Ayşe Böhürler
Hayat ibret alınacak dönemeçlerle dolu. Bu dönemeçlerde yaşananlar kendini tekrar etse de ‘an’da yaşadığımızı ‘yeni’ zannediyor, geçmişi hemen unutuyoruz. Elbette çok şey değişti ve değişiyor! Ama bu değişim, öncesi ve sonrasıyla devamlılığı olmayan bir değişim midir? Yoksa ilerlerken “devamlılığı” göz ardı etmek bize bir zihin konforu mu sunuyor. “Neyse ne… Geçti gitti işte’’ desek de gerçekten gidiyor mu? Kopuk halkalarmış gibi davranmak anlık rant devşirse de uzun vadede bir iletişim becerisi midir ondan da emin değilim. “Neydim değil, ne oldum’’ demeli diyen atalar haklı; ‘lakin’i var.
Devamlılık sinemayı olduğu gibi hayatı izlettiriyor fikrini savunan eski kuşaktanım hâlâ! Yeni kuşak büyük resim sözünden bıksa da, ‘fakat’ diye devamı olan bir konu bu da. Hafıza rövanş için değil ama gelişim çizgisini anlamak için gerekli. Hiçbir şey… Rejim de, insan da “Değiş tonton, değiş!’’ diyerek değişen hayalet Casper gibi olmaz. Karantina günlerinde arşivleri düzenlerken “devamlılık’’ açısından ne değişmiş derken gözüme takılanlardan bir iki not düşmek istedim.
2003 TARTIŞMALARI… KADIN EŞİNİ VEZİR DE EDER AMA…
Efenim belki hatırlayan olur, Yılmaz Çetiner, gazeteciliğin duayenlerindendir. 1927 doğumlu yazarın vefatından üç yıl önce yazdığı 23 Ekim 2003 tarihli Milliyet yazısını saklamışım. Yazı, dönemin başbakan ve milletvekillerinin 29 Ekim resepsiyonuna eşleriyle katılımının neden mümkün olamayacağını “Kadın eşini vezir de eder ama” başlığıyla anlatıyor. Eh sözün tamamı elbette aptala söylenirJ Dönem içinde muadillerine göre saygılı bir üslupla kaleme alınmış bu yazıda diyor ki:
“Bir vatandaş poturunu çekse, kuşağını toplasa, başına kasket değil de silindir şapkayı oturtsa, eşini çocuğunu alıp Çankaya Köşkü’nün kapısına dayansa, Cumhuriyet Bayramı kutlanıyormuş ben de geldim, hem de çocuğumu da getirdim dese kabul edilebilir mi?’’
Yazar bu örneklemi izah ettikten sonra asıl konuya geliyor:
“Bizim allı güllü rengârenk türbanlarıyla o meşhur tesettür modası kıyafetleriyle eşlerini de götürmek isteyen vekillerin böyle bir davetsiz misafirden farkı kalır mı? Yahu vekil bey kardeşlerim siz koskoca bir vekil seçilmişsiniz illa 80 yıllık geleneği yıkma hırsı iştihası niye ve devam ediyor… Korkarım Ortadoğu’nun şeyhlerine özenenler var içinizde. Tepsi içinde pilav gelir ortaya misafirler ellerini daldırıp kuzuda parçalar sonra da başparmaklarıyla işaret parmakları arasında pilavı yutarlar.’’
Bu arada Erdoğan’ın milletvekillerine yönelik “Konuşmalar edepli olmalı, edep dışına çıkılmamalı” uyarısını da çok alakalı olmasa da konuya bağlıyor, devamla diyor ki:
“Ha illâ o ulvi günü kutlamak istiyorsanız o zaman Suudi Arabistan’ın Cidde belediye başkanının eşi gibi açarsınız başınızı bütün Türkiye’yi rahatlatır, Türkiye’nin gönlünü kazanırsınız. Ve bitmiyor. Haydi Emine Hanım, Haydi Hayrunnisa Hanım! Siz de çıkartın türbanları! Kocalarınızı vezir ettiniz yetmez mi?’’
Dün… Yani 2020 Mayısında sosyal medyada bir genç kadının, “Başörtülü bir kadının her şeyden önce başörtüsüyle gündeme gelmesinden bıktım’’ tivitini görünce hatıra olsun dedim…
KARŞI DEVRİMCİLER İKTİDARDA
Benzer bir gündemle dikkatimi çeken yazı Nazlı Ilıcak’ın… Mason locasının bir panelinde konuşan Nur Serter, “Karşı devrimcilerin iktidarda olduğunu’’ söylemiş. Nur Serter bu konuşmada hükümetin Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini benimsemediği için iktidar yetkisini kullanamayacağını söylüyor. Nazlı Ilıcak, Sertel’e AK Parti hükümetinin hangi devrimlere karşı çıktığını sorarak Sertel’i, “Hem Atatürk’ün yasakladığı Mason locasının paneline katılacaksınız, hem de su katılmamış Atatürkçü olduğunuzdan dem vurup başkalarını devrim düşmanı ilân edeceksiniz’’ diyerek eleştiriyor.
Aynı günlere ilişkin gazete kupürleri içinde hem Ömer Lütfi Mete hem de Nuray Mert, “Modern Müslüman dayatmasına’’ karşı çıkan yazılar kaleme almış. Nuray Mert, Özdemir İnce’nin Adonis’den alıntılarla verdiği cevapları eleştiriyor. İnanmayanların inananlara yöneltecekleri tek meşru sorunun “demokrasiyi kabul edip etmedikleri’ sorusu olabileceğini kayda geçirdikten sonra, “Çünkü bu, onların toplumsal özgürlüklerini ilgilendiren bir sorudur” diyor. “Özdemir İnce’nin monoteizmin döneminin geçtiği iddiasını kaba ve pozitivist bir iddiadır, konunun devirle çağla alakası yoktur ama düşünce tarihinin geldiği noktadan da söz edecek olursak pozitivizmin dönemi geçmiştir. Ayrıca Adonis, İslâmiyet ve Hristiyanlıkta iyilik problemi konusunda diyelim Gazali’yi ve St. Augustin’i felsefi bir eleştiriye tabi tutuyor değil, monoteizmin devrinin geçtiği için inananların bunu kabul etmemesini talep ediyor ki bu sığ ve kaba bir dayatmadır, iman bir nasip meselesidir’’ diye ekliyor…
Ömer Lütfi Mete ise Diyanet İşleri Başkanı’nın, “Müslümanlar modern olmalıdır’’ sözünü tartışıyor. Modernliğe yüklenen anlamı sorguluyor. Hasan Bülend Kahraman AK Parti için “muhafazakâr” demek yerine “güncel ilerici’’ demeyi daha doğru buluyor… 21. yüzyılın ilk yıllarında yapılan bu tartışmaları okurken devamlılığa ve fikri takibin faydasına bir kez daha ikna oldum. “Dün dündür, bugün bugündür’’ diyecek kadar popülist olmamalıyız.
Son söz de kendimize: Çocuklarımızı eğitim için illâ Batı’ya göndermek istiyoruz. Gönderiyoruz da nasıl dönüyorlar? Ona bakmak gerekiyor. Hele de ırkçılığa karşı çıktığımız, Cumhuriyet’in gadrine uğradığımız bir atmosferde vatan ve millet sevgisini ikinci plana atmış 1980’lerin İslâmcı anne ve babalarının çocuklarının Batı ve kendi ülkeleriyle kurdukları ilişkiye dönüp dönüp bakmasında fayda var.
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018