Bekir AĞIRDIR
2014 Yerel seçimlerine iktidarın da muhalefetin de yerellik üzerinden hazırlık ve anlamlandırma yapmadığını biliyoruz. İki taraf da başka anlamlar yükleyerek yerel seçimlere hazırlanıyor.
İktidar yerel seçimleri Cumhurbaşkanlığa seçimi öncesi kostümlü prova olarak görüyor. Acaba yüksek bir oy oranı yakalayıp, son bir şans başkanlık veya partili cumhurbaşkanlığı zorlaması yapabilir miyim, diye özetlenebilecek bir yaklaşımı var iktidarın.
Muhalefet ise iktidarı geriletmenin ilk raundu olur mu umuduyla, İstanbul’u alan ülkeyi de alır efsanesine sarılarak bakıyor seçimlere.
Her ikisi de yerel oligark adaylarını arıyor. Adaylar belli olsun, sonra ekipler oturacak birkaç gün içinde her kent için vaatler hazırlayacak. Uçuk ve çılgın projeler tasarlanacak. Gerçekliğe uygun ve bilimsel olup olmadığı belli olmayan, fizibiliteleri yapılmamış çılgın vaat ve projelerin simülasyonları, görselleri hazırlanacak.
İhtiyacımız, tartışmamız gereken, seçmenin hangisi daha etkileyici diye bakacağı, oy tercihini belirleyeceği şey çılgın projeler midir? Diyelim yeni oligark seçildi, o kentin ihtiyacı o çılgın proje midir? Verilen oylar o çılgın projenin de seçmence onaylandığı anlamına mı gelir?
Bir metropolün, kentin, ilçenin geleceğini ilgilendiren bir proje ve hatta karar, plan birkaç danışmanın ofisinde veya Ankara’da parti merkezinde, merkezi bürokrasinin masalarında mı hazırlanmalıdır? Hazırlansa bile bu proje, plan, karar gerçekten uygulanabilir mi olacaktır?
Örneğin, bir metropolün, bir kentin ekonomik büyüme hedefleri bile artık yalnızca teknokratların planlarıyla gerçekleştirilebilir mi?
Daha temel soru aslında şu, bugünün çok aktörlü, çok boyutlu, karmaşıklığın ve belirsizliğin esas olduğu yeni kentlerin hayatı merkezi planlar ile yönetilebilir mi?
Çılgın projeler de, sükseli rakamlarla süslü hedefler de artık yalnızca matematik ve ekonomik modellemelerle ne üretilebilir ne de gerçekleştirilebilir.
Bugünün gündelik hayatını başarılı yönetmek demek başarılı ekonomik planlamalar ötesi bir şey artık.
O ekonometrik modellerin, çılgın proje fizibilitelerinin girdileri, unsurları, boyutları içinde olmayan bir şey var. Her bir metropolün, kentin coğrafyası, sanayisi, toprağı, tarihi, kültürel yapısı, entelektüel kapasitesi, girişim kapasitesi, eğitim seviyesi, kısaca her şeyi farklı. O metropolde, kentte, mahalde oturan insanlar tek tip değil, farklılar. Her birinin farklı ihtiyaç ve talepleri var. Ve asıl, hayattan beklentileri, arzuları farklı.
Başka merkezlerde, ofislerde öngörülemez olan bu farklı durumlara uygun, farklı ihtiyaç, talep, beklenti ve arzularda o metropole, o kente özgü nasıl ve hangi noktalarda bir uzlaşma üretilebileceği.
Bugünün hayatı merkezi modeller ile artık yönetilemez. Her merkezi karar ve proje teknik anlamda dünyanın en iyi kararı ve projesi olsa da tartışma çıkacaktır. Hele bugün ülkenin yaşadığı siyasi gerilimler ve kutuplaşma nedeniyle de tartışmalı olacaktır.
O kentin ortak mutabakatına dayanmayan, o kentin siyasal, ekonomik, kültürel aktörlerinin dahil olmadığı her karar ve projenin yalnızca parasal değil siyasal ve sosyal maliyetleri daha ağır olacaktır.
Halbuki bizim yönetim sistemimiz ve hakim siyaset tarzımız yerelin ihtiyaç ve taleplerini tartışmaya değil, yerelde merkezi tartışma ve gerilimleri her gün yeniden, yeniden üretmeye dayalıdır.
Çünkü 150 yıllık kalkınma ve modernleşme hedefinin öznesi devlettir. Üstelik var olan aktörler arasında henüz bu özneyi değiştirmeyi hedefleyen de yoktur. Hayat ve kentler başka bir yere akmış olsa da hala siyaset o devlete, merkezi güç ve mekanizmalara sahip olmak üzerinedir. Bu bakışla yapıla siyaset için de merkezden, yerele rağmen tasarlanmış çılgın projeler gibi bir illüzyona sığınılmaktadır.
Asıl ve ihtiyacımız olan çılgın proje ise yönetimin yapısını yereli esas alarak değiştirmektir. Yönetim sistemi baştan aşağıya ters yüz edilmelidir. Mahallelerden başlayarak ilçe, il, büyükşehir, bölge tanımları yeniden yapılmalı, merkezi yönetim yapısı ve hiyerarşisi ters yüz edilmelidir. Mahalleden başlayarak her bir yönetim birimi, yalnızca kendi sınırları içinde geçerli kararları alabilmeli ve uygulayabilmelidir. Bu ise yerel oligarkları değil mahalleden başlayarak bölgeye kadar her kademede yerel meclisleri gerekli kılan bir yapı demektir.
İşte asıl çılgın proje budur. Bunu önermeye vizyonu ve yüreği yetecek parti var mıdır?
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025