Cihan AKTAŞ
Gezi Parkı eylemlerinin çığırından çıkarken şimdi geldiği noktaya kadar olup bitenler, Taksim’den yayılan gaz bulutları, hastaneye götürülen yaralılar, maksadı aşan yorumlarla ortaya çıkan gerilimli sahneler kaçınılmaz mıydı? Öyle düşünmüyorum. Neredeyse bir yıldır dilen gelen eylem sebepleri konusunda eylemciler zamanında muhatap alınsaydı, tetikte bekleyen fırsat düşkünleri Cumhuriyet Mitingi havalı eylemlerini duyuracak, bir ucu ağaca, diğeri avm sorgulamasına dokunan elverişli bir zeminden yoksun kalmış olurlardı.
“Parka karşı AVM” algısı, başlangıç aşamasında eyleme desteği artırdı, kimsenin kuşkusu olmasın. Hatırlarsınız, yenilerde bir işçi, çalıştığı inşaata en yakın olan ve pekâlâ yapımında ter dökmüş olabileceği bir avm’ye girip atm’den para çekmek istediğinde, üstü başı kirli, diye, hijyenik sebeplerle içeri alınmamıştı.
Bu ülkede mütedeyyin insanlar halka steril bir algıyla yaklaşan ve özellikle mütedeyyin kesimlerin duyarlıklarını asla hesaba katmayan, onları “nâmevcut” sayan CHP zihniyetinden çok çekti. CHP iktidarlarının betonlaşmayla süren ve tarihin örtbasını hedefleyen mimari ve şehircilik anlayışı Müslüman yazar ve şairlerin sert eleştirilerinden fazlasıyla payını almıştır. Ancak bu eleştiriler mısralarla metinlerle hâlâ el altındayken, dillerde gezinmekteyken AK Parti Hükümeti’nin tarihsel zenginlikleri açığa çıkarma politikaları adına canlı, yaşayan dokuyu betonlaştırmaya götüren ve kapitalizmle özdeşleştirilen bir fonksiyona sahip AVM’li projelere yoğunlaşması hiç anlaşılır değil. Bunları dile getirmenin ne anlama geldiğine de emin değilim doğrusu. Bir şeyler söyleniyor, bazı eleştiri cümleleri ta yürekten kopuyorken, yerine ulaşmadığı izlenimine kapılıyor insan; Çamlıca Camii projesinde bunu yaşadık. İşte, Ataşehir Mimar Sinan Camii, siluet bozulmasının sadece kıyılara özgü olmadığının örneğini sunmaya devam ediyor.
Biliyorum, Gezi Parkı’ndan yayılan olaylar bir yerden sonra – çok sık ileri sürüldüğü üzere - ve özellikle “ağaç sevgisi”yle açıklanamaz oldu, ama elbet gerginliğin ağaç sevgisiyle başlamadığı söylenemez. Sorun yerden bitmedi, bir yılı aşkın bir mazisi var. Taksim Meydanı’nda yolların yeraltına alınarak Topçu Kışlası’nın yeniden yapılmasına ve ağaçların kesilmesine karşı çıkan sanatçılar, mimarlar, şehir plancıları ve şehirliler, 12 Şubat 2012’de Gezi Parkı’nda buluşup ağaçlara notlar asmışlardı. O tarihten bu yana büyüyen tepki, sökülen ağaç yerine kışla / AVM / rezidans dikileceği haberleriyle sürdü ve gaz bombalarının aşırı kullanımıyla, parktaki çadırların yakılmasıyla zıvanadan çıktı. Gezi Parkı eyleminin kurucularına, olayların maksadı çoktan aştığı noktadan bakıp da “kandırılmış yığın” muamelesini, yer yer de “hainlik” sıfatını reva görmek büyük haksızlık. Gezi Parkı eylemi başörtülülere yer açtı, oysa eylem polis şiddetiyle amacından saparken bir süratle bildik laisist başörtüsü nefretini dışavuran söz ve fiiller dolaşıma girdi. Bir çığırından çıkma hali, masum eyleme kendinden menkul “direniş”ini yamamaya çalışan banka reklamı oyuncusunun sözde devrimci çağrısına benzer manipülasyonlarla, siyaseten malul çehrelerin kara imge aklama girişimleriyle genişledi.
Bu satırları yazdığım saatlerde Twitter’da gaz bombasından en az etkilenecek şekilde alınacak önlemlerle ilgili tavsiyeler akıyordu. Bir aradan sonra yazıya geri döndüğümde eylemin ağaçla, tabiatla, şehirle ilgili hassasiyeti saldırgan, şiddet saçan ifadelerle örtülmüş, aslında eylem adeta başka türlü sesini duyuramayacak olan kesimlerce çalınmıştı.
“Böyle olmasaydı keşke!” Peki, nasıl olabilirdi? Dün (Pazartesi günü) Taksim Gezi Parkı Platformu ve Mimarlar Odası temsilcileriyle görüşeceği bildirilen Belediye Başkanı Kadir Topbaş, en başından bu temsilcileri muhatap alırdı, eylem yerine gider konuşur ve projeyle ilgili daha sonra ekranda dile getirdiği “yanlış anlaşılanlar”ı bir bir açıklardı. Sürüp giden sadece yol çalışması mıdır, sökülen ağaçlar şimdi nerelerde, kışla projesinin giriş katına avm yapılması planı ne denli gerçek...
Kaldı ki “Topçu Kışlası” nostaljisi de tartışmaya açık. Park alanını mazisine geri çevirmeye dönük sert hamleler, ne ölçüde hakça olabilir? Aradan yıllar geçti, orada artık başka türlü hayatlar ve hayaller birikti. Birileri o parkı geçiş alanı yaptılar, kimileri oraya sığındı, pencereler ağacına yeşiline açılmaya alıştı, çokları için Taksim’deki buluşma mekanı oldu. “Yeni şehircilik nostaljik olmanın yanında yeni bir şey de sunuyor, parçalanmayı reddediyor”, diyor David Harvey, Umut Mekânları’nda. Şehir yaş alırken mukimlerinin hikayeleriyle yeni bir kişilik ediniyor. Seni üzen mazi kaybı konusunda geliştirdiğin duyarlığı güzelleştiren, sahici kılan, diğer insanların hatıralarını yaşatan mekanlar için göstereceğin endişe ve itina olmalı.
Topçu Kışlası yeniden mi ihya edilmek isteniyor... Bu tür mazi kayıplarında çok görüldüğü üzere kışla, daha müsait bir zeminde ve belki sembolik olarak ihya edilebilirdi.
Militer vesayete karşı değerli bir mücadele yürütmüş olan hükümetin imar/inşa enerjisi pekâlâ oturmuş dokuların, mahallelerin korunmasına dönük tedbirlere yönelebilir/di. Bu arada belirtmeliyim: Gezi Parkı eyleminin kurucuları, hükümete militer vesayet ve Ergenekon örgütlenmelerine karşı mücadelesinde destek veren insanlardı.
Eylem amacından saptırılmadan bir gün önce - Perşembe günü öğleden sonra - Yavuz Akengin ve Emine Uçak’la birlikte Gezi Parkı’ndaydık. Bir piknik havasında, ayakta kalan ağaçları sevgiyle sarmalıyordu insanlar. Kimileri kitap okuyor, kimileri müzik dinliyordu ve bir gerginlikten söz edilemezdi. Neler konuştuk, bir yandan ağaçlara dokunurken? Steril yaşantılar için, pırıl pırıl betondan bir şehir olmayı hak edecek köksüzlükte bir şehir değil İstanbul. Ayrıca, birçok kent araştırmacısının eleştirdiği oturmuş dokuyu kaale almayan emsal istismarcısı inşaatlarla, devasa yapılarla, yeşilin azalmasıyla sonuçlanacak projelerle bir şehrin üzerine üzerine gidemezsiniz. Şehrin ortak kullanım alanlarında gerçekleştirilecek inşaat faaliyetleri konusunda şehirlinin medyaya yansıyan duyarlıklarını hesaba katmayan bir belediyecilik, giderek daha fazla betonla ve sermayeyle ilişkilendirilen bir inşaatçılıkla özdeş hale geliyor. Rant kuşkuları, büyük projelerin çarpıcı vaadlerini görünmez kılıyor. Oysa ortak kullanım alanlarına yönelecek her kazmada belirleyici olan başlıca kıstas şehirlinin beklentileri, talepleri olmalı.
Taksim’in ihtiyaç duyduğu acil mekanlardan söz edeceksek, her şeyden önce bir cami ya da küçük mescitler geliyor akla...
Ağaçların sökülmesine dönük özensizlik ise elbet Gezi Parkı ile sınırlı değil. Keşke bütün şehir halkı ağaç ve yeşil alan konusunda sürekli bir duyarlık içinde olsa! Gezi Parkı örneği, yapıcı yaklaşımları göz ardı etmenin de sebebi olmamalı. Önceki hafta katıldığım İslamcılık Sempozyumu’nun yapıldığı Zeytinburnu Kültür Merkezi’nin zemin katı, güzeller güzeli yaşlı bir çınarı ayakta tutacak şekilde tasarlanmıştı.
Mimarlık ve çevre sorunları etrafındaki yazılarımda her zaman, önemli projelerde şehirlinin ve konuyla ilgili meslek kuruluşlarının, ayrıca doğrudan mahalle / bölge halkının görüşlerini hesaba katan danışmaya açık ve uzlaşımsal süreçlerin önemine dikkat çekmişimdir.
Metropolleşmenin hesap edilmemiş bedelleri üzerine düşünmek açısından Gezi Parkı olayları üzücü bir örneklik ortaya koyuyor. İstanbul’un bir avm şehri olmaya devam ettiğine, bir bakıma Dubaileştiğine dair bir kanaat dile getiriliyor sıklıkla ve yukarıda da değindiğim gibi, buna mütedeyyin kesim tepki gösteriyor; kuralsızca silueti işgal eden gökdelenlere de tepki gösterdikleri şekilde. Şehri Haliç gibi önemli sorunlarından kurtaran Başbakan Erdoğan bile yer geliyor gökdelenlerden, betonlaşmadan şikayet ediniyor.
Yeşili, oturmuş dokuyu korumak çok önemli, ama daha önemli olan söyleyecek sözü olan insana önyargılarla kulak tıkamak yerine, onu saygıyla muhatap almak. Aksi takdirde yerine ulaşamayan sözlerin oluşturduğu uğultuda samimi eylemin, fırsat düşkünlerinin yağmasına uğraması işten değil. Üzücü olayların ardından umarım Taksim’in ortasında gelene geçen bir ferahlama sunan parkın lehine girişim ve açıklamalarla, duyarlı şehirlilerin yüreklerine su serpilebilir.
DÜNYA BÜLTENİ
Yazarlar
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016