Celal DENİZ
10 Ekim günü inadına barış diyen on binlerce insan ülkenin her yerinden kalkıp barışı haykırmak, son aylarda çatışmalı sürecin yüzlerce can almasına son verilsin demek için Ankara'ya gitmişlerdi. Barış anaları, kamu çalışanları, gençler, kadınlar hatta çocuklar, dillerinde barış türküleriyle düşmüşlerdi yollara.
Dillerinde yarım kaldı barış türküleri.
Barışa bomba koydular.
Barış diyenlere savaşın o kanlı yüzünü bir kez daha dayattılar. Amed'de Suruç'ta patlatılan bombalara Ankara'yı da eklediler. Bu kez daha kanlı olanını dayattılar. Bu kez 100'e yakın canımızı aldılar. Barışı kana buladılar.
Oysa KCK 11 Ekimde eylemsizlik kararını ilan edecekti.
KCK'nin eylemsizlik kararının açıklanacağı duyulduğunda, Yalçın Akdoğan savaşı sürdüreceklerinin mesajını veriyordu.
Rize'de Erdoğan'a destek vermek amacıyla miting düzenleyen bir mafya lideri ''oluk oluk'' kan akıtılacağının müjdesini veriyordu. Erdoğan ile devleti özdeşleştirmiş biçimde Erdoğan'a diz çöktürürlerse devlete diz çöktürmüş olurlar diyordu.
Sedat Peker'in bu sözü sürdürülen bu savaşın Sarayın savaşı olduğuna çok somut bir kanıttı.
100'e yakın insanın cenazeleri daha yerde iken Başbakan Davutoğlu kedi pisliğini örter gibi sorumluğunu gizlemeye çalışıyordu. Bunun içinde HDP Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş'ı hedefine koymuş konuşuyordu.
İçişleri bakanı güvenlik zafiyeti yok derken o da sorumluktan kaçıyordu. Kendi sorumluluğunu gizlerken sorumlular hakkında hiç bir fikir de ileri sürmüyordu. Çünkü failler belliydi.
Evet barışa bomba koyanların faili açıktır.
Amed'de, Suruç'ta patlayan bombaların failleri bulundu mu? Bulunmadıysa eğer onun açık faili devlettir. Hükümettir. Başbakandır, Cumhurbaşkanıdır.
Ankara'da ki katliamında faili devlettir. Ta ki gerçek suçlular ortaya çıkarılana kadar.
Gerçek suçlular bulunsa da devletin başındakilerinin sorumluluğu azalmayacaktır. Çünkü kıyamete kadar savaş sürecek diyenler bugün akan kanın sorumluluğunu taşıyorlar.
Çünkü çözüm masasını bir gece de devirenler bu akan kanın sorumluluğunu taşıyorlar.
Çünkü DAİŞ çetelerine destek veren, ülkede örgütlenmelerine, giriş çıkışlarına, izin veren, lojistik destek için MİT tırlarını gönderenler bu akan kanın sorumluluğunu taşıyorlar.
Çünkü 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını sindiremeyip bu ülkeyi kaostan kurtaracak bir koalisyon kurulmasına engel olanlardır bu kanlı sürecin failleri.
Bu ülkede Her şeye Rağmen Barış diyenler bu dökülen kanın hesabını gerçek faillerinden soracaklar.
Halka sorumluğunu unutturmaya çalışırken yalan beyanda bulunan o başbakan hesap verecek.
Zafiyet yok diyen içişleri bakanı hesap verecek
Cumhurbaşkanı kıyamete kadar savaşın sonuçlarını gördüğü halde savaşta ısrar edişinin hesabını verecek.
Eğer ki bu ülkede hukuk varsa, vicdanlı yargıçlar savcılar varsa tüm bunların hesabını soracak. Yok eğer yargı bu hesabı sormazsa 1 Kasım seçimlerinde bu hesap başka şekilde sorulacak.
Bu ölen canlarımızı unutmayacağız. Unutturmayacağız. Unutturmayın.
İnadına barış demekten geri durulmasın. Kan içicilerin en çok korktuğu barıştır zaten.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017