Ayşe Böhürler
Türkiye Cumhuriyeti daha kuruluşundan itibaren isminden rejimine, adlandırmaya ilişkin birçok tartışmaya tanık olur.
Kuruluştan az önce 24 Eylül’de çıkan gazeteleri ele alan bir yazıda tesadüf etmiştim, yazarlar ‘Türkiye Halk Cumhuriyeti” ya da “Türkiye Halk Devleti” denip denmemesini tartışıyorlardır. O dönemin gazetelerine baktığımızda bir başka konunun İslâmiyet’in rejim içinde konumlandırılması olduğunu görüyoruz.
Bugünkü tartışmalar da sanki o günlerin devamı gibi… Aynı damardan gelişen tartışmalar… Osmanlı’nın son döneminden başlayarak bugüne gelen, İslâm’ı eksene alan damar ile Türklüğü eksen alan damar arasındaki çatışma tarihin belirli dönemlerinde adeta hortluyor. Bu iki akımın kelimelerle kavgası siyasetin merkezinde son hızla sürüyor. Tıpkı bugün olduğu gibi.
Bu meselenin birçok saçağı ve kanadı var. Bu kanatlardan birisinde temel bir eksen var ki, bu konuyu adam gibi ciddiyetle ele alıp konuşmaktan kaçınıyoruz: “İslâm’ın modern toplumla ilişkisi.” O gün de, bugün de eksende olan bu konuyu konuşmaktan kaçınmak, çatışmayı ertelemekten başka işe yaramıyor. Aslında bugünkü iktidarın böyle bir iddia ile çıktığını söyleyebiliriz. İki döneme ve gruba köprü olmak adına siyaseti yapılandırmak, kuruluş gayelerinden birisiydi.
Cumhuriyet kurulurken de ve sonrasında da temelde olan bu tartışma aksı klasik İslâmî söylemlerle perdelenemeyecek kadar derin ve capcanlı duruyor. Depremin fay hattı aslında… Üstelik bu tartışma Batı ülkelerinin dayatması filan değil, bizzat bizim içimizden çıkıyor. Söylemler yer yer ithal olsa da külliyen bizi anlatıyor. Bu nedenle hiçbir tarafın diğerine kulak kapatması da akılcı ve hakkaniyetli değil…
Her iki grup da ‘milli bir kimlik’ tanımlıyor ve en doğrusunun kendisininki olduğunu söylüyor. Bunlara ne gerek var diyen liberalleri konunun dışında tutarak bu tartışmanın önemli ve verimli olduğunu da düşünüyorum.
Sadece içinde bulunduğum İslâmî kanadın daha tutarlı davranmasını bekler idim. Tartışmalarda ortaya çıkan argümanlar çelişkili üstelik de toplum hafızasını yok sayıyor. İllâki bir ülke bir yurt bir vatan bir devlet diyorsak bir milli kimliğimiz de olacak.
Burada söylemek istediğim Cumhuriyetin geleceği ortak kimlik ve özelliklerimizin tespitine çok bağlı oluşu. Bu kimlik tespiti için de tutarlı olmakta da fayda var. Herkes bu konuda daha tutarlı bir tavır ortaya koymak zorunda.
Diyorum ya her şey aslında ‘İslâmiyet ve modern toplum ilişkisi’nde düğümleniyor. Bu konuyu da cesurca konuşmakta fayda görüyorum. Neyi savunursak savunalım ortak bir milli kimlik paydası oluşturmak zorundayız. Bunun için de uzlaşma şart, bizim gibi düşünmeyenleri dinlemek şart ve de tarihe dönemin şartları içinde bakmak da şart. “Bu ülkenin kurucuları İslâmiyeti niye devletten uzaklaştırdı” sorusunu da konuşmalıyız.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun…
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018