun zorba gücüyle korunan, ülkelerin kılcal damarlarına kadar sızdırılmış gizli servislerle güven altına alınan birer askeri diktatörlüğe dönüştürdüler. Irak’ta Saddam Hüseyin, Mısır’da Hüsnü Mübarek, Tunus’ta Zeynel Abidin Bin Ali, Sudan’da Ömer El-Beşir, Libya’da Kaddafi ve Suriye’de Beşar Esed bu uğursuz zincirin son halkalarıydı.
Mişel Eflak’ın İştirakiyyun ideolojisi kısa sürede her türlü yolsuzluğa elverişli birerdevlet kapitalizmine, namlularını kendi halkına çevirmiş ordulara, Baas partileri de bu diktatörlüklerin tek parti iktidarı olarak siyasal örgütlerine dönüştü.
Saddam gitti. Mübarek gitti. Bin Ali gitti. Ömer El-Beşir ve Beşar Esed’in günleri ise sayılı. Suidi krallığında, Cezayir’de, Ürdün’de, Kuveyt’te, Körfez Emirliklerinde yani Arap ülkelerinin geri kalanında sular hızla ısınıyor. Ancak henüz şairin “Buhara inkılabıdır suyun” dediği kaynama noktasına ulaşmadı. Ama ısınan su er geç kaynar...
* * *
Şimdi sorular...
Mübarek devrildi, kafese kondu, yargılanıyor.
Yargılanan belli, peki yargılayan kim?
Mübarek gitti. Peki ama yerine gelen ne?
Bugün Mısır’da iktidar Tahrir Meydanında özgürlük çığlığını yükselten kitlelerin mi, yoksa Baasçı politikacılar, gizli servis elebaşıları ve generallerden oluşan yeni (yeni?) bir koalisyonun mu ? Tahrir meydanında ekilen tohumlar yeşerip özgürlük çiçeklerine dönüşebilecek mi?
Tunus’ta Zeynel Abidin Bin Ali iktidarını deviren kitleleri şimdi kimler yönetiyor? Zeynel Abidin dönemini yargılamaya hazırlanan siyasal güç kimlerin koalisyonu?
Arap Baharı şiirli bir terim. Diktatörleri alaşağı ederek bunu hak etti de. Ama bugün gelinen aşama şairin “Ve bir gün halkların kaderi değişmiş olur” dediği aşama mıdır? O aşama yakın görünüyor mu?
Şimdi Suriye’ye Uluslararası Topluluğun yaptırımı sözkonusu. O uluslararası yaptırım ki önce Iraklı bebekleri açlığa ve ölüme mahkum eden bir ambargoydu; ardından tüm Irak’ı kan göllerinde değil kan okyanuslarında boğan bir işgalin adı oldu.
Peki kim ya da ne bu Uluslararası Topluluk?
ABD, İngiltere, Fransa ve onların dümen suyunda gitmeyi dışpolitika ilkesi bellemiş kimi Avrupa ülkeleri... Bunlar mı –mesela- Suriye halkına, –mesela- Libya halkına özgürlük ve demokrasi getirecek ?
Dahası bu Uluslararası Topluluk denen ve kendine dünya jandarması rolü biçen yapı nedir? Bir örgüt mü? Nasıl oluşur, yönetimi, ilkeleri kimler tarafından belirlenir? Dünya halkları üstüne karar veren ve bunu gerektiğinde (ki sık sık gerekiyor) askeri güç kullanarak uygulayan bu yapı, bu yetkiyi kendinden başka kimden alıyor? Birinci Körfez Savaşından itibaren Birleşmiş Milletler Örgütünün yavaş yavaş kenara itilmesi, bir göstermelik örgüte dönüştürülmesinin altında onun işlevlerinin bu Uluslararası Topluluk denen yapıya devredilmesi gibi pragmatik ve pratik bir hesap mı yatıyordu?
Bu uluslarası topluluk Bosna ve Kosova’da can kırımlarına aylarca seyirci kalıp, yüzbinlerce Boşnak ve Arnavut’un yok edilmesine yolaçtı da acaba neden daha ilk kıpırtıda Libya üstüne savaş uçaklarını, savaş gemilerini saldı?
* * *
Bir umutsuzluk yazısı yazmıyorum. Tam tersine kof umutlara kapılmamamız gerektiğini; Arap Baharına serinkanlı yaklaşmamızın kaçınılmazlığını vurgulamaya çabalıyorum.
Suriye’de Beşer Esed’in tankları ölüm saçarken, onu durdurmak bir insanlık ödevine dönüşmüşken, kurtarıcının kim ve ne olduğunu ve neden kurtarmaya soyunduğunu da sorgulamak gerektiğine inanıyorum.
Bunca soru o yüzden. Ustamın dediği gibi “Cevapları okurla birlikte aramak” için...
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021