Ergun BABAHAN

Eline bağlama yerine ayakkabı kutusu verin
18.07.2015
2465

 Çıkarıyor televizyona, eline saz veriyorlar; oluyor sana cici çocuk. Öyle olmaz halbuki, bizim tabanımız kabul etmez. Bizim cici çocuk anlayışımızda saz, Kaleşnikof’tan tehlikelidir. Bir insanın cici çocuk olması için eline saz değil, ayakkabı kutusu alması gerekir. Saz bizi bozar. İyi ahlakı korumanın yolu, ayakkabı kutusu sevdalısı cici çocukların sayısını artırmak olmalıdır. Biz öyle yapıyoruz. Kalkındıkça herkesin ayakkabı kutusu sahibi olmasını sağlayacağız…

Bu işin şakası elbette.

 Ancak AKP ile HDP arasında sıcak bir atmosferin oluştuğu, HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı yaptığı bir dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çıkıp HDP’ye karşı ithamlarda bulunması yanlıştır.

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakanlığı döneminde İmralı’yı muhatap alıp HDP üzerinden müzakerelerde bulunurken, İmralı’dan çıkan HDP heyeti hemen Kandil’e giderken de Kandil ile HDP’nin inorganik bağlantısının farkındaydı. Her şey apaçık ortadaydı ve bunu tespit etmek için istihbarat raporuna ihtiyaç yoktu.

 MÜZAKERELER SAMİMİ MİYDİ...

 “Kuzey Suriye”deki gelişmeler, IŞİD’in Kobani’yi ele geçireceği umudunun sönmesinin ardından tablo değişti. Birden barış süreci ortadan kalktı, Dolmabahçe mutabakatı ‘tu kaka’ ilan edildi.

Askerle koalisyon yapan Erdoğan, Kürt meselesindeki duruşunu önemli biçimde değiştirdi. Aslında bu müzakere sürecinde ne kadar samimiydi, tartışılır veya ortada gerçekten bir müzakere olup olmadığı da sorgulanabilir.

 Ancak her şeye rağmen bölgede bir çözüm beklentisi yaratılmış, Kürtler parlamenter sistemin yararına ikna edilmişti.

 Şimdi değişen dil, bölgedeki gelişmeler, ekonomik bozukluğun yarattığı yüksek işsizlik oranı yeniden çatışmacılığa dönüşün tehlikeli işaretlerini veriyor.

 Davutoğlu ve heyetinin HDP’yi ziyareti gergin ortamın yeniden yumuşamasını sağlayacak sinyaller verdi. Taraflar kendi zeminlerini korumak kaydıyla uzlaşmacı mesajlar verdiler. Olası bir AKP-CHP koalisyonunda HDP’nin yapıcı bir muhalefet rolü üstleneceği ortaya çıktı.

ERDOĞAN KOALİSYONA KARŞI

 Erdoğan’ı, Suriye Kürdistan’ında bağımsız bir Kürt devleti kurulması ihtimali kadar, böyle bir koalisyon ihtimali rahatsız ediyor belli ki.

 Meclis’te oluşacak demokratik bir uzlaşmanın son 3-4 yılın tüm anti-demokratik düzenlemelerini yıkacağını, yargı üzerindeki mutlak denetimi sona erdireceğini görüyor. Bayram mesajında bile barış ve uzlaşma yerine böyle bir dil kullanması, AKP’nin herhangi bir koalisyonda yer almasına karşı olduğunu gösteriyor.

 Erdoğan’ın AKP üzerindeki mutlak kontrolü sürdüğü, parti içinde demokratik siyaset yaşama geçirilmediği ve AKP ülkenin en büyük partisi olmaya devam ettiği sürece Türkiye’de normalleşmenin kolay olmayacağı ortada.

 Burada en büyük sorumluluk Ahmet Davutoğlu’nda. Davutoğlu, AKP’nin Genel Başkanı yerine lideri olmak istiyorsa, ülkeyi gereksiz bir erken seçime sürüklenme tehlikesinden kurtarır. Böylece kötü giden ekonomi risklerinin de artmasına engel olur.

 Koalisyonla ilgili gelişmeler, Abdullah Gül’ün siyasete dönüşünün de belirleyicisi olacak. Siyasette taşların yerinden oynayacağı bir döneme giriyoruz gibi.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar