Celal BAŞLANGIÇ
Urfa Adliyesi’nin önünde 105 gündür Adalet Nöbeti tutuyor Emine Şenyaşar.
Eşini ve iki oğlunu kanlı bir saldırıda yitirmiş, bir oğlu da 37 yıldan fazla mahkumiyet almış cezaevinde yatıyor.
Adalet istiyor Emine Şenyaşar; öldürülen eşi ve iki oğlu için, cezaevinde yatan diğer oğlu için.
24 Haziran 2018 seçimlerinden kısa bir süre önce AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından Suruç’taki dükkanları basılmış.
Saldırı, yaralıların gittiği hastanede de sürmüş, Şenyaşar ailesinden üç kişi tanıkların, kameraların ve hatta aile mensuplarının önünde feci şekilde katledilmişlerdi.
İşyerlerinde yaşanan saldırıyla hastanedeki cinayetlerin dosyaları ayrılmıştı.
Suruç çarşısında yaşanan olayın davası geçtiğimiz Nisan ayında sonuçlanmış, saldırıdan yaralı kurtulan Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.
Ancak hastanede yaşanan katliamla ilgili dosyanın üzerinde üç yıldan bu yana hala gizlilik kararı var.
İşte bu yüzden Emine Şenyaşar 105 gündür her sabah kalkıp Urfa Adliyesi’nin önüne gidip “adalet” talebiyle nöbet bekliyor.
Gitmedikleri yer, çalmadıkları kapı kalmamış Şenyaşar ailesinin. Annesiyle birlikte nöbet eylemine katılan Ferit Şenyaşar anlatıyor:
“Daha önce Ankara’ya da gittik. Bütün yargı kurumları ile görüşme talep ettik. Beştepe’ye gittik, Adalet Bakanlığı’na gittik, siyasi partilere gittik, yaşanan durumu katliamı açıklamaya çalıştık. Maalesef devlet kurumunda, yargı kurumunda muhatap bulamadık. Dosya savcısı ile aylarca görüşme için uğraştık. Hastane dosyasının açılması, gizlilik kararının kaldırılması için bizi aylarca oyaladı. Bunun üzerine başsavcı ile görüşme istedik. Kendisinin bizle görüşmek istememesi üzerine biz de Urfa Adliyesi önünde oturarak Adalet Nöbeti eylemimizi başlatmış olduk.” (Kaynak: Mezopotamya Ajansı)
105 günlük eylemleri boyunca dört defa gözaltında alınmışlar. Güvenlik güçleri tarafından sürekli taciz edilmişler.
Ama Adalet Nöbeti tutmaktan hiç vazgeçmemişler.
Dünde Emine Şenyaşar oğlu Ferit’le birlikte yine nöbet eylemindeydi Urfa Adliyesi’nin önünde.
Bir de adliyenin önündeki beton blokların üzerine bir döviz asmışlardı.
“Bir anne 105 gündür Şanlıurfa Adalet Sarayı’nın önünde Adalet Nöbeti tutuyor. İki evladı ve eşi hastanede katledildi. Katliamın içinde milletvekili olduğu için üç yıldır dava açılmıyor.”
Dün Şenyaşar ailesi Urfa Adliyesi önünde Adalet Nöbeti tuttuğu sıralarda, Ankara’daki Sincan Cezaevi Kampüsü Salonu’nda HDP’ye açılan Kobane Davası’nın üçüncü duruşması vardı.
Baştan sona tam bir kumpas, HDP’lilerin ifadesiyle “siyasi soykırım davası”ydı.
6-8 Kasım 2014 yılında yaşanan olayların üzerinden altı yıldan fazla bir süre geçtikten sonra davaya dönüştürülmüş, aynı zamanda HDP’ye açılmak istenen kapatma davasının da altyapısı olarak kullanılmak istenmişti.
İşte dün Şenyaşar Ailesi Urfa’da Adalet Nöbeti’nde, HDP’liler Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanırken HDP’nin kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ikinci kez yazılan iddianame Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Dün bu haberin geldiği saatlerde HDP MYK’sı toplantı halindeydi. AYM’nin kararı üzerine toplantıya ara verildi ve HDP yönetimi bir basın açıklaması için kameraların karşısına geçti.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar AYM’nin kararını eleştiriyordu konuşmasında:
“Doğrusu Anayasa Mahkemesi’nin tarihi bir fırsat yakalamışken bunu değerlendirmemiş olması, Türkiye adına büyük bir talihsizliktir. AYM iddianameyi kökten reddetme şansına, fırsatına sahipti. Bunu yapması için de yeterince hukuki ve vicdani sebepleri mevcuttu. Çünkü kapatma davası aylar süren bir siyasi kampanyanın sonucunda açılmıştı. Biliyorsunuz başta iktidarın küçük ortağı MHP olmak üzere, iktidar bir bütün olarak ve yandaşları da aylarca HDP’yi hedef gösterdiler, HDP’yi çeşitli platformlarda düşmanlaştıran açıklamalar yaptılar ve tehditler savurdular.”
Şenyaşar Ailesi Urfa’da Adalet Nöbeti’ndeyken, HDP’liler Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanırken, HDP’yi kapatma iddianamesini AYM kabul etmişken yine dün HDP’nin Türkiye’nin dört bir yanındaki parti binaları “taziye evi” olmuştu.
Çünkü, Eş Başkan Sancar’ın da sözünü ettiği son günlerde iyice yoğunlaşan HDP’yi hedef gösterme, düşmanlaştırma çabaları sonucunda dört gün önce kanlı bir katliam meydana gelmişti.
HDP İzmir İl binasını basan faşist, parti üyesi genç bir kadın olan Deniz Poyraz’ı katletmişti.
Tesadüf eseri baskın anında parti binasında tek kişi vardı. Aslında planlanan toplantı yapılabilseydi Türkiye çok daha büyük bir katliamla sarsılacaktı.
Deniz Poyraz’ın vurulduğu yerde kahvaltı için doğradığı domatesler, tabağına koyduğu birkaç zeytin, kağıt bardağa doldurduğu çayı dün de aynen duruyordu HDP İzmir il örgütünde. Farklı kesimlerden insanlar taziye için HDP binasına gelmişti.
Sadece İzmir’de değil, Türkiye’nin dört bir yanında parti binalarında taziye ziyaretleri vardı.
AKP-MHP iktidarının HDP’yi nefret objesi yapma, düşmanlaştırma oyunu ters tepmişti.
Çünkü artık vicdanlar ayaklanıyordu.
“Siyasi soykırım projesi” artık kanlı bir kırıma dönüşmeye başlamıştı.
Saray iktidarı artık çok net görüyor ki, HDP’yi diskalifiye etmeden egemenliklerini sürdürme şansları kalmadı.
Özellikle 7 Haziran 2015 seçimlerinde ilk kez barajı aşarak AKP’nin tek başına iktidar olmasını engellemişti HDP.
O günden bu güne her fırsatta HDP’ye saldırıyor, üyelerini, yöneticilerini gözaltına alıyor, tutukluyor, eş genel başkanlarını, milletvekillerini, binlerce yönetici ve üyesini cezaevine atıyordu iktidar.
Ancak bütün bu saldırılar HDP’nin, AKP-MHP’ye iktidarını kaybettirecek bir parti olmasını engellemeye yetmiyor.
Bunun için HDP’ye Kobane davası kumpası kuruluyor, kapatma davası açılıyor. Bu saldırıların yarattığı ortam da partili genç bir katının öldürülmesine kadar giden kanlı bir katliama dönüşüyor.
Bir yandan iktidarın yarattığı soygun, talan ve rant düzeninin bütün pislikleri ortalığa saçılırken, diğer yandan HDP’ye yapılan bu saldırılar Türkiye’yi kaotik bir ortama sürüklüyor.
Saray rejimi iktidarını sürdürebilmek için ülkeyi karanlık ve kanlı bir tünele sokuyor.
Ancak 7 Haziran-1 Kasım seçimleri arasında sahneye konulan bu kanlı oyun bu kez tutmayacak.
İktidarın zulmü; yaratılan bu soygun, talan, yokluk, yoksulluk düzeninde artık daha fazla görünür hale geliyor.
Bu nedenle vicdanlar ayaklanıyor.
Unutmamak gerekir ki HDP de bu ülkenin vicdanıdır.
Görünen o ki, bu ürkek muhalefetten önce Saray rejimine insanların ayaklanan vicdanları son verecek.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021