Erol KATIRCIOĞLU

Erol KATIRCIOĞLU
Erol KATIRCIOĞLU
Tüm Yazıları
Vicdanın sesini dinlemek
30.09.2015
2078

 Anadolu sermayesi adı verilen ve çoğu KOBİ niteligindeki firmalarin varligi ile AKP'nin bir siyasi hareket olarak gelisimi arasinda yakin iliskilerin oldugu oldukca tartisilmis bir konudur. Vesayet rejimini destekleyen sermayenin bankalar duzeni 1990'larda Anadolu sermayesinin ihtiyaci olan finansman imkanlarini sinirlayinca, onlar da devlet kaynaklarina ulasabilmek için çareyi siyasallaşmakta bulmuslardi. Önceleri Erbakan'in Refah Partisine daha sonra da AKP'ye destek olan bu kesimler, bu desteğin karşılıgını AKP'nin iktidar olduğu süre boyunca da bolca aldılar. Bir ölçü olabilir mi bilmiyorum ama mesela 2000'li yılların baslarinda KOBİ'ler, yatırılabilir fonlar icinden yuzde 3-4 civarinda pay alırlarken 2015'lerde bu oran yuzde 35-40'lara ulastı. Bu da Anadolu sermayesinin AKP iktidarı tarafindan desteklenmiş olduğunun açık bir kanıtı.Dolayısıyla buradan AKP'nin, ekonomi temelinde bir adaletsizliğe son verip başarılı adımlar atmış olduğuna hükmedebiliriz. Ama ne yazık ki son zamanlarda AKP Hükümetinin yaptığı bazı operasyonlardan anlaşılan Anadolu sermayesi denilen bu sermaye topluluğunun içinde "Cemaat"in de onemli bir payı varmış. Yani AKP Hükümeti bu meselede de kandırılmış. Son günlerde bu kesimin bazi firma gruplarina operasyon uzerine operasyon yapmasi da bu nedenle.

Anlaşılan vesayet rejimi altında gerek ekonomik ve gerekse siyasi olarak  mağdur edilmis İslami kimliğin temsilcisi olan AKP,  iktidarda olduğu on iki yıl boyunca önemli işler yapmaya calışmış olmakla birlikte sonuçta başarısız bir performans ortaya koymuştur. Dış sorunlarla ilgili yaptığı yanlış politika tercihlerini bir yana  koysak bile, kadim toplumsal sorunlarımız olan mesela Alevi meselesi, mesela Kürt meselesi gibi kültürel meselelerde başarısızlığı ortadadır. Nasıl ki "paralel yapi" diyerek "cemaati" şeytanlaştırmışsa, Kürt meselesinde de çözüme en yakın olduğu bir noktada masayı devirmiş ve bir tür içsavaş provasına benzer işlere kalkışmıştır vs...

Bütün bunları neden mi yazıyorum?

Yazıyorum çünkü bütün bunlar hepimizin gözleri önünde oldu. AKP mağdur İslami kimliğin desteğiyle ülkenin sorunlarını çözmeye soyundu ve fakat çözemedi. Çıplak gerçek bu. Şimdi ülkenin sorunlarını çözmeye soyunmuş bir siyasi kadroya bir zamanlar umut bağlamış insanların bir kısmının bu durum karşısında durup düşünmesi gerekmez mi? Gerekir gerekmesine ama burası Türkiye ve Turkiye'de siyasi tercihlerin futboldaki tercihlere benzer bir biçimde şekilleniyor olması bu soruyu da cevapsiz kılıyor. AKP'ye geçmişte umut bağlamış insanlardan sözederken, bu insanların önemli bir kısmının vicdanlarının sesini dinleyerek karar veren insanlar olduklarını biliyorum. Ama ne var ki olaylar onları asarak ortalığı "ünlü" olma heveslisi bir takım insanlarla doldurdu. Ünlü olmanın yolunun Saray'dan gectiği bir gercek olduguna göre Saray'ın her yaptığına onay veren, asla elestirmeyen bir kesim bugun AKP'nin görünür yüzü durumunda. Bu yozlaşmayı birçok insan görüyor. Bugün AKP'nin içinde AKP'nin "fabrika ayarlarina" dönmesi konuşuluyorsa onların da bu durumu gördükleri açık..

Sonuç olarak AKP vesayet rejiminin mağduru dindar insanların sözcüsü bir siyasi parti olarak sahneye cikti. Ama sanirim onlar için de başarısız bir parti oldu. Sonuçlar tartışılmayacak kadar açık. Bu durumda yapılması gerekenin yeniden "vicdanlara" dönmek olduğu ise ortada. Son günlerde ülkenin doğusunda olan bitenleri anlamlandırırken "vicdanların sesini" dinlemek siyasi tercihlerimizi bir daha gözden geçirmek sanırım yapmamız  gereken en önemli şey.

http://www.ozgur-gundem.org/yazi/134067/vicdanin-sesini-dinlemek

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar