Elif ÇAKIR
Abdülkadir Selvi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 26 Mayıs tarihli MYK toplantısında Sedat Peker’in videolarıyla ilgili “ciddiye almayın, önemsemeyin” dediğini yazdı. Yargı da bu yüzden harekete geçmiyor demek ki! Oysa normal hukuk devletlerinde yargı harekete geçer, şaibe altındaki isimler aklanıncaya kadar görevlerinden ayrılırlar.
Ayrıca Erdoğan böyle diyor ama Avrasya Araştırma Şirketi’nin araştırması seçmen kitlesinin yüzde 75’nin Peker’in iddialarını ciddiye aldığını, önemsediğini ortaya koyuyor.
Toplumun yüzde 75’inin iktidar yetkililerine değil de neden Peker’e inandığına dair somut örnek Erkan Yıldırım meselesidir.
Bakalım…
***
Biliyorsunuz Peker’in iddialarından biri de Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım’ın “Kirli para trafiği için Venezuela’ya” gittiği iddiasıydı. Peker 7’inci videosunda Erkan Yıldırım’ın hangi tarihte Venezuela’ya gittiğini de açıklamıştı. (23 Mayıs)
Binali Yıldırım, aynı günün akşamında yaptığı ilk açıklamada “Oğlum kendi imkanlarıyla, kendi biletini, masraflarını karşılayarak gitmiş, beraberinde de koronavirüs ile mücadele amacıyla ihtiyaç sahiplerine test kiti, maske gibi birtakım malzemeler götürüp dağıtmıştır. Ziyaret amacı da bundan ibarettir” dedi. (23 Mayıs)
24 saat sonra yeni açıklama yapan Binali Yıldırım “Oğlum biraz meraktan biraz da iş adamı olarak yeni fırsıtlar var mı diye sadece bir kez Aralık ayında ziyaret etmişti” dedi. (24 Mayıs)
Gümrük kayıtlarında maske ve test kiti sevkiyatı olmadığı, o tarihlerde 1500 adetlik test kiti gönderimin iki özel firma arasındaki ticaret faaliyeti olduğu ortaya çıktı. (31 Mayıs, Cumhuriyet)
Abdülkadir Selvi’nin 1 Haziran tarihli yazısında Cumhuriyet’te çıkan haberi şöyle tekzip edildi: “Erkam Yıldırım’ın götürdüğü test kiti ve maske, yanında taşıyabileceği miktarda olduğu için gümrük kayıtlarında yer almadı.”
Neresinden bakılsa vahim. Binali Yıldırım üç kelimeyle “Oğlum gezmeye, görmeye gitti” dese kamuoyu nezdinde daha inandırıcı olmaz mıydı?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Sedat Peker’in iddialarına cevap vermek için iki kez televizyona çıktı ve kamuoyunu ikna edecek tek bir kelime edemedi.
Sayın Erdoğan partililerine “önemsemeyin, ciddiye almayın” dese de bu AK Parti açısından vahim, “nereden nereye” dedirten bir tablodur. Ve aynı zamanda Türkiye’nin dış dünyadaki itibarını da zedeleyen bir tablodur.
***
Habertürk’te Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun şu sözleri tarihi öneme sahiptir:
“Sedat Peker’in videolarıyla ortaya çıkan tablo, Süleyman Soylu’nun, Binali Yıldırım’ın ve Berat Albayrak’ın kendi iktidarları için yürüttükleri çirkin ve kirli mücadelenin neticesidir. Şu gün ortaya dökülen şeyler dökülmesin diye 2015 yılında kapsamlı bir reform hazırlığındaydım. Siyasi şeffaflık, ihale yasası. Tek tek yolsuzluklar sistemik hale geliyordu. Bunlara karşı mücadele etmek lazımdı. Ben bu mücadeleye başlayınca. Benden rahatsız oldular. Bu üç kişi beni siyasi ihtiraslarına engel görüyordu. AK Partili kardeşlerime sesleniyorum, ben o kanunları çıkarsaydım Türkiye böyle mi olacaktı? AK Parti bugün bu duruma düşer miydi?” (31 Mayıs)
Sayın Davutoğlu 2015 yılında açıkladığı Kamuda Şeffaflık Paketi’ni yasalaştırabilseydi, siyasal yozlaşma bu kadar vahim noktalarda olmazdı.
Dünya örnekleri de gösteriyor ki, siyasal yozlaşma olaylarında en vahim nokta, kamu görevlileri ve siyasetçiler ile mafya ve çeteler arasında kurulan ilişkilerdir. Devlet içinde ekili bir takım kişilerin hukuk rayından çıkarak çetelerle, mafyalarla iş tutmasıdır. Politikacıların özel çıkarlar temin edebilmek için mafya, aşiret, çete gibi örgütlerle işbirliği içinde olmasıdır.
Güç zehirlenmesinde gelinen en vahim aşama ise iktidarı yönetenlerin artık toplumu ciddiye almamalarıdır.
Toplumu ciddiye alan, gücünü milletten aldığını bilen, toplumu velinimeti olarak gören siyasi bir iktidar şaibe altında olan siyasetçisine sahip çıkmaz. Çıktığında bunu millete anlatamayacağını, bunun taşınamaz bir yük olduğunu bilir.
***
13 yıl önce yaşanan hadiseyi kısaca bir hatırlayalım.
***
27 Şubat 2008 tarihinde Kapıkule sınır kapısında Hollanda’ya narenciye taşıyan bir TIR’ın soğutucu fanına zulalanmış 89 kilogram eroin ele geçirildi. Kaçakçılık -İstihbarat ve Narkotik ekipleri için sıradan bir uyuşturucu operasyonuydu ancak TIR’ın yüklemesini Mersin’den yapması, narenciyelerin de Menas adlı şirkete ait olması bir anda gözlerin Ankara’ya çevrilmesine neden oldu.
Menas isimli şirketin sahibinin AK Partili milletvekili Dengir Fırat olduğuna dair spekülasyonlar, dedikodular kulaktan kulağa yayıldı.
Konuyla ilgili ilk haber 9 Mayıs 2008’de Vatan gazetesinde yer aldı. Fırat anında gazeteye yaptığı açıklamada, 1 Eylül 2007’den geçerli olmak üzere şirketteki ortaklığını devrettiğini söyledi ve delil olarak da yönetim kurulu karar defterinin noter tasdikli onayını gösterdi.
Ancak Fırat’ın yaptığı açıklama, gösterdiği delil konuyu kapatmadı.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile aralarında aylarca sürecek bir tartışmayı başlattı.
Kılıçdaroğlu Fırat’a “baron” diye sesleniyor, Fırat da Kılıçdaroğlu’nun “müfteri” olduğunu söylüyordu. Her ikisi de belgelerle konuştuklarını iddia ediyorlar, birbirlerine “canlı yayın” teklifinde bulunuyorlardı. Klişe söylemle 80 milyon Fırat’ın çıkıp Kılıçdaroğlu’nu suçladığı, Kılıçdaroğlu’nun çıkıp Fırat’a zehir zemberek sözler ettiği televizyon programlarına kilitleniyordu.
Mesela “İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz. Hedef İçişleri Bakanımız değil Türkiye’dir” diyerek Süleyman Soylu’ya sahip çıkan… “Ülkemizde yıllarca bakanlık, başbakanlık ve Meclis Başkanlığı yapmış Binali Yıldırım Binali Yıldırım’ın oğlu üzerinden hedef alınması, asıl niyeti ortaya koyan bir başka işarettir” diyerek de Binali Yıldırım’a sahip çıkan Erdoğan, 2008 yılında Dengir Mir Fırat için destek açıklaması yaptı mı?
Hayır.
Erdoğan Kılıçdaroğlu’na şöyle seslenmişti: “İddialarını ispatlarsan Fırat siyasetten çekilecek. İspatlayamazsan çık televizyona ben namerdim, müfteriyim de.” (22 Eylül 2008)
Yani Erdoğan istemeseydi o düello gerçekleşmez, polemik bir süre daha devam eder sonra da biterdi.
***
Ve 24 Eylül 2008 Perşembe günü Fırat ve Kılıçdaroğlu’nun Uğur Dündar’ın moderatörlüğünde Meclis’ten gerçekleşecek ve bütün televizyonlardan canlı yayınlanacak programda bütün kozlarını paylaşacakları ilan edildi.
Paylaştılar da. Uğur Dündar iki tarafa da iddiaları sordu. Fırat iddiaları yalanladı, Kılıçdaroğlu iddialarını tekrarladı. İkisi de ellerindeki belgeleri gösterdi.
Ertesi günkü gazetelerin manşeti hazırdı: “Türkiye böyle düello görmedi!”
Ne düellosu bir daha rakip partilerdeki siyasetçiler televizyonlarda karşı karşıya bile gelmediler.
Ve 8 Kasım 2008’de Dengir Mir Mehmet Fırat, kamuoyunda oluşan algıları da dikkate alarak AK Parti Genel Başkanlığı görevinden ayrıldı.
***
Kılıçdaroğlu’nun partideki görevinden istifasına sebep olduğu tek isim merhum Fırat değildi. İmar değişikliği ile ilgili iş takibi yaparak 1 milyon dolar aldığını belgelediği AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli de olay kamuoyuna yansıdıktan 3 hafta sonra partideki görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı. (5 Eylül 2008)
***
Erdoğan suçlamanın nereden geldiğine bakmadı. Kamuoyunun karşısına çıkıp “CHP bizi yıpratmak istiyor, iftiracı bunlar” falan demedi. İki isim de AK Parti için önemliydi. Merhum Fırat, AK Partideki sıradan bir siyasetçi değildi. AK Parti’nin kurucularının başında gelen, Erdoğan’ın “akıl hocası” olarak anılan, toplum nezdinde saygınlığı olan sevilen bir isimdi.
Ama Erdoğan çıkıp da “Fırat’ın arkasındayız, yanında duracağız” demedi. Oysa ki diyebilirdi. Merhum Fırat bunu fazlasıyla hak eden değerde bir isimdi.
Erdoğan’ın Fırat’ın istifasını kabul etmesi Erdoğan’a, AK Parti’ye kaybettirdi mi? Bilakis hayır. AK Parti’ye olan güveni, itimadı tazeledi.
Siyasal yozlaşma bir anda olmuyor. Adım adım ilerliyor. Ve ortada ne devlet kurumu bırakıyor ne de kuralları.
Sedat Peker’in videoları bir ülke hukuk devletinden uzaklaştığında, bir ülke gücü sınırlanmamış bir iktidara sahip olduğunda, şeffaflık, denetim olmadığında, bütün yetkilerin tek elde toplandığı bir hükümet sisteminin nelere mal olduğunu ortaya koyuyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları












































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.11.2025
19.11.2025
11.11.2025
5.11.2025
17.10.2025
8.10.2025
7.10.2025
4.10.2025
30.09.2025
24.09.2025