Aydın ENGİN
Sizi bilemem, ama daha birkaç yıl öncesine kadar başlıktaki soruyu sormazdım. Aklıma geldiği olurdu da kanıtsız, belirtisiz suçlama meslek ahlakına sığmayacağı için en azından yazıya dökmezdim.
Bugün farklı. Çok alametler belirdi.
Özgür Gündem’de dayanışma amacıyla nöbetçi yayın yönetmenliğine yazılan üç arkadaşımızın tutuklanıp, bir güzel kelepçelenip, Erol (Önderoğlu) Ahmet’in (Nesin) Silivri ya da Metris; Şebnem (Korur Fincancı) Hanım’ın Bakırköy Kadın Mahpushanesi’nin yolunu tutturulmaları bu alametlerden biridir.
Ama sadece biridir ve en vahimi değildir.
Ankara gazetecisi arkadaşlarımız anlatıyor. Kamuoyu araştırması yapan kurumların önde gelenlerinden biri 1 Haziran öncesinde hem AKP’den, hem HDP’den seçime ilişkin sipariş almış. Seçimden birkaç gün önce anket çalışması bitmiş. Sonuçları henüz kamuoyuna açıklamadan önce siparişi veren kurumların önüne konmuş. HDP eş genel başkanı olası sonuçlara bakmış, gülmüş, omuz silkmiş, “Bizim tahminlerimiz de bu yönde. Demek sürpriz yok” demiş.
Ancak olası sonuçlar önüne konan Zat (Kim olduğunu ben bilmiyorum, tahmin etmek size düşer) önce morarmış, sonra kükremiş:
- Böyle sonuçlanacak bir seçimi ben asla kabul etmem!..
Demokrasiyi sandık sonuçlarına indirgeyen bu zihniyetin, sonuç istediği gibi çıkmayınca sandığa tekmeyi basması sözünü ettiğim alametlerden bir başkasıdır…
Barış sürecinin göstermelik üç beş ödünle sınırlı kalamayacağını; sonunda cepte keklik sayacağı Kürt oylarının AKP sandığına akmayacağını gördüğü an sembolik (ve somut) barış masasına tekmeyi basıp devirmekte bir an bile duraksamadığını ve ardından Türkiye’nin güneydoğusunu binaları ve insanları ile haritadan kazıyacak bir savaş başlatıldığını hepimiz dolaysız tanık olarak yaşadık, yaşıyoruz.
Bu da başlıktaki soruyu sordurtan alametlerden bir başkasıdır…
***
Siyasal İslam AKP adlı parti çatısı altında buluştu ve 2002’de siyasal iktidarı ele geçirdi.
İktidar sadece kendi zenginini yaratma, çalma, çırpma olanaklarını alabildiğine genişletme, devletin dizginlerini eline alarak egoları tatmin etme alanından ibaret değil.
İktidarı böyle görme ve tanımlama siyaseti kahvehane sohbetine indirgemek olur. İktidar o ülkenin ekonomisini, eğitim sistemini ve hukuk düzenini yeniden biçimlendirme aracı ve imkânıdır.
AKP olgusunu iktidarda olmasa adını bile bilemeyeceğimiz bir avuç politikacı ve onun çevresinde halkalanmış çoğu müteahhit işadamı ile onurdan nasipsiz havuz medyasıyla açıklamak yanıltıcı. Onlar buzdağının görünen tepesi.
Buzdağının altı, ana gövdesi, Cumhuriyet tarihi boyunca iktidara uzanamamış ve şiddetli bir iktidar açlığı çeken, çoğu Nakşibendi kollarından oluşan İslami tarikatlardan oluşuyor.
Ülkenin hukuk sistemine temelden karşı, eğitim müfredatını dini temeller üstünde yeniden inşa etmeye kararlı, demokrasiyi “kul yapısı kanunların egemenliği” olarak görüp “göksel yasaların önceliğini” zorunlu gören bir siyasal örgütlenmeden söz ediyorum.
Yazının başında sorduğumu yineleyeceğim:
Bunca yıl iktidar açlığı çekmiş böyle bir siyasal güç, olası bir seçim yenilgisinde çekilip gider mi?
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021