Bekir AĞIRDIR
Seçim rallisinin Cumhurbaşkanlığı etabı adayları belli oldu artık. Dünkü Abdullah Gül’ün açıklamasından sonra yarışın Recep Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş arasında olacağı anlaşılmış oldu.
A.Gül’ün açıklamaları ne anlama geliyor? Gül Ak Parti’nin geleceğinden söz sahibi olmak istediğini açıklamış oldu. Aslına bakılırsa baştan beri kamuoyundaki ve özellikle Erdoğan yandaşlarındaki beklenti ve Gül’ün siyasi geleceğine dair ima edilenler yanlıştı.
Bir süredir Erdoğan yandaşlarınca bir kamuoyu algısı oluşturulmaya çalışılıyor. İma edilen, Erdoğan’ın hem halkın oyu ile seçilecek Cumhurbaşkanı olması hem de siyaset tarzı nedeniyle fiilen yarı başkanlık sistemine dönülmüş olacağı. Her şeye müdahil bir Cumhurbaşkanı algısı şimdiden yaratılmaya çalışılıyor. Ama bu yayılmaya çalışılan görüş birkaç nedenden sorunlu idi.
Birincisi, sistem Başbakan ve yürütme üzerine kurulu. Cumhurbaşkanı hemen tüm yetkilerini ya Meclis ya Hükümet ile paylaşıyor. Teklifin hükümetten, yasanın Meclis’ten gelmesi gerekiyor. Üstelik Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğu yok. Sorumluluk ya Meclis’te ya da hükümette. Halkın oyu ile seçilmenin getirdiği siyasal güç ile anayasal güç farklı şeyler. Böyleyken siyaset tarzını bildiğimiz Erdoğan elbette sistemi zorlayabilir, zorlamak isteyebilir ama yapabileceklerinin sınırı var. Zorlamaların üreteceği gerek siyasi kavgaları gerekse de anayasal kurumlar arası gerilimleri ve bunların siyasi sonuçlarını kim göğüsleyecek?
Elbette Ak Parti. O durumda da ikinci neden ya da soru gündeme geliyor. Erdoğan’ın ima edildiği gibi Cumhurbaşkanlık yapabilmesinin iki önkoşulu var. İlki yeni Ak Parti lideri ve Başbakan olan kişinin buna uygun, biraz da karizması ve liderlik iddiası düşük birisinin olması. İkincisi de Ak Parti’nin Haziran 2015’de bugünkü gücünü, oy oranını koruyor olması. Ak Parti’nin yeni liderine biçilen bu iki misyon birbiriyle çelişik. Düşük profilli bir başkan ve Başbakan tayin etmekte sorun yok. Ama bu düşük profilli başkan ile Ak Parti Haziran 2015 seçimlerinde nasıl bugünkü gücünü koruyabilecek? Tartışmalarda Erdoğan yandaşlarının ima ettiği Anayasa değişikliği ile Başkanlık sistemine geçişi sağlayacak Ak Parti gücünün en az yüzde 50 oy olması gerekir ki düşük profilli başkanla bu nasıl mümkün olacak? Haziran 2015’te Ak Parti’nin iktidarı kaybetmesi ya da iktidarı çok az bir oy farkıyla sürdürebilmesi hallerinde Erdoğan ima edilen yarı başkanlığı hükümete ve seçmene rağmen nasıl sürdürebilecek?
Bu nedenle Erdoğan’ın adaylığının açıklanmasını geciktiren şey Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı arzu ve niyetini sorgulaması değil yukarıda not etmeye çalıştığım paradoksu henüz çözememiş olması.
Buradaki bir başka risk de ima edilen güç kullanımı ve bunun üreteceği siyasi gerilimlere seçmenin Haziran 2015 seçimlerinde nasıl tepki vereceğinin hesaplanamıyor olması.
Erdoğan’ın kafasındaki çözüm belki Ahmet Davutoğlu idi. Fakat Davutoğlu’nun iki handikapı var ve zaman ilerledikçe bu handikaplar aşılması zor eşiklere dönüşüyor. Birincisi artık Ak Parti örgütünde ve seçmeninde bile sorunlu hale gelmiş olan Orta Doğu, Suriye politikaları ve özellikle IŞİD meselesi. Orta Doğu’da ilkesel olarak doğru gibi görünse bile izlenen politikaların, kurulan ittifakların sorunlu olduğu, en azından bölgede neredeyse etki alanımızın başta iddia edilenden de geri olduğu açık. İkincisi de inandırıcılık sorunu. Yeni başkan ve Başbakan ile birlikte Avrupa Birliği ve dış politika konusunda bazı rota değişiklikleri gerekiyor. Rota değiştirmek ya da düzeltmek kadar yeni rota konusunda Türkiye’nin ve hükümetin AB’ye ve dünyaya karşı inandırıcı olması da gerekiyor. Davutoğlu’nun kendi yarattığı ve Erdoğan’ı da inandırdığı kağıt üzerindeki illüzyonun gerçek hayatta sonuna gelindiği gibi Davutoğlu kendi inandırıcılığını da hem içte hem dışta giderek kaybediyor.
Tüm bu unsurlar bir arada düşünüldüğünde Erdoğan için de Ak Parti için de başta varsayılandan daha güçlü bir başkana, Başbakan’a ihtiyaç var. Bu da Erdoğan’ın siyaset tarzı gereği şimdiye kadar ki Cumhurbaşkanlarından daha aktif ve etkin olması ama yandaşlarının ve adamlarının ima ettiği gibi de yarı başkanlık falan olmayacağını kabul etmesi anlamına gelir. Yani Erdoğan Ak Parti ve yürütme üzerindeki gücünü paylaşmak zorunda kalacak.
Tüm bunları dikkate alınca A.Gül hala oyunda. Muhtemelen 28 Ağustos veya takip eden bir-iki gün içinde Ak Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu parti tüzüğünün 78. maddesince üyelerinden birini genel başkanvekili seçecek ve yeni genel başkanı seçmek üzere büyük kongrenin olağanüstü toplanma tarih, yer ve zamanını kararlaştırıp ilan edecek. Ki bu süre yine aynı tüzük maddesince en geç 45 gün olarak tanımlı. Yani Eylül son haftasında veya Ekim ilk haftasında Ak Parti Kurultay yapacak ve Gül aday olacak.
Gül’e rakip çıkar mı? Gül seçilse bile Haziran 2015 seçimlerini mi beklerler yoksa erken seçim mi olur? Henüz bunları kestirebilmek olanaklı değil. Senaryonun böyle çalışabilmesinin hala tek koşulu Erdoğan ile Gül’ün yeni siyasi rol paylaşımında, rollerini oynarlarken ki siyaset tarzlarında bir mutabakat üretebilmelerine bağlı. Bir bakıma ikisi de birbirine bağımlılar. Ak Parti de ikisine.
Yazarlar
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
1.09.2025
25.08.2025
18.08.2025
11.08.2025
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025