Ekin GÜN
Seçimlere sadece birkaç gün kaldı. Belki de bugünden sonra konuştuklarımızın bir anlamı olmayacağı günlere doğru gidiyoruz. Zaten artık bu saatten sonra da benim de niyetim seçimler üzerine analiz yapmak değil. Seçimden önceki bu son yazıda da bir analizi değil daha seçimlere girmeden kaybettiği kesinleşen bir kişinin hikayesini anlatacağım.
Hayatımda bir seçimde oy vereceğim partiyi ilk kez açıkladım. Bunu gazetecilik görevimi askıya alarak değil, aksine tam da gazetecilik görevim gereği yaptım. “Gazeteciler taraf tutmaz” klişesine şiddetle karşı çıkan biri olarak tarafımı açıkça belli ettim ama asla ve asla gazetecilik mesleğinin namusundan da bir nebze olsun geriye doğru atmadım, neyi doğru görüyorsam, neye inanıyorsam onu yazdım. Kısacası tarafımı belli ederken asla tarafım bu diyerekten yalanı yazmadım, olanı yazdım. Gazetecilerin de bir insan olduğunu, doğal olarak taraf tutabileceğini ama gazetecilik mesleğinin namusu olduğunu ve bunun için de dürüst bir şekilde doğruları ifade etmekten kaçmamak gerektiğine sonuna kadar inandım.
Tabi bizim ülkede AK Parti dışında tüm partileri destekleyen gazetecilerin tarafsız olduğuna, AK Parti’yi destekleyen gazetecilerin de yandaş olduğuna dair yaygın bir inanış olduğundan dolayı çok sayıda küfür ve hakaret aldım ama her şeyden önemlisi en az bu küfür ve hakaret kadar da güzel mesajlar aldım. Küfür ve hakaretlerin sebebi AK Parti’ye oy verecek olduğumu açıklamamdı.
Kısacası fikre ve içeriğe bakmadan oy vereceğiniz partiyi açıklamak bile küfür ve hakaretin sebebi sayılabiliyor bu ülkede.
Sonuçta iyisiyle kötüsüyle bir seçim dönemi geride kalıyor, son sözü Pazar günü halk söyleyecek. Ve halkın söylediği sözün yanında bizim söylediklerimiz suya yazı yazmaktan da öteye gitmeyecek. Tarihin hepimizi nasıl yazacağına gelecek günlerde bakacağız ama sonuç ne olursa olsun halkın dediğine saygı duymaktan başka bir şansımız da yok. Çünkü bu ülkede halk kimi seçerse seçsin benim inancıma ve ilkelerime göre kayıtsız şartsız doğru olan budur. Bunun tartışmaya açılması demokrasinin tartışmaya açılması demektir. Onun içindir ki geleceği de bu halk yazacaktır.
Evet bugüne kadar aylardır seçimlere ilişkin konuşulan iki konu var. Birincisi HDP’nin barajı geçip geçmeyeceği. İkincisi ise HDP barajı geçerse koalisyon olup olmayacağı. Bende seçim dönemi boyunca yazılarımın genel ağırlığını HDP’ye verdim. Çünkü benim için bu ülkede en önemli problem Çözüm Süreci’ydi ve Çözüm Süreci’ni büyük bir cesaretle başlatan AK Parti’nin yanında duruşum da bundan ibaretti. Artık bu ülkenin ölümleri değil yaşamı konuşması gerektiğinin altını özellikle hep çizdim. Dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Bu noktada da Çözüm Süreci’nin siyasi muhatabı HDP’nin duruşunu da bu seçim dönemi boyunca hep eleştirdim. Ve sandığa birkaç gün kala artık çok rahat bir şekilde söyleyebilirim ki buraya kadar Demirtaş…
Sonda söyleyeceğimizi baştan söylemek de fayda var. Bu ülkede Çözüm Süreci Erdoğan ve AK Parti’nin dışında kimsenin umurunda değil. Ve hedef çok açıkça Erdoğan. Gerek Çözüm Süreci olsun, gerekse Türkiye’nin ekonomik anlamda yaptığı yatırımlar olsun ve dünyada da lider bir ülke konumuna oynaması uluslar arası kamuoyunu ve bu kamuoyunun Türkiye içindeki şubelerini rahatsız etti. Şimdi ise yeni bir oyun deneniyor. Hedef Erdoğan nezdinde Türkiye’nin bağımsızlığı, dik duruşu ve dünyadaki lider ülke pozisyonuna oynamasından başka bir şey de değil.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nden sonra siyasi rakibini Meclis’te ayakta alkışlayan Selahattin Demirtaş’ın 6-7 Ekim Kobani Olayları’ndan sonra 180 derece dönmesinin başka bir izahı olamaz. Hadi bunu geçtim Selahattin Demirtaş’ın tüm seçim faaliyetlerini Erdoğan’ı başkan yapmamak üzere kurgulamasının da başka bir izahı olamaz. Hadi bunu da geçtim diyelim Kürtlerle Beyaz Türklerin bu kadar içli dışlı olmasının başka bir izahı olabilir mi? Bence asla olamaz.
Sanmayın ki 200 aydının Nirvana’ya bir günde ulaşmış gibi HDP’yi destekleyecek duruma gelmesini çok önemsiyorum. Bu 200 aydın ve daha nicelerinin zaten eski mahallelerine dönecekleri gün gibi kesindi. Çünkü onlar hiçbir zaman Türkiye’nin daha iyiye gitmesinin yanında olmadılar, onlar aydın sıfatının altına saklanıp topluma uzak yaşayan ve toplumu hiçbir zaman anlamayan insanlar olmayı seçtiler. Bu onların seçimiydi belki bu konuda yargılama her ne kadar bize düşmese de Kürtler’in temsilcisi olarak kendilerini saydıkları için ve bununla birlikte Kürtlerin de kendi tekellerinde olduğunu düşündükleri için yanlışın tarafında yer aldılar. Ama onlar her seçim öncesi kaybetmeye alışkın oldukları için yine kaybetseler de pek umurlarında olmayacak.
Günlerdir oyunu HDP’ye verecek insanlarla konuşuyorum ve “Erdoğan’ın neredeyse anıtını dikecek” diyen insanların Demirtaş’ın adını dağlara taşlara yazmadığı kaldı. Şuanda bu yazıyı yazdığım kafede bile yan masada “Demirtaş Erdoğan’la çok iyi uğraşıyor” konuşmaları dönüyor. Peki 6-7 Ekim’de halkı sokağa dökerek 50 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan Demirtaş’ın bu kadar popüler olmasının altında yatan sebep ne?
Cevap çok basit; Erdoğan. Mesele Erdoğan olunca ne 6-7 Ekim Olayları ortada kalıyor, ne de Demirtaş’ın “Barajı geçemezsek iç savaş” çıkar demesi. Erdoğan’ı devirmek adına her şeyi mubah olarak görüyorlar ve bunun için de her şeyi yapmaya hazırlar. NYT’nin “Erdoğan’ı Durdurun” manşetinden tutun da The Economist’in “Oyunuzu HDP’ye Verin” çağrısına kadar hepsi dizayn operasyonunun meşru parçalarını oluşturuyor.
Meşru diyorum çünkü seçimleri Erdoğan’ı devirmek adına meşru bir sistem olarak görmenin farkına varmış durumdalar. Gezi’de, 17-25 Aralık’ta aradıklarını bulamayanlar şimdi barajı geçince gayrimeşru olarak neler yapacaklarını hesaplıyorlar. Hani diyorlar ya “Barajı geçince iç savaş çıkmaz” diye. Bunu demelerine kendileri bile inanmıyor. Evlenene kadar birkaç kızla takılan evlendikten sonra tek eşe bağlı kalacağını ifade eden erkekler gibi yalanın dibine batmış durumdalar. Canlarının çıkacağını ama huylarının çıkmayacağını aslında kendileri de çok iyi biliyorlar sadece bunu 7 Haziran’a kadar söylemekten imtina ediyorlar. Hepsi bu.
Bakın 6-7 Ekim Olayları’ndan sonra saz çalan, evinde domates doğrayan ve sulu esprilerle bir Elvis Presley’e benzetilmediği kalan sempatik Demirtaş ve HDP sadece Erdoğan’ı devirmek için kurgulanan bir proje. Kısacası seçimlerden sonra artık PKK’nin dışında da Batı’dan bağımsız davranamayan bu partinin Türkiye’ye vereceği CHP’nin vereceklerinden ötesi olamaz.
İçlerine almış oldukları “Başörtüsü kadını aşağılayan bir ritüeldir” demesiyle ün salan milletvekiliyle, artık bozuk plak gibi halka rağmen tekrarladıkları “Seni Başkan Yaptırmayacağız” sloganlarıyla, Ertuğrul Özkök’lerle aynı masada yemek yemeleriyle ve Doğan Medyası’nın güdümünde olmalarıyla, CHP hatta MHP’yle bile koalisyon yapacaklarını ama Çözüm Süreci’ni başlatan AK Parti’yle asla koalisyon yapmayacaklarını ifade etmeleriyle, Doğu’da silah zoruyla, Batı’da ise “barajı geçemezsek iç savaş çıkar” gibi silah söylemleriyle HDP ve Demirtaş Kürtlerin değil, Beyaz Türklerin partisidir. Seçilmişlerin ise karşısında yer alan ve tüm siyasi propagandasını ulusalcılardan oy almak adına Erdoğan karşıtlığı üzerine kuran bir parti artık bugüne kadar halka zulmeden devletin kurucu unsurları olan Kemalistlerin biricik partisi ve belki de Türkiye’de seçilmişlere kasteden derin ittifakın da en büyük temsilcisi haline gelmiştir.
Evet seçim barajlarını sonuna kadar eleştirsem de belki de barajı geçebilmek adına Kürtleri bugüne kadar katledenlerle %1-2 oy daha fazla alabilmek adına kurgulanan ittifakı da eleştirmek çok yanlış olmasa gerek. En azından böyle zamanlarda “galiptir bu yolda mağlup” demenin çok büyük önemi var. Hiç değilse bu söylem bile cumhuriyetin kurucu unsuru olan İttihat ve Terakki zihniyetinin karşısında olmalarının en büyük kanıtı sayılırdı ama bugünden bakıyorum da bu zihniyetin sempatik temsilcilerinden başka da bir şey olamazlar.
Kısacası her ne kadar HDP’nin seçim barajını geçemeyeceğini ifade etsem de halkın takdiri HDP’yi %10’un üzerine taşırsa bugüne kadar halk düşmanı kitlenin destekleriyle taşındığının en büyük kanıtıdır. Ve seçimden sonra halka rağmen politika yapacaklarının da başlangıcıdır. Çünkü silahı arkasına alan ve demokratik siyasette başarısızlığı hazmetmemeleri sonucunda silahı kullanacaklarını ifade eden bir parti artık Yeni Türkiye’de Kürtlerin değil, halka zulüm edenlerin yanında yer almaktan öteye gidemeyecektir. Ve unutulmamalıdır ki bu partinin ve bu partinin genel başkanı Demirtaş’ın seçim barajını geçse bile halkın vicdan barajını geçemeyeceği gün gibi ortadadır.
Pazar gününden sonra seçim sonuçlarını değerlendirecek bolca zamanımız olacak. Yukarıda da ifade ettiğim gibi halkın takdiri her şeyin ötesindedir. Bu takdirin tartışılması demek demokrasinin tartışılması anlamına gelir.
Ve öyle ki gazetecilik görevimi askıya alarak değil tam aksine gazetecilik görevim gereği ilkelerim ve değerlerim uğruna bir kez daha üstüne basa basa söylüyorum ki benim oyum AK Parti’yedir.
Yani Yeni Türkiye’ye…
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016