Ekin GÜN
Eskiden gençlik hareketlerinin içinde mücadele yürütürken en çok attığımız sloganlardan biri, "faşizme karşı omuz omuza" idi.
Bu sloganı caddelerde, sokaklarda, ilgili ilgisiz her yerde atmak alışılagelmiş bir ritüel, kısmen de gizli bir mahalle baskısıydı. Öyle ya, insanın aslında böyle bir slogan atarken kendi hareketine dönüp de bakmaması içinde bulunduğu faşizmi görmesine en büyük engeldi.
Faşizm ve Kemalizm… Her ne kadar ayrı yazsam da birbirinden pek farkı olmayan ama çoğu noktada birbirini tamamlayan bu iki ideoloji Türkiye’de o kadar etkili oldu ki adeta düşmanını bile aynı reflekslerle hareket etmeye zorunlu kılıyordu. Bunların dışına çıkanlar her ne kadar sisteme karşı hareket edenler olarak etiket yese de AK Parti’nin iktidara gelişinden sonra bu durum bir özgürlük mücadelesi haline geldi. Vesayetlerle, darbelerle, özgürlük alanını kısıtlayan uygulamalarla cumhuriyet tarihi boyunca en fazla mücadele eden ve en hızlı yol alan parti AK Parti ve bu partinin lideri Erdoğan oldu.

Özgürlük mücadelesinin kalıcılığı hiçbir zaman elde edilen demokratik kazanımlardan geçmez, bu demokratik kazanımları sahiplenmekten ve korumaktan geçer. Yeterli oranda sahiplenmezseniz ve kalıcı olması adına hareket etmezseniz vesayetin geri dönüşü saniyeleri alır. Son Andımız kararı gösterdi ki demokratikleşme ve normalleşme hamlelerini siyasete müdahale eden odaklar saniyelik kararlarla başa sarabiliyorlarmış. 2018 yılının son çeyreğinde Hitler Almanya’sına özgü bir metni okul bahçelerinde militarizm kurallarıyla çocuklara okutmayı tartışmak bile başlı başına bir utanç vesikası. O çocuklardan daha sonra ise büyüklerini saymasını, küçükleri sevmesini beklemekse bizim ayıbımızdan öteye gidecek bir şey değil.
Ne mutlu ki 2002 yılında olduğu gibi 2018 yılında da aynı özgürlükçü reflekslerle hareket eden bir lideri var bu ülkenin. “İstiklal Marşı’ndan başka bir ant tanımıyoruz” derken ki kendinden emin o duruş bu ülkenin en sağlam sigortası belki de. O nedenle zaten Erdoğan’dan sonra ikinci bir ismi sayamıyorsak, elde ettiğimiz demokratik kazanımları sonuna kadar sahiplenip korumak en büyük vazifemiz.
Bu ülkeyi sevmek, bu milletten gurur duymak için Çetin Altan’ın deyişiyle “Türk’ün Türk’e propagandasına” gerek yok. Geçen yazımda Erdoğan’ın sözüyle yazmıştım; bal demekle nasıl ağız tatlanmıyorsa, Türk’üm demekle de Türk olunmuyor. Sevgi eylem getirir sözünden yola çıkarak, “ben Türk’üm” demekten daha çok bu ülke için neler yaptıklarınızla ölçülüyorsunuz günün sonunda. Tıpkı futbol müsabakalarında nasıl oynadığınız değil, skor tabelaları hatırlanıyor seneler sonra. Mesele bunda saklı.
CUMHUR İTTİFAKINI MİLLET KURDU
MHP lideri Devlet Bahçeli, Andımız ve afla ilgili çıkışından sonra yerel seçimlerde ittifak yapmayacağını açıkladı. İki parti arasındaki eşitler arası ilişkiden bahsetti. Haklı olmasını dilerdim ama AK Partili Bekir Bozdağ’ın ırkını hedef alarak hakaret etmesini, küçük düşürmeye çalışarak tehdit etmesini ben haklı bulamam. Bugüne kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ağzından ne Bahçeli’ye karşı ne de MHP’li birine karşı küçük düşürücü bir söz duymadıysam eşitler arası ilişkiye en hassasiyetli yaklaşması gereken Devlet Bahçeli olmalıydı.
Oysa bu satırların yazarı Bahçeli için 15 Temmuz’dan tam üç ay sonra şunları kaleme almıştı:
“Devlet Bahçeli 15 Temmuz’dan bu yana adı gibi tam bir devlet adamı profili çiziyor. Muhalefet nasıl olmalıdır, halk için muhalefet nasıl yapılmalıdır, halka rağmen bu ülkede artık nasıl bir şey “yapılamaz”ın kitabını yazıyor adeta. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişiminin ilk dakikalarında darbeye karşı nasıl sert bir tutum gösterdiyse; o günden bugüne de gerek FETÖ’yle mücadele konusunda gerekse küresel dönen tezgâhlara karşı çıkması hususunda yansıtmış olduğu tavır takdire şayan. Özellikle başkanlık sistemini desteklemese de halka gitme noktasında ve halkın tercihlerine saygı duymada diğer muhalefet partilerine örnek üstüne örnek oluyor… Devlet Bahçeli son üç aydır halkın gözünde inanılmaz bir takdir topladı, ne kadar tebrik etsek az.”
Devlet Bahçeli’yi örnek davranışı için överken iyi, katılmadığımız bir fikrini hiçbir hesap gütmeden eleştirirken kötü olacaksak kusura bakmayın bu özgürlükçü bir davranış olmadığı gibi bu tutum en hafif ifadeyle dayatmadır. Hala daha aynı şeyi yineliyorum, Cumhur ittifakı yerel seçimler için bitmiş olsa da genel anlamda devamı Türkiye’nin içinden geçtiği bu kritik süreçte elzemdir.
Hülasa, unutulmaması gereken asıl irade AK Parti ve MHP’nin ayrı iki parti olduğudur. MHP, her ne kadar karşı çıksam da bir af teklifi vermiştir, kendi düşüncesidir ama bu kabul görmediğinde “küstüm, oynamıyorum” demek en kritik süreçte kurulan ittifakın ruhuna da yakışmaz. Bahçeli’yi yapıcı fikirlerle eleştirmenin Bahçeli’ye ne gibi kötülüğü dokunabilir de eleştiri özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan birileri her yerden türüyor bugünlerde? Eski başbakandan tutun da eski başdanışmana kadar “eleştirilemez” olarak kabul edilen kişilerden hala daha bir ders almadık mı?
Öyle ya, ben Devlet Bahçeli’yi “Perinçek ve Erdoğan arasında bir tercih hakkımız olacaksa kesinlikle ve istisnasız Erdoğan’ı tercih edeceğiz” cümlesini alkışladığım gibi o devlet adamlığına yakışan profiliyle, halkın takdirini 15 Temmuz’dan sonra büyük bir ölçüde kazanmasıyla hatırlıyorum. Öyle de hatırlamak istiyorum. Zira bu ittifakı bu millet oluşturduysa bunu istememizden daha doğal ne olabilir?
MDT terörünü nasıl bitirebiliriz?
Valla bu yazıyı direkt olarak İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’a yazıyorum. 15 Temmuz’daki kahramanca tutumu hala daha hafızalarda olan Çalışkan’ın bu konuyla da yakından ilgileneceğini düşünüyorum.
İstanbul’da genel anlamda her türlü toplu ulaşımı kullandığım gibi kendi aracımla da gittiğim yerler oluyor. Geçenlerde Beşiktaş, Barbaros Bulvarı’nın o meşhur trafiğinde oturdum saydım. Sağımdan, solumdan tam bir dakika içinde 11 tane motosiklet geçti. Trafik azalır gibi oluyor, geçmeye çalışıyorum solumdan motosiklet geçiyor, sağ tarafa park yapacağım, bu sefer sağımdan geçiyor. Her yerden arkadaş, her yerden!
Zaten dolmuş ve taksilerin yollarda sinyal vermeden önümüze kırmasına alıştık. Bir dolmuş ya da taksi gördük mü istemsiz bir şekilde otokontrol yapıp yolumuza öyle devam ediyoruz da bu kadarı da fazla. Trafik canavarlığına soyunan motosiklet-dolmuş-taksi (MDT) terörünü nasıl bitirebiliriz bilmiyorum ama Mustafa Çalışkan’ın bu konuya el atacağını düşünüyorum. Artık sinyalsiz bir şekilde şerit değiştirenlere anında ceza mı gelir, şeridin dışında hareket eden motosikletlere gereken uyarı mı yapılır bilmiyorum ama bu durum sürdürülecek gibi değil!
Melih Gökçek MHP’den aday olmaz!

MHP, yerel seçimlerde her bölgeden aday çıkaracağını açıkladıktan sonra kulislere bir gün sonra düşen bilgi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Melih Gökçek’e teklif götüreceği yönünde oldu.
İlk duyduğumda verdiğim tepkiyi şimdi de söylüyorum: Gökçek tek başına MHP’den aday olmaz. Eğer yerel seçimlerde AK Parti ve MHP arasında bir ittifak olmuş olsaydı o zaman olabilirdi ama Gökçek’in (böyle bir teklif varsa) şık bir şekilde MHP’nin teklifini geri çevireceğini söyleyebilirim.
Bir dram filmi: 3 Büyükler!

Bir takımın teknik direktörünün aklı hala daha Trabzonspor’daysa…
Öbürü gündeme mekân basmasıyla geliyorsa…
Diğeri de küme düşme hattındaki takımı için milyonlarca taraftarla dalga geçip “gol yememeyi öğrendik, şimdi atmalıyız” diyorsa…
O ülkenin üç büyük kulübünden bir cacık olmaz!
Şu sıralar en fazla hangi sosyal medya uygulamasında vakit geçiriyorum?
BİR: Instagram… (Posta gazetesinin ne kadar çok sattığıyla ilgili… Bolca resim, az yazı, sanırım sezonluk depresyondayım.)
İKİ: Twitter… (Siz de Türkiye gündeminin kasvetinden sıkılmadınız mı?)
ÜÇ: Facebook… (Aslında hiç vakit geçirmiyorum, yaş ortalaması 100’e ulaşan bir uygulamadan hayır mı gelir?)
Mahalli seçimler için köşemi vatandaşa açıyorum!
Yerel seçimler yaklaşıyor.
Haliyle ülke insanı için devlet denince akla gelen ilk kurum ilçesindeki ya da ilindeki belediyeler.
Şimdi…
Mail adresimden ya da köşede bulunan sosyal medya hesaplarımdan bana ulaşan vatandaşların yerel seçimlerle ilgili düşüncelerini, AK Parti’nin yerel seçimlerde kazanmak için neler yapması gerektiğini, adaylık için istediği kişileri paylaşacağım.
İster isimli, ister isimsiz… Siz yazın köşemde yer vereceğim.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016