Ergun BABAHAN
Erdoğan’ın iktidardan gitmesi Türkiye’ye nefes aldıracak belki ama mevcut siyasi yapı hukukun üstünlüğüne dayalı, laik bir demokrasi kurabilecek mi?
Bize ev sahipliği yapan dünya 4.5 milyar yaşında, insanlığın yerküre üzerindeki macerası ise 300 bin yıl kadar önceye dayandırılıyor. Ayakları üzerinde durmayı öğrenen insanların Afrika’dan dünyanın dört bir yanına dağıldığı kabul ediliyor. Kabul edilen bir başka gerçek, insanın dünyadaki macerasının zorlu, meşakkatli ve ağır bedeller ödenen bir süreç olduğu…
İnsan yeryüzünde tutunmaya çalışırken doğayla, kendisinden güçlü hayvanlarla ve de yaşam alanı için başka insanlarla savaşıp çatışmış. İnsandan önce gelen daha az evrimleşmiş türlerin modern insan tarafından soykırıma uğratıldığı da bugün kabul edilen bir başka gerçek.
İnsan doğayla, diğer canlı türleriyle mücadele etmiş ama en çok birbiriyle savaşmış. Binlerce yıl önce başlamış olan bu süreç günümüzün modern teknolojisiyle daha ağırlaşmış bulunuyor. İnsan öldürmek dışında işkence etmek, hapsetmek, sürmek, aç bırakmak gibi baskı yöntemleri bulmuş ve uygulamış.
İnsanları diğer canlı türlerinden ayıran özellik ise bunu ihtiyaçtan, mesela açlıktan değil de doymak bilmeyen bir biriktirme arzusundan yapması. Bir aslan bir zebrayı açsa öldürür, bir kartal da bir sincabı… Oysa insanoğlu öldürürken böyle bir doğal dürtüye dayanmaz. Güç, zenginlik adına yapar bunu… Silah geliştirme kabiliyeti bu bitmeyen açgözlülükle birleşince insanlar binlerce yıl önce bu gezegende var olan canlı türlerinin yüzde 90’ını yok etmiş bulunuyor.
Araştırmalar bu gidişle dünyanın insalığa da kalmayacağını ve küresel ısınmanın ve onun yarattığı çevre felaketlerinin kaçınılmaz bir sonucu olarak insanın da sahneden çekileceğini savunuyor.
Karamsar bir tablo ama dünya bu tehlikenin farkında. Genç kuşakların baskısı altındaki yönetimler küçük adımlarla da olsa önlem almaya çalışıyor, nükleer enerjiyi, fosile dayalı enerjiyi bir takvim çerçevesinde tamamen terk etmeye hazırlanıyor.
Türkiye de çevresel tehditler altında. Marmara denizinde yaşanan doğa faciası New York Times’ın dünya çevre felaketleri derlemesinde bu nedenle ilk sırada yer aldı. Felaket bununla da sınırlı değil, kuraklık, toprak erozyonu, ormanların tahribi, Akdeniz’in hızla kirletilmesi, nehirlerin kurutulması… Saymakla bitmeyen bir sorunlar silsilesi…
Herkesin, herkesin demeyelim de aklı başında olan herkesin gördüğü ama önlem adına hiçbir şey yapmadığı bir felaket tablosu. Aynı gerçek toplumsal yapı, bizden farklı olanlarla ilişkiler için de geçerli.
Zülfü Livaneli’nin Alin Ozinian ile söyleşisinde bir kez daha vurguladığı gibi, ülkenin önündeki en temel mesele Kürt meselesi. Devletin imha ve baskıyla çözmeye çalıştığı bu mesele, tıpkı küresel ısınma ve çevre felaketleri kadar gerçek.
Türkiye’nin bugün yolsuzluk ve yoksulluk çukurunda yuvarlanmasında, hukukun alaya alınan bir kurum haline gelmesinde, her türlü insani değerden uzaklaşmasının arkasında bu sorunun varlığı yatıyor. Hukukun olmadığı bir ülkede yolsuzluk alıp başını gidiyor, yıllarca okuyup emek harcayan gençler "yandaş" olmadıkları için kamu görevine giriş sınavlarında keyfi şekilde eleniyor, binlerce eğitimli ve yetenekli insan çareyi yurtdışına gitmekte buluyor. Türkiye doğasıyla da insanıyla da çölleşiyor…
Bu gerçeği tüm çıplaklığıyla anlatacak bir muhalefet olmadığı için AKP birinci parti olmaya devam ediyor. Erdoğan’ın bugünkü muhalefetten farkı cesaretiydi, Kürt meselesindeki cesur duruşuydu. O tavrı Erdoğan’ın Kürt coğrafyasında yıllarca birinci parti yapmakla kalmadı, İstanbul’da sarsılmaz bir iktidar oluşturmasını da sağladı.
Toplumsal sorunlar doğa sorunlarından çok farklı değil. Tehlikeyi görüp çözüm yolunda adımlar atmak gerekiyor. Bu Türkiye’yi bölüp parçalamak anlamına gelmiyor. Bölünme endişesi taşıyanların görmesi gereken gerçek, Türkiye’nin her şeyden önce bölünemeyecek kadar büyük bir ülke olması ve bu coğrafyadaki bir kaosun Avrupa’nın güvenliğini doğrudan tehdit edecek durumda bulunmasıdır.
Merkel’in de Avrupa Birliği’nin de Erdoğan’a yönelik “anlayışlı” tavrının nedenlerinden biri budur. Türkiye, güçlü ve bölgesinde varlığını hissettiren bir ülke. Ama bu gerçek halkına acı çektirmekte olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Cumhuriyet, halkın kimliği, dili, kültürü, inancını inkar üzerine kurulmuş bir yapı. Bu yapının her 15-20 yılda bir Türkiye’ye getirip dayattığı bir çeteler, açık faşizm gerçeği var. Bunu da sürekli devletin bekası adına yapıyor.
Bugün Erdoğan döneminin sonuna yaklaşmış görünüyoruz. Metropoll’ün araştırması AKP seçmeninin de ekonomik krizden etkilenmeye başladığını gösteriyor. MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi Başkanı Özer Sencar, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda bu gerçeği şöyle dile getiriyor: "Sadece muhalefet seçmenleri değil iktidar seçmenlerinin de önemli bir kısmının iktidarın ekonomi politikalarına güveni azalmış."
Buna göre, AKP seçmeninin ekonomi politikalarıyla ilgili soruya yüzde 36.4'ü "Güvenim azaldı" dedi. MHP'de bu oran yüzde 50.7 çıktı. MAK Araştırmaya göre ise AKP yüzde 30’a gerilemiş durumda. Zamların etkisi hissedildikçe bu desteğin 20’lere kadar inmesi muhtemel.
Evet, Erdoğan’ın iktidardan gitmesi Türkiye’ye nefes aldıracak belki ama mevcut siyasi yapı hukukun üstünlüğüne dayalı, laik bir demokrasi kurabilecek mi? Bugünden sorulması gereken soru bu… Güçlendirilmiş parlamenter sistemden bahseden muhalefet cephesi yargı bağımsızlığı, yerinden yönetim, anadil konusunda görüşleri ne?
Sadece Erdoğan’a karşı olmak ve onu gönderince sorunların çözüleceğine inanmak saf bir hayal… Menderes idam edildi, Çiller, Demirel, Özal gönderildi de ne oldu?
Ya Batı tipi tam demokrasi ya da Ilımlı İslam demokrasisi… Türkiye’nin önündeki tercih bu. Bu gerçek görülmezse, bütün çekilen acılar, ödenen bedeller ve verilen mücadele boşa gider ve aynı kısır döngüye geri dönülür…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2022
7.03.2022
1.03.2022
21.02.2022
28.01.2022
11.01.2022
6.01.2022
3.01.2022
25.11.2021
18.11.2021