Bekir AĞIRDIR
Terör örgütü olsa da çok kısa süre içinde IŞİD’in bir devlete sahip olacağı anlaşılıyor. Irak’ın güneyinde Şiiler, kuzeyinde Kürtler’in devletleşme yolunda ilerlemelerinin yanı sıra Irak’ın ortasındaki Sünni bölgesine de IŞİD yerleşiyor. Suriye’de kontrol ettiği Sünni coğrafya ile beraber Sünni ve şeriata dayalı bir devletleşme güçlü olasılık artık.
Orta Doğu ve Müslüman Coğrafya’da Arap Baharı’nın hüsranla sonuçlanmasından sonra yeni bir evreye giriliyor. IŞİD’in varlığı ve bugün kontrol ettiği coğrafya, bu coğrafyadaki yeni devletleşme bir süreliğine de olsa bir denge hali üretecek mi yoksa bölgesel bir din ve mezhep savaşına mı yol açacak bilemiyorum.
Bu kısmını Orta Doğu ve dış politika uzmanlarına bırakalım, ama bugünkü verili durumun iç siyaset açısından bazı kırılmalar ve sonuçlar üreteceği muhakkak.
Birinci etki Kürt meselesi, açılım süreci ve PKK’nın varlığı üzerinde olacak. Irak ve Suriye’deki tüm bu gelişmeler, potansiyel riskler ve imkanlar üzerinden bakıldığında açılım sürecinin de ötesinde PKK’nın silah bırakmasını ummak mümkün değil artık. Dört ulus devletin sınırlarına dağılmış Kürt halkının bir örgütünün bugünün koşullarında yalnızca Türkiye’nin Kürt meselesiyle meşgul olmasını ve varlığını, politikalarını buna dayandırmasını beklemek gerçekçi değil. Talep edilecek şey ancak silahlı güçlerini Türkiye dışına çekmesi ve ülke içinde eylemlere girişmemesi olabilir ancak.
Bu verili durum ve kabul çerçevesinde açılım sürecinin yeniden değerlendirilmesi, aşamaların, yapılacakların yeniden düşünülmesi ve mümkün olduğunca da sürecin hızlandırılması gerekiyor.
Hükümetin dış politika tercihleri aksi yönde olsa da yapılabilecek en doğru şey Türkiye’nin Kürt siyasetinin Barzani, PKK ve PYD dahil tümünün işbirliği ve diyalog platformunu teşvik ve kolaylaştırıcılıktır. Türkiye’nin bazılarını tercih ederek değil tüm Kürt coğrafyasıyla barışmasından başka çıkar yol yoktur.
Bu ise hem dış politikada hem de açılım sürecinde verili duruma göre paradigma değiştirmek demektir. Ki bu da bizi IŞİD’in iç siyasete ikinci etkisine getiriyor.
Her ne kadar hükümet ve yandaşları başka hava ve dilde olsalar da görünen, değil küresel ölçekte, bölgesel ölçekte bile gelişmeleri ne yönlendirebiliyor, ne etkileyebiliyor ne de önceden kestirebiliyor olduğumudur. Mesele yalnızca rehin alınan görevliler değil, Davutoğlu’nun yarattığı illüzyonun da iflasıdır. Kağıt üzerinde tango figürlerini ezberlemekle tango yapılamadığı gibi, dış politika için geliştirilen stratejilerin ve yazılan senaryoların mükemmel olması pratikte de geçerli olacağı anlamına gelmiyor. Davutoğlu bir süre teorideki yaklaşımı ve belagat becerisiyle inandırıcı olmuş olsa da, ilk kez bir partinin seçim bildirgesine dış politika eklenmesini sağlayacak kadar Başbakan’ı ikna etmiş olsa da bugün gelinen nokta ortada.
Tüm bu gelişmeler asıl Davutoğlu’nun siyasi kariyerini etkileyecektir. Dışarıya yansısa da yansımasa da parti örgütünde ve seçmeninde izlenen dış politikanın ülke için ürettiği risklerin görülmüyor olması mümkün değil. Erdoğan’ın olası Cumhurbaşkanlığından sonra Ak Parti Genel Başkanlığı ve Başbakanlık için en kuvvetli adaylardan olan Davutoğlu’nun bu şansı zora girecektir. Parti Merkez kurulunda Erdoğan’ın etkisiyle geçici Başkan ve Başbakan olsa bile, Eylül’deki Ak Parti Kurultay’ında seçilme şansı zayıflamaktadır.
IŞİD’in son hamlesinin ülkeye üçüncü etkisi ekonomi alanında olacaktır. Öncülü olan terör örgütlerinden farklı olarak IŞİD petrol gibi tükenmez bir finansal kaynağa sahip. Federe bir yapı içindeki varlığına karşın Kuzey Irak Kürt Devletinin formal yollarla satamadığı petrol depolarda birikirken IŞİD her gün çıkarılan bunca petrolü nasıl satacak? Bu petrolün kayıt dışı alım satıma malzeme olacağı açık. Her gün akan bunca kayıt dışı paranın, silah ticaretinden uyuşturucu ve insan kaçakçılığına dehşet boyutlarda kaynak oluşturacağı da açık.
Bu durum ise bir yandan Irak’la olan resmi ticaretin kayıt dışılığa yönelmesine doğuracak, öte yandan belli bir kısmı bizim ekonomimize akacak. 2004 yılında Irak'a 1,8 milyar dolar ihracat yapılırken, rakam 2014'e gelindiğinde yaklaşık 6 kat artarak 11,9 milyar dolara yükselmiş durumda. Ve bu ticaret şu anda oldukça aksamış durumda. Irak ile aramızdaki ve şimdi IŞİD kontrolünde olan dört sınır kapısı, transit olarak Ortadoğu'ya mal sevkiyatı yapılan kapılar ve bunların dışında başka alternatif güzergah da yok.
Ekonominin yapısal reformlarını hala yapamadığımız, kayıt dışılığı hala kontrol edemediğimiz bir noktada böylesi büyüklüklerdeki kayıt dışı faaliyet hem ekonomiyi bir biçimde zehirleyecek hem de merkezi devletin içindeki eski ve yeni çetelerin güçlenmesine neden olacak.
Hükümet hala parlamentoyu dahil etmeden işi götürmeye çalışsa da verili durumun ve yeni paradigmanın parlamentoda tartışılması gerekiyor. Öncesinde ve sonrasında da kamuoyuna inandırıcı bilgi verilmesini beklemek hakkımız. Açılım sürecinde ise yapılması gerekenlerin hızlandırılması gerekiyor.
Bunların yerine rehineleri kurtarma üzerinden olası yeni temaşalar üretmek, muhalefeti ve her türlü eleştiriyi şeytanlaştırmak bazı gerçeklikleri, imkan ve riskleri değiştirmiyor. Çünkü o riskler hepimizin hayatını etkileyecek.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025