Ergun BABAHAN
Ağustos 2018’de Ahval’e yazdığım “Tek Adam Rejimi ağır bedel ödetir, Türkiye de ödeyecek” başlıklı yazımda öngördüğüm yolda hızla büyük bir çöküşe sürükleniyor Türkiye:
“Güçlü bir liderle yeniden Osmanlı’nın o parlak günlerine dönüleceği inancı, tek sesli bir medya tarafından pompalanan ‘Türkiye dünyanın güçlü ülkesi’ imajıyla birleştirilince, tek adam rejimi, biraz da hile hurdayla onay aldı ve Türkiye tüm tek adam rejimleri gibi uçurumdan aşağı yuvarlanmaya başladı.
Oysa bırakın Nazi Almanya’sını, Saddam’ın Irak’ına, Kaddafi’nin Libya’sına bakılsa, Tek Adam’ın sadece felaket getirdiği, topluma ağır bedel ödettiği kolayca görülürdü.
İşin Türkiye açısından tuhaf olan tarafıysa, CHP’nin de bu oyuna destek olması ve ülkeyi ateşin içine atan tüm uygulamalara destek vermesiydi.
Bunun nedeni ise açıktı; CHP yönetiminin kilit noktalarındaki isimler, Batı’yı ve Batı tipi demokrasiyi ülke selameti açısından bir tehdit gören o malum kadrodan geliyordu.
Sonuç itibariyle, ülkenin kaderi tek adamın eline teslim edildi. O da damadı ve adamlarından oluşan keyfi bir rejim kurdu ve herkesin gözleri önünde ülke hızla çöküşe gidiyor.
Bloomberg’te dün yayınlanan şu yorum, içinde bulunulan durumun vahametini ve tek adama bağlı bir sistemin neden iflasa mahkum olduğunu net bir dille ifade ediyordu:
“Londra merkezli BlueBay Varlık Yönetimi şirketi yükselen piyasalar strateji uzmanı Tim Ash’e göre ‘Türkiye uçurumun kenarında’ ve ‘bekleyerek görelim’ seçeneği de tehlikelerle dolu.
Ash’in bize bildirdiğine göre, eninde sonunda zayıf bir para birimi ithalat talebini sıfırlayıp, ihracatı artıracak ve Türkiye’nin dev boyuttaki dış borcunu azaltacak ancak böyle bir düzelme büyük ihtimalle henüz çok uzakta ve o zamana kadar, piyasalardaki hareketleri göz önüne alırsak, Lira’nın işi çoktan bitmiş olabilir. Erdoğan ekonomide yaşanacak aşırı olayların siyasete ne kadar etki edebileceğini biliyor."
Yazının özeti, Türkiye ekonomisinin kurtuluşu için “tek bir kişinin” ikna edilmesi gerektiği ve hızla batışa giden bir ekonomide hala dev projeler açıklayan Erdoğan’ın bunu yapmayacağıydı.
Bu yüzden döviz her gün yüzde 1.5 değer kazanıyor, Türkiye tahvillerinin riski her gün biraz daha artıyor. Türkiye yabancı yatırımcı için batak bir ülke.
Şu anda Türkiye hala aynı durumda. Ekonomik olarak 2000 krizini hafif bırakacak büyük bir çöküşe gidiyor. Milyonlarca insan işsiz kalacak, şirketler batacak ve devlet belki de maaş ödeyemez hale gelecek. Tabloya bakan her ekonomistin söylediği gerçek bu.
Bankalar Birliği Başkanı dün açıkladı, sorunlu kredi oranı yüzde 15’e dayanmış. Bankalar büyük risk altında. Yunanistan’la alay eden Erdoğan’ın ülkeyi getirdiği nokta daha büyük bir felaket noktası.
Türkiye muhafazakarı ve laikçisiyle devlet diline sahip çıkarak her türlü farklı kimliği düşmanlaştıran söylemin arkasına sıralanıp Saray rejimine destek oldu. Sonuç, parçalı ve organize olamayan bir muhalefet, itiraz gücü eksiltilmiş bir toplum oldu.
Bugün Erdoğan Rejimi, Türk lirasını üç yıl öncesinden daha fazla perişan edip değersizleştirmiş durumda. Yıllarca tarım ülkesi olmakla övünmüş Türkiye’de un bile karaborsaya düşmüş durumda. Kurdaki oynaklık üretim ve tedarik zincirine ağır bir darbe indirdi.
Erdoğan’ın oyun planı kimisine göre, emeğin üretim zincirindeki payını iyice küçülterek ihracatta rekabet payını artırmak, böylece Çin ile rekabet edebilmek. Ancak Çin’in ucuz emeğe dayalı sanayileşme süreci bile geride kaldı. Çin’den kaçan üretim, Vietnam, Kamboçya gibi ülkelerde yer buldu.
Ayrıca sadece ithal ikameci sanayileşme dönemi çoktan geride kaldı. Çin, Amerikan teknolojisiyle Iphone üretebiliyor ancak dünya teknolojisinin temeli olan çipleri Tayvan üretiyor mesela…
Türkiye çok övündüğü insansız hava araçlarını bile Amerikan, Alman veya Kanada teknolojisiyle üretebiliyor, Roll Royce motoru olmadığından tank üretimi yapamıyor.
Çin’in dünya sıralamasına girecek onlarca üniversitesi mevcutken Saray Rejimi, Boğaziçi Üniversitesi’ne bile küme düşürüyor, dil bilen iyi eğitimliler ise çareyi kapağı yurtdışına atmakta buluyor.
Bu tabloda muhalefetin başvurduğu tek yöntem erken seçim çağrısı. Türkiye’yi yakından izleyen Amerikalı tarihçi Howard Eissenstat’ın gözlemlerine göre bu gerçekçi değil. Eissenstat şunu öngörüyor:
1- Türkiye’de erken seçim olmayacak.
2- Seçimler Olağanüstü Hal benzeri koşullar altında gerçekleşecek.
3- Erdoğan’ın seçimi kazanmak için bir master planı yok.
4- Şiddete başvurmadan koltuğu bırakmayacaktır.
Daha büyük sorun ise şu: Eğer Erdoğan seçim kaybına İstanbul yerel seçimindeki gibi yavaş bir tepki verirse, Türkiye düze çıkacaktır.
Ancak eğer saldırgan bir tavır takınıp seçim sonucunu bir darbe olarak nitelendirirse, sonuç felaket olacak ve açık Erdoğan diktatörlüğü ile sonuçlanacaktır.
Uzun vadede politik ve sivil şiddet diğer bir muhtemel sonuçtur. Türkiye 10 yıllardır bu süreçten geçmedi ama bu yeniden geçmeyeceği anlamına gelmez.
Toplum kötücül bir iktidar ile yetersiz bir muhalefetin cenderesinde sıkışmış durumda. Çıkış yolu devletin etiketlerine aldırış etmeden bu ülkenin geleceğini düşünen tüm partilerin derhal bir araya gelmesi, bu rejimden kurtulmanın yolları için ortak bir zemin yaratmasından geçmektedir. Bu ülke her geçen gün daha kötüye gidecektir, zaman kaybına tahammül yoktur.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021