Ekin GÜN
Son günlerde medyayla ve gazetelerin geleceğiyle ilgili basında çıkan yazıları büyük bir zevkle takip ediyorum. Her ne kadar yazılan tüm yazılar kişisel çıkarlarla ilgili olsa da konunun ana temeline ve medyanın geleceğine ilişkin fikir edinebiliyorsunuz.
Karşımızda Vedat Milor’un “menemen soğanlı mı olur, soğansız mı?” tartışmasını bile geride bırakan bir soru var: “Yazılı basın bitti mi?” Öncelikle bu sorunun cevabını vermekle başlayalım. Yazılı basın bitmedi, kısa sürede de biteceğe benzemiyor. Dünyadaki her olay gibi bu meselede arz ve taleple ilişkili. Yazılı basına hala talep varsa arzda mutlaka olur. Dünyadaki her şey gibi de gelecekte farklı bir değişimin önünde kimse duramaz, şimdiden buna ilişkin kimse net bir kanıda bulunamaz. Mesele bu kadar basit.
Aslında yazının başlığından da anlayacak olursanız daha mikro bir konu yazacaktım. Buna geçmeden önce durumun makrosunu anlatmak istedim. Bizim dediğimiz medya ve yazarların kim olduğunu biliyorsunuz. Aynı fikri paylaştığımız, ülke adına değerlendirmelerde bulunduğumuz ve kamuoyuna görüş yöneltme işini hep birlikte yaptığımız kişiler. Fakat son zamanlarda bakıyorum, bizim medya ve yazarlarda bir sıkışmışlık ve yılgınlık halini ne yazık ki çok net bir şekilde görebiliyorum. Bu yılgınlık hali CHP’yi eleştirme gibi bir konformizmle kendisini gösteriyor. Nasıl mı?
Artık CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve Muharrem İnce’nin eleştirilecek hiçbir tarafları yok. Eleştirmeyi bırakın muhatap alınacak bir katma değerleri bile yok. Zaten birbirlerine düştükleri gibi sesleri kendi taraftarları açısından bile yankı bulmuyor. Ortaya attıkları bir fikir var da bunu mu eleştiriyoruz derseniz, zaten yaklaşık bir asırdır doğru düzgün fikirleri olmadığı gibi ülke adına yapmış oldukları hayırlı bir olayda yok. E hal böyleyken, CHP’yi eleştirmenin, aynı kelimelerin yerlerini değiştirerek aynı kişileri yok yere popüler etmenin ne anlamı var? Deşifre ediyoruz derseniz, her tarafı deşifre olmuş, suluğa dönmüş bu zatları eleştirmek kime fayda sağlar? Boşuna zaman kaybı.
Oysa ülkenin içinden geçmiş olduğu durumu göze alacak olursak medyanın ve yazarlarımızın eski heyecanının şimdi olmasını çok isterdim. Belki de Başkan Erdoğan da benimle aynı fikri yürekten paylaşıyordur. Her zaman dediğim gibi; Türkiye’nin kaderi Erdoğan’la çiziliyor, Erdoğan olmazsa Türkiye’nin bağımsızlık serüveni anında biter. Erdoğan’a sahip çıkmanın ve desteklemenin koşulu ise Erdoğan’ın dediklerine onay vermekten ya da alkışlamaktan geçmez. Bunu onurlu bir şekilde yapan ve seçmiş olduğu kişinin arkasında ölümüne duran bir millet var zaten. Bizim medyamız ve yazarlarımız milletten rol çalacağına Başkan Erdoğan’ın önünü açacak, onu daha ileri noktaya götürecek, ülkenin gelişmesini sağlayacak ve hatta Erdoğan’ın bile bazı konularda elini rahatlatacak fikirleri ortaya atsalar, bunun üzerine kafa yorsalar daha hayırlı bir iş yapmış olmazlar mı? Hani Yeni Türkiye, Yeni Sistem gibi cümleleri çok fazla kuruyoruz da neden her YENİLİĞİN içeriğini dolduracak ve bu yeniliklere YENİLİK katacak fikirleri söylemekten çekiniyoruz? Yoksa CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu yazmanın dayanılmaz konformizmi bize daha mı kolay geliyor?
Eskiden öyle bir medya ve bu medyada yazan yazarlarımız vardı ki CHP’nin peşine takılacağına, CHP’nin gündemine meze olacağına yeni gündemler oluşturur, bu gündemlerle Türkiye’nin gelişmesine katkı sağlardı. Eleştireceği konuları bile yazmaktan sakınmaz çözümüyle birlikte eleştirirdi. Bu olması gerekendi. Şimdi olması gerekeni bile yazmamız ileriye gideceğimize ne kadar gerilediğimizin kanıtı. Hadi algı üretme konusunda çoktan sınıfta kaldık, haklı olduğumuz konuları bile layıkıyla anlatmayı başaramadık ama rahat koltuklarımızdan, kahve eşliğinde yeni fikirleri yazmak ve Erdoğan’a bu açıdan yardımcı olmak bu kadar zor olmasa gerek diye düşünüyorum.
YERLİ ÜRETİM logosu ve bürokrasi
“Yerli Üretim” logosunu ilk gördüğümde istemsiz olarak ağzımdan “rezalet” kelimesi çıktı. Ne bir sıcaklığı var ne de insanı yerli üretime çeken bir tarafı. Oysa logoyu da kapsayan her tasarım aynı zamanda cazibe merkezi olmalı, toplumu içine çekerek deyim yerindeyse o ürünü almak için kandırmalı.
Logoyu görünce aklıma bizim bürokrasi geldi. Tam bir bürokrasi işi olmuş. Yapanın ellerine sağlık! Oysa Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin tam olarak Türkiye’de egemen olduğunu gösteren logo bu olmamalı. Demek ki yürüyecek daha çok yolumuz var. Twitter hesabımda yapmış olduğum yorumu buradan da paylaşayım, zira benim için durum tam da böyle:
“Bu ülkede bürokrasinin gücü ne zaman kırılır sorusunun cevabı şudur: Bu tarz logolar daha estetik hale gelir, yandan bakınca tuğla, önden bakınca araç plakasına benzemez, baktıkça bakasın gelir, hatta evinin ya da dükkanının bir köşesine asmak istersin; işte o zaman kırılmıştır.”
Bedelli askerlikte 21 gün ücretsiz izin doğru mu?
Bizim medyada bedelli askerlik konusunu sadece ben yazdım. 21 günlük temel eğitim şartına karşı çıktım, hala çıkıyorum. Ülkenin içinden geçmiş olduğu durumu göz önüne alırsak bedelli askerlik ülke ekonomisi açısından önemli. Temel eğitim şartında harcanan paraya da gerek olmadığını belirttim. Hatta seçimden önce Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin “temel eğitim bedelli askerlikte olmayacak” sözünü de hatırlattım.
Gelgelelim 21 günlük temel eğitim şartı meclisten geçti. Çalışanlar iş yerlerinden 21 gün boyunca ücretsiz izinli sayılarak askerlik görevlerini yerine getirecekler. Takıldığım nokta ise ÜCRETSİZ olması. Neden mi?
Askerlik zorunlu bir vatani görev. Dolayısıyla bedelli askerlik yapmak isteyenler çoğunlukla kredi çekerek bu görevlerini yerine getiriyorlar. 21 gün boyunca maaş almayacak olan bu kişiler kredi ödemelerinde zorlandıkları gibi piyasada artan fiyatlarla da askerden döndükten sonra mücadele etmek zorunda kalacak. Bu noktada devletin işvereni düşünmesini anlıyorum ama bedelli askerlikten yararlanan o kişi askere gitmeseydi işveren zaten o maaşı verecekti. Dolayısıyla ülkemize karşı yapılan bu kur operasyonundan birlik ve beraberlik içerisinde çıkacaksak bu noktada da bir düzenleme yapılabilirdi.
Bilmem yanlış mı düşünüyorum?
Sanat Instagram için mi?
Mert Vidinli, Sabah gazetesindeki köşesinde Contemporary’yi konu edinen bir yazı yazmış. Vidinli, Contemporary’e giden çoğu kişinin Instagram’a fotoğraf ya da story atmak için gittiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor:
“Onların aslında sanatla kıyısından köşesinden alakası yok. İlk günkü davete katılan zenginlerin peşine takılıp Contemporary'yi görmeye gelen ve gördükleri her eseri sosyal medyada paylaşan insanlar. Yani sadece paylaşım yapmak için orada bulunanlar. Kendini göstermek isteyen ünlümsü tipler. Sadece 'Oradaydım ve entelektüelim' tavrı takınmak isteyenler.”
Mert’in yazılarını severim. Fırsat buldukça da okumaya çalışıyorum ama bu yazısına zerre katılmıyorum. Çünkü biz sanatseverler sanat galerilerini güya “sanat için” gezen o “tiplerden” hala daha sıkılmadık mı? Nitekim sonunda “sanat sanat içindir” gibi bir klişeyle tekelciliğin dibine vurmuş, ruhsuz ve kimseye bir şey hissettiremeyen bir sanat anlayışımız ortaya çıktı. Sanatın esinlenmiş olduğu her şeyi bu kişiler sayesinde izole ettik ve geldiğimiz durum ortada. Birileri tekel yarattı ve bu tekeli tepe tepe kullanıyorlar.
O nedenle Contemporary’e sırf Instagram’a story ya da post atmak için giden kim varsa onların yanındayım. Hiç değilse o sanat galerileri böylelikle herkese hitap ediyor, merak uyandırıyor ve sanat icra edenler için de itici bir güç oluyor. Bazı şeyleri dar kalıplara sokmaktan ziyade paylaşmanın önemine inananlardanım. Ayrıca her Instagram’a böyle story ya da post atanları “sanat bilmez, anca hava basar” gibi cümlelerle aşağılamanın da karşılığının “neye göre, kime göre?” olduğunu belirtmekte fayda var. Zira sanattan bahsediyoruz, göreceli bir kavram. Bilimsel kanunların bile yüzde 100 ispatı yok.
Dertleşme
Bazen düşünüyorum da siyasi çekişmeler için sosyal hayatımızı ne kadar çok askıya almışız.
Siyasi çekişmeleri çekin aradan sosyal hayatta iyi anlaşabileceğimiz insanları bile ötekileştirmiş, sırf aynı fikri düşünmüyoruz diye dışlamışız.
Yanlış anlamayın, kişisel haklarınıza saldıranlardan bahsetmiyorum, sadece fikir ayrılıklarının fikirsel çatışma haline gelip doğal kopmalardan bahsediyorum.
Öyle bir hale gelmiş ki bu, ölüm gibi önemli bir konuda dahi insanların acılarını paylaşmama noktasına gelmişiz.
İnsanlığımızı, benliğimizi kaybettiğimizde, vicdanımızı törpüleyerek yeni bir şekle soktuğumuzda savunduğumuz fikirlerin ne önemi var?
Bunu belki de aranızda düşünecek en son insanlardan biriyim.
Hayatım boyunca siyasi fikirlerimden dolayı birçok arkadaşımı kaybettim, aile bireylerimle takıştım.
Ama bir kere geldiğimiz şu hayatta ne önemi var?
Sizinle konuşmak istemeyeni kafaya takmayın, konuşmak isteyene de sakız gibi uzayan tripler atmayın, yeter.
Hayat o zaman daha yaşanılır olur, inanın bana.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016