Burhanettin DURAN
Başkanlıkta ilk dört ayını tamamlayan Trump iç politikada "muktedir olma" kavgası veriyor. Dış politikada ise Trump, deneme yanılmalarla yolunu bulmaya çalışıyor.
Rusya, NATO ve Çin ile ilgili seçim döneminde söylediklerini değiştirirken Ortadoğu politikasını da emekli-muvazzaf asker ağırlıklı bir ekiple yürütüyor.
Trump'ın Ortadoğu'da neler yapacağı, daha doğrusu Obama'nın mirası ile nasıl yüzleşeceği bölgedeki birçok başkent tarafından merakla bekleniyor.
Seçilmesi büyük umutlar doğuran Obama'nın 8 yıllık iktidarı bölgede iç savaşlar, yıkım ve mezhep çatışması ile son buldu. Obama, İran'ı uluslararası sisteme dahil ederken Suudi Arabistan, İsrail ve Türkiye gibi klasik müttefiklerini yabancılaştırdı.
Dahası, kendi kırmızı çizgisini (kimyasal silah kullanımı) bile umursamayarak Suriye'yi terör örgütleri cehennemine çevirdi.
Müesses nizamla verdiği mücadele ilgi çekiyorsa da, Trump henüz ne stratejik tercihlerini ne de Ortadoğu politikasını şekillendirebilmiş değil. Bir yandan DEAŞ ile mücadelede zafer kazanma, küstürülen müttefikleri geri kazanma ve İran'ı çevreleme konularını öne çıkarıyor.
Diğer yandan eski yönetimin bürokratlarının miras bıraktığı anlayış ABD dış politikasına yön vermeye devam ediyor.
Buradaki en sorunlu husus, Türkiye'yi yakından ilgilendiren Suriye'nin geleceği konusu.
Ve Ankara-Washington ilişkileri Obama'nın Suriye iç savaşında takip ettiği dar ufuklu politika sebebiyle dört yıldır gittikçe kötüleşen bir krizin sarmalında.
Washington'ın 15 Temmuz darbe girişimine ikircikli yaklaşımı ve FETÖ lideri Gülen'i iadeye yanaşmaması ile zirveye ulaşan bu krize son vermek için Başkan Trump'ın elinde altın bir fırsat bulunuyor: 16 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı yüz yüze görüşmede Obama'nın hasara uğrattığı ilişkileri tamir etmek.
Atılması gereken tek adım NATO müttefiki bir ülkenin terörle mücadelesine (PKK ve FETÖ ile) köstek değil destek olmak.
Böylece DEAŞ ile mücadeleyi PKK'nın kolu olan YPG'ye endeksleyen politikayı değiştirerek Ankara'nın önerilerini samimiyetle müzakere etmek.
Türkiye'nin PKK'dan hissettiği varoluşsal tehdidin boyutlarını idrak etmek.
Bu yaklaşım sayesinde hem DEAŞ sonrası Suriye ve Irak'ın geleceği daha kalıcı ve rasyonel bir şekilde planlanabilir hem de Türkiye gibi klasik bir müttefikle yeniden "stratejik ortaklık" günlerine geri dönmenin yolu açılır.
Trump yönetimi, Obama yanlısı bürokrasi ve medya çevrelerinin uzun süredir yürüttüğü Erdoğan karşıtı kampanyayı ciddiye almıyor. Ancak yine de Ankara ile beyaz bir sayfa açmasının önünde birbiriyle ilişkili iki engel var.
İlki, eski ulusal güvenlik danışmanının Rusya ile netameli ilişkileri üzerinden Trump'a baskı yapan istihbarat bürokrasisinin bunu Türkiye'ye de bağlamak istemesi. İkincisi, Irak ve Afganistan savaşlarının başarısızlık hissini üzerinden atamayan CENTCOM ve Pentagon'un DEAŞ ile mücadelede kısa vadeli, taktik zafere odaklanmış olması. Bu odaklanma YPG ile PKK ilişkisini görmezden gelmeyi tercih ediyor.
Halbuki bir terör örgütünü diğerine karşı kullanmak aslında Suriye ve Irak'ı parçalanmaya sürüklemekle kalmıyor. Bu iki ülkeye komşu devletleri de istikrarsızlığa ve beka endişesine sevk ediyor.
Ankara, Sincar'ı bombalayarak gösterdiği üzere PKKYPG'ye yönelik operasyonlarını birinci iç güvenlik önceliği olarak görüyor. Eğer Trump, DEAŞ ile mücadelede bir zafer hikâyesi yazmak ve Suriye'de siyasi geçişi başarmak istiyorsa askerlerinin "taktik" tavsiyelerine değil, Erdoğan'ın "stratejik" tekliflerine kulak vermeli.
Ona "Rakka operasyonu başarısı" değil, Suriye'yi terörden temizleme "zaferi" daha çok yakışır.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020