Erol KATIRCIOĞLU
İktidar her nedense çözüm sürecinde ayağını hafif frende tuttukça ülkede Kürt sorununun çözümü için umut besleyen kesimlerde rahatsızlık artıyor. Bu tabii ki anlaşılır bir durum. PKK tarafı sembolik de olsa silah bırakma adımı attıktan sonra barış isteyen insanların “Hadi artık atılması gereken adımlar atılsın!” serzenişleri artıyor.
Başlangıçta iktidar tarafı kurulan “komisyonla” ilgili olarak “Sorunun çözümü konusunda fazla heveslenmeyin, bu komisyon sadece “teknik” bir komisyon olacak” demişti. Yani Komisyonun Kürt sorunun bütün yönlerini ele alıp çözecek bir kurumsallaşma olmadığını belirtmişti. Bu kanaat açıklandığında barış yanlıları yine de “E ne yapalım, konunun teknik yanları da önemli” diyerek seslerini yükseltmemişlerdi.
Ama bunca zamandan sonra sorununun “teknik” yanlarıyla ilgili neredeyse hiçbir adım atılmamış olması da insanı kuşkulandırıyor. İnsan, “Bu iktidar ne yapmak istiyor? Acendasında ne var ki bu işi sürüncemede tutuyor?” diye sormadan edemiyor. Bu çerçevede ne yapmak istenildiği açık bir biçimde ifade edilmeyince spekülatif düşünceler de ortalığa dökülüyor. İktidar partisi ile destekçisi MHP arasında bir sorun olduğundan tutun işin doğrudan Suriye ile ilgili olduğuna kadar birçok fikir konuşuluyor.
Tabii bu arada bir de CHP meselesi var. İktidarın CHP üzerinde çeşitli ve çoğu tamamen uydurma ve demokratik toplum ilkelerine uymayan iddiaları ve yargılamaları, doğal olarak demokrasiden yana olan ve barış sürecinin inşasında kendini sorumlu gören DEM partiyi de zor duruma sokuyor. O nedenle de spekülasyonların önemli bir kısmı da DEM partiye odaklanmış durumda.
DEM partiye yönelik olarak, “İktidarın anti-demokratik uygulamalarını görüyor ama yeterince ses çıkarmıyor” eleştirisi giderek özellikle seküler kesimde yerleşiyor. Öyle ki konunun Öcalan-Demirtaş ekseninde de bir karşılığı olduğu, Öcalan’ın, Selahattin’in bırakılmasıyla çözüm sürecinin yönetilmesinin daha zor olacağını düşündüğü için konuya soğuk baktığı dahi yazılıyor.
Esasında bu ve buna benzer spekülasyonlar (iyi niyetli ya da kötü niyetli) bu süreçte bütün dünyadaki deneyimlerde de görüldü. Onun için şaşırmamak gerekiyor. Ama burada altını çizmekte fayda gördüğüm şey, bu tür yazılar yazanların Kürtleri yeterince tanımayan ya da Kürtlerin eşit vatandaşlığından içsel bir rahatsızlık duyanlar olduğu gerçeğidir.
Oysa açıkça ifade etmekte yarar vardır ki eğer bu ülke bir gün gerçek anlamda demokrat bir ülke olacaksa bunda Kürtlerin katkısının toplumun diğer kesimlerinden daha çok olacağıdır. Bunun neden böyle olacağı tartışılabilir bir konudur (ama Kıvılcımlı’nın Tarih Tezini gündeme getirmeyi gerektirdiğinde bu konu başka bir yazıya).
Yazıyı bitirmeden şunun da altını çizmek istiyorum: Birileri -her ne nedenle ise- Öcalan’la Selahattin arasında, Selahattin’le de DEM parti arasında sorunlar olduğu, hatta bunun DEM parti tabanında bir ayrılığın yansıması olduğuna kadar varan spekülasyonlar yapmaktan hoşlanıyorlar. Evet Kürt siyaseti hareketi içinde farklı insan malzemeleri ve farklı deneylerden gelen insanların olduğu bir gerçek. O nedenle de yönetim ve siyaset tarzları bakımından kişiler arasında farklılıkların olması da doğal. Ama Kürt sorunu dediğimiz, tarihsel olarak bir ulusun varoluş, eşitlik ve özgürlük arayışının kapsayıcılığı öyledir ki bu kapsayıcılık içinde hiçbir kişinin bu kapsayıcılığın sınırlarını aşacak bir tutum alması pek mümkün değildir. O nedenle de bu spekülasyonları yapanlara benim önerim, eğer başka niyetleri yoksa bu süreçte sakin olmaları ve yapıcı bir tutum almalarıdır. Gerisi boştur.
Beklenen de budur!
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBir Urfa ziyareti, bir dostluk hikayesi 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon yerli ve demokratik çözümün yol haritasını hazırlamalı 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Türk soylu yabancı” mı, “herkes Türktür mü (vatandaş?) daha doğru? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDem Parti’ye çullanmanın hafifliği 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünUyumlu mu, uyumsuz mu? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciMerkez faiz indiremez… Neden? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAYM ve Yargıtay ne diyor? 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’de Kalıcı Barış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Açık Mektup... 22.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNMadencilik yasasının gölgesinde hasat: Çatalağaç zeytin taşınamaz 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNeşe’nin kapsayıcılık sorunu… 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUKıbrıs’ta kim kaybetti, kazanan kim? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKıbrıs’tan Türkiye’ye mesaj 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’a “umut hakkı” neden tanınmalı? 21.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAdalet yoksa devlette çürüme kaçınılmazdır 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNGazze’nin Z raporu: Daha yazılmadı! 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAraştırmalar ne diyor; toplum güçlü bir lider mi arıyor, yoksa adil bir kahraman mı? 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHapiste yedi ay sonra İmamoğlu… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTIKANMA VE TAHAMÜLSÜZLÜK… 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTekstilde kriz: Küresel ekonomide sınıf atlamanın mı, sınıfta kalmanın mı habercisi? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan2026’da enflasyon yüzde 30’un altına inerse başarı olur! 18.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÇifte hukukta son perde: Ünsal Ban nasıl kaçtı? 16.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasGazze’yi şimdi güzel günler mi bekliyor? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.10.2025
8.10.2025
30.09.2025
23.09.2025
9.09.2025
3.09.2025
26.08.2025
12.08.2025
6.08.2025
29.07.2025