Bekir AĞIRDIR
Her ne kadar erken seçim sözü kullanılıyorsa da aslında “tekrar seçim” yapacağız. 7 Haziran’da oluşan Meclis’ten bir hükümet çıkaramadık. Çünkü Cumhurbaşkanı dahil beş siyasi aktör bir uzlaşma üretemedi. Gerçekte Cumhurbaşkanı ve Ak Parti siyasi oyun kurma kapasitesine ve gücüne sahip iki aktör olarak, “tekrar seçimi” esas alan bir senaryo kurunca ve süreç bu senaryo üzerinden oynanınca, olan kaçınılmazdı.
Gelinen bu noktanın “o ne dedi”, “bu ne dedi” dışından bakınca, iki anlamı var bence. Birincisi, Cumhurbaşkanı ve Ak Parti seçmeni bütünlemeye bıraktı. Dediler ki kendi taraftarlarının ürettiği argümanlardan söylersek, “Seçmen Ak Parti’ye cezada, HDP’ye sempatide dozu kaçırdı.” Şimdi kendilerince seçmene bir kez de bütünleme sınavı hakkı verecekler.
Böyle bir değerlendirmeye, seçmenin kararını yargılamaya hakları var mı meselesi bir tarafa, bu sözdeki varsayımın da doğru olduğu tartışılır. Bir dönem muhalefetin kullandığı, seçmeni aşağılamaya varan yargı ve argümanlara bunca milli irade sözü edenlerin de gelmiş olmaları bile ilginç.
Ayrıca seçmenin iki partiye de dair tercihi 7 Haziran itibariyle, anlık bir tepkinin değil, uzun bir sürecin sonunda tercih değişikliği idi.
Gelinen noktanın ikinci anlamı, Meclis’in karar alamıyor, hükümet çıkaramıyor oluşu. Bu algının seçmende oluşması arzulandı. “Eğer, oylarınızla dört partili bir Meclis oluşturur ve birinci partiye iktidar sayısına yeter milletvekili kazandırmazsanız, sistem kilitlenir” deniyor seçmene. Seçim öncesinden başlayan “koalisyonların ne denli kötü olduğu” söylemiyle birlikte gelinen noktaya bakılınca, seçmene çoğulculuğun, uzlaşma zorunluluğunun ne denli olumsuz sonuçlar üreteceği gösteriliyor.
Evet, sistem tıkanmış görünüyor ama bunun nedeni yukarıdaki iki anlamda değil. Beş siyasi aktör de özellikle kimlik siyasetlerine sıkışmış durumdalar. Bir kaçının kafasında diğer bir kaçının seçmenleriyle beraber tümden yok olacağı bir dünya tahayyülü var. Kimisinin rüyası HDP’nin, kimisininki MHP’nin, kimisinin de Cumhurbaşkanı’nın var olmayacağı bir siyasi tablo. Dolayısıyla bu beş aktör, birbirinin varlığını tanımadıkça, buradan düşünmeye başlamadıkça çıkış kolayca bulunmayacak.
Gelinen daha doğrusu Cumhurbaşkanı’nın ve Ak Parti’nin ülkeyi getirdiği noktanın geleceğe dair ima ettiği yine iki mesele var. Birincisi toplum Başkanlığa, tek adamlığa razı edilmek isteniyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana Merkez Bankası ile faiz tartışması, MİT Müsteşarının adaylığı, hükümetin açıkladığı paketlere itiraz, Dolmabahçe mutabakatının yok sayılması gibi tartışmaları hatırlarsak, sistemin tıkandığı ve Başkanlık sistemine geçilmesi gerektiği savunuluyordu. Şimdi hükümet bile çıkaramayan bir Meclis karşısında Başkanlık sisteminin kaçınılmazlığı bir kez daha vurgulanıyor.
İkinci mesele ise vatandaş Başkanlığa razı edilirken, çoğunlukçu karar süreçlerinin ne denli işi zorlaştırıcı olduğu, merkeziyetçiliğin güçlendirilmesi gerektiği gösteriliyor.
Nitekim yaşanmakta olan çözüm sürecinin bitişi noktasında da Suriye’deki operasyonlara Batı güçleriyle beraber dahil oluş meselesinde de kararların Cumhurbaşkanı dahil güvenlik bürokrasisi tarafından alındığı görülüyor. Savaş konuşulan bir durumda bile ne Meclis’in ne de hükümetin yeterince bilgisi var.
Şimdi bir seçim hükümeti kurulacak. Seçim hükümeti, seçim sürecini ve savaşı yönetmek gibi bir durumla karşı karşıya kalacak. Ve muhtemelen yasaların, hukukun tüm istisnai maddelerin verdiği imkanlar kullanılarak bu süreci fiilen Cumhurbaşkanı ve güvenlik bürokrasisi yönetecek. Kısaca Cumhurbaşkanı 7 Haziran ile yeni seçim arasındaki yaklaşık 180 günü fiilen yönetmiş olacak.
Sonrasında ne olacağını, tekrar seçimi nelerin, hangi dinamiklerin etkileyeceğini bir dahaki yazıda konuşalım.
Yazarlar
-
Taha AkyolYangın ve su 30.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİyi yönetimi hak ediyor muyuz 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEHey gidi hukuk 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKSuriye’de tarihi bir uzlaşmanın imkanları: Mutabakatın özüne ve şeklinde dair 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEski Türkiye’den Bir Sokak ve Bir Apartman 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBakın servet transferi nasıl yapılıyor? Bir tekil örnek… 26.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuk ve Savaş 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKendiliğin kazanılması ölçüm sorunlarına yolaçıyor 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunVazgeçmeyeceğiz! 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilAynı dili konuşup neden anlaşamıyoruz? 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçMinder… 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluFurkan Karabay, Murat Çalık, Kavala, Atalay, Demirtaş ve diğerleri 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBir Baba Dostu: Altan Öymen 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYusuf Tekin hemen istifa etmeli ama LGS değil, YKS’den 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
5.05.2025