Bekir AĞIRDIR
Belki de çok sürprize açık olmayan bir Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşadığımız için henüz temaşa ve gerilim düşük seviyede gidiyor. Fakat muhtemelen son on güne girildiğinde gerilim artacak.
Kazananı belli olsa da oluşacak oy oranları önemli. Üç büyük parti açısından bakıldığında üçünün de işine gelen oran Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yüzde 40 civarında oy alması, Selahattin Demirtaş’ın da yüzde 7-8’de kalması. Neden? Eğer Ekmeleddin İhsanoğlu yüzde 40 mertebesinde kalırsa ne CHP ne de MHP’de değişim tartışması yaşanmaz. Kaçınılmaz olan iki partideki değişim de ertelenmiş olur. Bu iki partide değişimin ertelenmesi üç büyük partinin liderinin de işine gelir. İkisi başkanlıklarını sürdürme fırsatı yakalamış olur. Diğeri de bu halleri ile her seçimde yendiği ve neredeyse yeneceğinden emin olduğu iki rakibin de aynen yola devam edeceklerini görmüş olur.
Halbuki Ekmeleddin İhsanoğlu’nun oyu yüzde 35’lere doğru inerse, CHP ve MHP’de değişim tartışmaları başlar ve muhtemelen en az birisinde değişim başlayabilir.
Selahattin Demirtaş’ın yüzde 10 altında kalması ise üçünün de Kürt siyasetini marjinalleştirme, öteleme politikalarını sürdürmelerine olanak tanır.
Yerel seçimin oluşan tablosunu ve bu tabloyu oluşturan temel üç dinamiği hatırlayalım. Birincisi siyaset konsolide oldu ve dört partiye indirgendi. Diğer küçük partiler yüzde 5’e indi ve bu iniş yüzde 1-2’lere kadar da devam edecek. İkincisi bu dört siyasi parti kimlik siyasetlerine sıkıştı. Üstelik bu kimliklerin toplumda da sosyolojik ve kültürel karşılıkları var. Üçüncüsü de bu siyasal, sosyolojik ve kültürel kimlikler arası kutuplaşma yaşıyoruz. Bu üç temel dinamik ve karakteristik durum sürdüğü sürece yapılacak her seçimin sonucu neredeyse oy oranlarına kadar kabaca belli.
İşte bu nedenle son on güne girildiğinde, üç parti de yine kimlikler ve kimlikler arası kutuplaşma üzerinden yeni bir gerilim üretecekler muhtemelen. Ki üçü için de yeni bir iç gerilimler, stresler üretmeyen bir sonuç oluşsun.
Öte yandan Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti için seçim sonucu, kazanmanın ötesinde anlamlar ve kritik kararlara esas olma potansiyeli de taşıyor.
Erdoğan’ın ve Ak Parti’nin önünde gelecek senaryolarını etkileyecek üç faktör var. Birincisi Erdoğan’ın kendine biçtiği Cumhurbaşkanlığı rolü düşük profilli bir Başbakan gerektiriyor. Erdoğan’ın Başkanlık sistemine geçecek anayasa değişiklikleri arzusunu biliyoruz. O zaman ikinci bir faktör var, bu anayasa değişikliği yapabilme gücüne ulaşmak ancak Ak Parti’nin yeni lideriyle en az yüzde 45 ve mümkünse yüzde 50 oy oranlarını yakalamasıyla mümkün. Yani bir rol tanımı cumhurbaşkanının yeni rolüne itiraz etmemek ama ikinci rol tanımı da Ak Parti’yi en az Erdoğan kadar oy alacak biçimde yönetecek maharet ve karizmada olmak. Bu iki tanımın birbiriyle çelişik olduğu açık. Kaldı ki üçüncü bir faktör daha var. Irak-Suriye-IŞİD ekseninde üretilen politikaların düzeltilmesi yanı sıra genel olarak AB ile ve hemen tüm batı ülkeleriyle ilişkilerdeki gerilemenin restorasyonu gerekiyor. Restorasyon kadar önemli olan da bu politikalarda batıya ve AB’ye karşı inandırıcı olmak sorunu.
Bu üç rolü de karşılayacak yeni Ak Parti lideri kim olacak ve yönetim kadroları nasıl oluşacak? Yeni lider ve yeni yönetici kadrolar Ak Parti vizyonunda nereye kadar değişim ya da düzeltme yapacak?
2004 Yılında ademi merkeziyetçi bir yaklaşımla yaptığı “kamu yönetimi reformu” Ahmet Necdet Sezer’e takılan Ak Parti’yi mi yoksa 2011 seçimlerinden önceki 40 günde bir sürü kanun hükmünde kararnameyle merkeziyetçiliği daha da güçlendiren Ak Parti’yi mi konuşacağız? Açılımı kararlılıkla sürdüren Ak Parti’yi mi yoksa Kürt siyasetinin mecliste olmasına bile itiraz eden Ak Parti’yi mi esas alacağız? Alevi açılımı yapan Ak Parti mi, 3. köprüye Yavuz adını koyup, hala Cem Evlerini tartışan Ak Parti mi, hangisine göre pozisyon alacağız? İleri demokrasi sözünü dilinden düşürmeyenini mi her muhalif gösteriyi, sözü, eleştiriyi şeytanlaştıran, komplolar paranoyasına kapılmışını mı?
Belki de ülkenin geleceğini Cumhurbaşkanı’nın kim olduğu kadar bu sorunun cevabı belirleyecek.
Bu sorulara cevaplarını ise Erdoğan’ın alacağı oy oranı belirleyecek. Bu oran aynı zamanda Erdoğan’ın kendine biçtiği rolü de belirleyecek.
Eğer Erdoğan yüzde 54-55’leri de geçen bir oy alırsa yeni Ak Parti’yi biçimleme rolünü de kimseyle paylaşmaz muhtemelen. Ama yüzde 50-52 aralığında oyla seçilirse senaryoları gözden geçirebilir, bazı rollerde paylaşıma razı olabilir.
Şunu da gözden kaçırmamak gerek. Bazılarının tartıştığı ya da hayalini kurduğu gibi Ak Parti içinde kavga ve ayrılma olmaz. Abdullah Gül bu olasılıklar içinde bir aktör olabilir elbette. Ama kimliklere sıkışmış bu siyasi tabloda beşinci bir aktör olmayı başarmanın mümkün olmadığını da bilecek kadar siyasi deneyimi var. Kaldı ki Erdoğan ve Ak Parti ile olan gönül ve dava bağını koparacağını varsaymak da yanlış.
10 Ağustos akşamı oluşacak oy oranları seçim için değil ama sonrası için birçok siyasi olasılığın ve farklı siyasi hamlelerin başlangıç noktası olacak. O oranlar genel seçimlere kadar olan 10 ayın -belki de 2 ayın- siyasi hayatını belirleyecek. Örneğin yüzde 55’i aşmış bir oy oranına ulaşan Erdoğan, yukarıda altını çizdiğim Ak Parti’yi yüzde 45-50 bandında tutacak yeni lider gerekliliğinden kurtulduğunu düşünüp, “bu hızla AK Parti Kasım’da düşük profilli lider ile bile bu oranları nasıl olsa yakalar” der mi?
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025