Celal BAŞLANGIÇ
Odaya girince uzun namlulu silahını duvara dayamış, cepleri şarjörlerle dolu muharebe yeleğini sandalyeye asmıştı Kobane Kantonu Adalet Divanı Üyesi Ferhan Haceis.
Aynı odada bulunan Kobane Kantonu Başbakanı Enver Müslim ve Dışişleri Bakanı İbrahim Kurda da gömleklerinin üzerine giydikleri koltukaltı kılıflarındaki 14’lük tabancalarıyla oturmuşlardı.
Doğrusunu söylemek gerekirse ilk defa bir başbakanı ve bakanı silah kuşanmış olarak görmüştüm.
Hele uzun namlulu silah taşıyan bir yüksek yargı üyesini hiç görmemiştim.
Biraz yadırgamış bakışlarıımızı fark edince “Mecburiyetten taşıyoruz” demişlerdi, “Kendimizi savunma amaçlı. Biz özgür bir toplumuz ama dışarıdan gelen saldırılara karşı bir zorunluluk.”
Zaten Başbakanlık binası IŞİD’in hedefinde olduğu için can güvenliğimizi sağlamak amacıyla bizi başka bir binada konuk etmişlerdi.
IŞİD çeteleri ellerindeki modern ve ağır silahlarıyla, tanklarıyla Kobane kent merkezine bir bomba atımı mesafeye kadar yaklaşmıştı.
Müthiş bir hareketlilik vardı. Elleri silahlı gencecik insanlar sürekli gelen haberleri aktarmak için odaya girmiş, her çalan telefon bir sorunun habercisi olmuştu.
- Kobane Başbakanı Enver Müslim (solda) ve Dışişleri Bakanı İbrahim Kurda -
Sohbetimiz sık sık gelen telefonla kesildiği için özür dilemişti Haceis.
“Kızım basın mensubu, şu anda doğu cephesinde fotoğraf çekiyor. Aldığı bilgileri de bana aktarıyor.”
Kimi biten benzin, kimi eksik kalan gıda yardımı, kimi kentin bir ucuna düşen bir bombayı haber vermişti gelen telefonların her biri.
Top sesleri her geçen gün, hatta her geçen saat biraz daha yaklaşmıştı Kobane kent merkezine.
Son gelen telefonu Başbakan Müslim açmıştı. Haber kötüydü. Biraz önce batı cephesindeki IŞİD saldırısında bir baba oğluyla birlikte can vermişti.
Kapı açılmış, içeriye gencecik bir kız girmişti. Onun da üzerinde muharebe yeleği vardı. Ama bir eliyle kalaşnikof, diğer eliyle bir kamera tutuyordu.
Silahını sandalyenin üzerine koyup kamerasıyla görüntü almaya başlamıştı.
Rojava’nın sesini dünyaya duyurmak için kurulan Havar Ajansı’nın Kobane muhabiriymiş. Ajansın adı “Havar” yani “İmdat”. Sanki bu günler düşünülerek konmuştu bu isim.
Çünkü o günlerde Kobane’den tüm insanlığa doğru yürek parçalayan bir imdat çığlıyı yükseliyordu.
- Havar Haber Ajansı Kobane Muhabiri Dicle'nin bir elinde kamera, diğer elinde kalaşnikof var -
“Önce gazeteci sonra savaşçı mı, yoksa önce savaşçı sonra gazeteci mi” olduğunu sormuştum 26 yaşındaki Dicle’ye.
“Ben savaşçı değilim” demişti, “Kendimi korumak için taşıyorum silahı. Çünkü cepheye gidiyorum, savaşın içine giriyorum. Her an başıma bir şey gelebilir.”
O günlerde Kobane’de değil gazetecilik yapmak, yaşamak için bile tepeden tırnağa silahlanmak gerekiyordu.
Karşı yamaçlardan gelen top seslerine ellerinde kalaşnikoflarla yürüyen gençlerin “Biji Serok Apo”, “Yaşasın YPG direnişi” sloganları, yaşı hayli geçkin ak sakallı bir Kobaneli’nin “Bana da silah verin, ben de savaşacağım” haykırışına karışmıştı.
Kobane’de karşılaştığımız insanların temel yakınma konuları ABD’nin IŞİD’i etkin olmadığı alanlarda, kuşattığı Kobane’nin çok uzak noktalarında bombalaması ve AKP Hükümeti’nin çetelere silah ve malzeme yardımı yapmasıydı.
- Kobane Adalet Divanı üyesi Ferhan Haceis -
Adalet Divanı Başkanı Haceis, “AKP’nin IŞİD’e desteği var. Hem gözlerimizle görüyoruz, hem de elimizde belge var” diye başlamıştı anlatmaya, “İstasyonu olmayan sınır köylerinde bile cephane ve silah yüklü trenler saatlerce duruyor. Malzemeler indiriliyor.”
Yakaladıkları çete üyelerinin Türkiye’den aldıkları yardımları anlatan ifadelerinin ellerinde olduğunu, hatta ellerindeki bir IŞİD’çinin kendilerine “Türkiye size şeker, un veriyor, bize silah ve cephane” dediğini aktarmıştı.
Sohbet sırasında yeni bir haber gelmişti yönetici kadroya. Kurdukları Kobane FM radyosuna IŞİD’in attığı bir top mermisi isabet etmişti. Radyo susmuştu. Hemen seferber olmuşlardı radyonun yeniden yayına geçmesi için.
Bakan Kurda “Ne de olsa radyo demek, moral demektir, bunun için önemli” diye açıklamıştı gösterdikleri olağanüstü çabanın nedenini.
Kobane sokaklarında gezerken Türkiye tarafından sınırın tel örgülerini aşıp direnişe destek vermek için binlerce kişi girmişti kente.
Birden bire bir bayram havası esmişti “Ha düştü ha düşecek” diye beklenen Kobane’de.
Herkes evlerinden çıkmıştı sokaklara. Türkiye tarafından gelenlere çay, ayran, su ikram etmişler, hep birlikte slogan atmışlardı.
ÖDP, EMEP, DİP, Mücadele Birliği, SYKP bayrakları ekleniyordu YPG bayrağının yanına.
Bir yanı Gezi direnişi, öbür yanı İspanya İç Savaşını anlatan bir filmde Enternasyonal Birliklerin bir kasabaya girişi gibi coşkulu bir sahne çıkmıştı ortaya.
Rojava devrimi için canlı kalkan olmak amacıyla İstanbullu, İzmirli, Ankaralı, Diyarbakırlı, Batmanlı, Şırnaklı, Urfalı, Mardinli, Dersimli, Elazığlı binlerce Kürt, Türkiyeli sosyalistler, insan hakları savunucuları Suruç’a gelmişti.
- Kobane sokaklarında biri dizinden yaralı iki YPG savaşçısı -
İşte sınırı aşıp Kobane’ye girenler aslında günlerdir Suruç’un sınır boylarında AKP’nin IŞİD çetelerine silah ve mühimmat yardımı yapma ihtimaline karşı gece gündüz nöbet tutan bu insanlardı.
Bütün bu yaşananlara 26 Eylül 2014 tarihinde geçtiğimiz Kobane’de tanık olmuştuk.
Kent 10 gündür IŞİD çetelerinin kuşatmasındaydı ve eli kanlı barbarlar adım adım kente yaklaşıyordu.
4 Ekim 2014’te IŞİD çeteleri dış mahallelerinden kente girmeye başladı. Sokak sokak çatışmalar yaşanıyordu.
İşte Erdoğan o günlerde söylemişti “Kobane düştü, düşüyor” sözünü.
Üç ay sürdü Kobane’de çatışmalar ev ev, mahalle mahalle.
2015 Ocak’ında Kobane kesin olarak IŞİD’den temizlendi.
Bu aynı zamanda ilk ortaya çıktığı andan o güne kadar bölgede IŞİD’e karşı kazanılmış ilk zaferdi.
Bir daha IŞİD dikiş tutturamadı bölgede. YPG ile QSD (Demokratik Suriye Güçleri) ile girdiği her çatışmayı kaybetti.
18 Şubat 2015’te Kobane Kantonu Başbakanı Enver Müslim Türkiye’ye çağırıldı. Gerekli görüşmeler yapılıp anlaşmaya varıldı. 22 Şubat 2015’te TSK, YPG kontrolünde Suriye’ye girip Süleyman Şah Türbesini yine YPG’nin gösterdiği yere taşıdı.
Yani TSK, YPG’li Kürt savaşçıların desteğiyle IŞİD’den türbesini kaçırmıştı.
2015 Mayıs’ında YPG Tel Abyad / Gre Spi operasyonunu başlattı.
Tarihler 15 Haziran 2015’i gösterirken Tel Abyad’ı işgal eden IŞİD çetelerini YPG kentten sürüp çıkardı. Bu da YPG’nin IŞİD’e karşı kazandığı ikinci zaferdi.
Yani 2015 Ocak’ında YPG, IŞİD’in bir kente yaptığı saldırı ve işgal girişimini ilk kez başarısızlığa uğratmıştı. 2015 Haziran’ında da ilk kez IŞİD işgal ettiği bir kentten sökülüp atılmıştı.
Türkiye, Fırat Kalkanı operayonunu 24 Ağustos 2016’da başlattı, 29 Mart 2017’de de bitirdi.
Şimdi AKP Genel Başkanı Erdoğan kalkmış Fırat Kalkanı Harekatı’nda Türkiye’nin elde ettiği başarının, DEAŞ balonunu söndüren ilk hamle olduğunu söylüyor.
“Yıllardır adeta yenilmez bir canavar gibi takdim edilen DEAŞ’ın, sahada sergilenen tüm kirli ayak oyunlarına rağmen aslında ne kadar kof bir yapı olduğunu dünyaya gösteren Türkiye olmuştur.”
Eğer bu olayları, tarihleri, süreçleri karıştırmak değilse, tam adı “rol çalmak”tır.
Bütün dünya Kobane’de IŞİD’e karşı Kürtlerin zaferine tanıklık etti. Şimdi Erdoğan bu gerçeği “DEAŞ balonunu ilk biz söndürdük” diyerek kendine mal etmeye çalışıyor.
Sonu hayır olsun inşallah.
Erdoğan sürekli olarak “PYD terör örgütüdür” diyor ya...
İster misiniz Türkiye’deki bağımsız yargı harekete geçsin, bir savcı Erdoğan’a “terör örgütüne heves etmek”ten soruşturma başlatsın!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021