Ekin GÜN
Selahattin Bey HDP binalarına dönük saldırıları değerlendirdiği basın toplantısında HDP'lilere diyor ki: “Size ve partinize saldıranı anasından doğduğuna pişman etmek sizin hukuki hakkınızdır.”
Türkiye iki günde toplamda 30 tane şehit vermiş, Güneydoğu'nun sokakları yanıyor, PKK kamuoyundaki bazı odaklar tarafından çarşaf çarşaf aklanıyor, Erdoğan'ı ve AK Parti'yi desteklediğini ifade edenler terör örgütleri tarafından hedef gösteriliyor, seçimlere gidilen bir zeminde PKK'nın iç savaş çıkarma amacına Selahattin Bey yangına körükle gitmeden edemiyor.
HDP'nin seçim meydanlarında “Büyük İnsanlık” dediği slogan demek ki Selahattin Bey'in açık mesaj göndererek ortalığı kırıp dökmeye teşvik etmesinden başka bir şey değil.
Bildiğim kadarıyla Selahattin Bey hukuk mezunu bir avukat.
Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş bir insan Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi yasasında “anadan doğduğuna pişman etmek” gibi bir maddeye rastlamıştır?
Böyle bir madde olması lazım ki avukatlık mesleğine sahip biri bunu bir hukuki hak olarak söylesin.
Eğer yoksa da böyle bir madde herhalde Selahattin Bey hukuk fakültesini Patagonya'da okudu.
Bunun başka bir açıklaması olamaz.
Türkiye'nin geçmiş olduğu şu kritik süreçte Selahattin Bey zaten PKK'ya bir şey demiyor da en azından PKK'nın amacına hizmet edecek şekilde Kürtlerle Türkler arasındaki duygusal kopuşu yaşatacak olan iç savaşın değirmenine su taşımasaydı.
Evet biliyorum aslında bunu söylemek için artık çok geç.
Çünkü HDP kanadı sırtını artık oy aldığı halkına değil, silahlı terör örgütlerine dayıyor.
Yanlış hatırlamıyorsam HDP'nin diğer eşbaşkanı Figen Yüksekdağ geçtiğimiz aylarda böyle bir açıklama yapmıştı.
Figen Hanım bugünlerde de bir açıklama yaptı.
O açıklamada şöyle: “Bizler, dün olduğu gibi bugün de seçimlere, sandıklara da hazırız, direnişe de hazırız.”
Figen Hanım milletvekili sıfatını sırtını silahlı terör örgütlerine dayadığından beri unutmuştu ama ona partisinden aklı selim birileri siyasi partilerin bu ülkede meşruiyetlerini seçimden yani halkın oylarından aldığını anlatsın.
Direniş genellikle vandalizmi ve kaosu ifade ettiğinden bir milletvekilinin ve siyasi partinin söylemleri bu şekilde olamaz.
Olursa da buna siyasi parti denmez, başka bir şey denir.
Gerçi artık bu saatten sonra ne Selahattin Bey için ne de Figen Hanım için söylenecek tek söz yok.
Onlar için bir sözün söylenmesi suya yazı yazmakla aynı şey.
Temmuz ayında PKK barışı bozduktan sonra onlarca şehit verildi, son iki günde 30 şehit verildi ama Selahattin Bey ile Figen Hanım PKK'ya iki çift laf edemedi.
Lanetleyemedi!
Hadi artık senelerdir PKK'yı lanetleyememelerine alıştık da böyle bir ortamda madem öyle ya da böyle her ne kadar PKK'nın siyasi uzantısı olarak Meclis'e girmiş olsan da hiç değilse iç savaşa davetiye çıkaracak söylemlerde bulunma!
Ama soracak olursanız hepsi barış istiyorlardır, yere göğe bakınca barıştan başka bir şey görmüyorlardır.
Buna ikiyüzlülük denir.
Hiç değilse insanları katleden PKK'ya iki çift laf edemiyorsan konuşma, sus!
Şehitlerin daha masum bedenleri soğumadan yeni ölümlere davetiye çıkaracak laflar etmek hangi vicdanla ve siyasal sorumlulukla açıklanır?
HDP binalarına saldırı yapanları kınamak, güvenlik güçlerinin bu noktada yeterli önlemleri almasını talep etmek meşru bir taleptir.
Çünkü demokratik bir ülkede güvenlik güçleri varsa gerekli önlemleri almayı güvenlik güçleri yapar.
Kimse de güvenlik güçlerinin görevine soyunamaz.
Lakin HDP binalarına saldıranlara ilişkin “analarından doğduklarına pişman edin”diyerek bir yere mesaj göndermeleri de “hukuki hak” olarak tanımlamak da ayrı bir şeye soyunmaktır.
Ve bu da açıkçası suçtur.
Bugün artık HDP'nin siyasal sorumsuzluk dalında zirveye oynaması ve HDP'nin artık Figen Hanım'ın ifade ettiği sırtını dayadığı terör örgütlerinin diliyle konuşması kabul edilemez bir gerçek haline geldi.
Selahattin Bey ile Figen Hanım halklarına ihanet edercesine ve onları ölüme davet edercesine konuşacağına Güneydoğu'da birçok bölgede sıfır asfaltın altına döşenen mayınlara baksınlar.
Sıfır asfaltın altına mayın döşemek nedir?
Asfalt dökülürken mayınların oraya konmasının HDP'li belediyelerle bir ilgisi var mıdır?
Konuyla ilgili olarak Diriliş Postası Gazetesi Köşe Yazarı Erem Şentürk şöyle diyor:“Sokaklara ve caddelere mayın döşenmesi sırasında HDP'li belediyelerin PKK tarafından görevlendirildiği ve belediye araçlarıyla birlikte belediye personelinin de çalıştığı yönünde medyada yer alan haberler ve iddialar için acilen soruşturma başlatılmalı. Caddelerde hendek kazan, mayın döşeyen ve patlayıcı taşıyan HDP'li belediyelere ait personel ve kullanılan araçlar soruşturulmalı ve iddialar ispatlanmalı. PKK'nın son bir kaç ayda öldürdüğü çocuklar uluslararası suç kapsamına giriyor. Bu konuda da Geneva Call'a bir çağrı yapılmalı ve işlenen insanlık suçları uluslararası boyuta taşınmalı. 2006 yılında PKK Geneva Call yetkilileri ile mayın döşemeyeceklerine dair anlaşmışlardı. Anlaşmanın olduğu günlerde, bu haber medyaya yansıdığında güvenlik uzmanları tarafından ‘yapılan bu anlaşma PKK'nın uluslararası zeminde meşrulaştırma çalışmasının bir adımı' olarak yorumlanmıştı.”
Erem Şentürk'ün ifade ettiği bu iddiaların çok detaylı bir şekilde soruşturulması ve kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.
Paylaşılsın ki “Büyük İnsanlık” neymiş bakalım hep birlikte görelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.10.2018
24.09.2018
9.02.2018
19.08.2018
29.07.2018
15.07.2018
1.02.2018
14.06.2018
4.02.2018
9.02.2016