Esat KORKMAZ

KANLI PAZAR
21.02.2016
2054

 Kanlı Pazarda,

sopaların indiği kafaların seslerini unutmak olası değildi;

parçalanan karpuz sesi gibi sesler.

Uyarılan anti-emperyalist duygular cangılında ‘68 Ruhu, her yönüyle ve tüm cüretiyle bir isyan olarak soluk alıyordu. Sokak ajitasyonu, mitingler ve zora dayalı çatışmalar, yani sokakta sürekli seferberlik dönemi başlamıştı: Ortam, her türlü otoriteye karşı neşe dolu bir saygısızlıkla yüklüydü; her şey sistematik; neredeyse alay gibiydi; bu da korkuyu azaltıyordu.

Ama diğer yandan her öğrenci bir ajitatör idi ve kızmazsa kaçıracaktı. Bu hava içinde 6. Filo gelip İstanbul Limanı’na demirleyince kıyamet günü yaklaşmıştı; coşku seli içinde oradan oraya koşuştururken, İslami anti-komünizm cephesinin İstanbul’a adam taşıyarak Taksim’e yığınak yaptığının farkına bile varılamadı; varanlar ise iplemedi.

16 Şubat 1969 pazar günü Türkiye’de o güne değin gerçekleştirilmiş en geniş anti-emperyalist kitle gösterisi düzenlendi. Çünkü devrim tatilde değildi; okullar açıktı. Üstelik ‘68 boykot-işgalleriyle küçümsenmeyecek bir deneyim kazanmışlardı. Üniversite öğrencilerinin yanı sıra işçi sendikaları, meslek kuruluşları ve her eğilimden sosyalistlerin katıldığı çoğunluğu işçilerden oluşan yaklaşık 30 bin kişi, İstanbul Üniversitesi önünden Taksim alanına yürüyüşe geçti. Taksim girişinde polis, caddenin her iki yanından önce sis bombalan attı, daha sonra coplarla saldırıya geçti; aynı anda gerici sivil güçlerin önceden hazırladıkları anlaşılan kurşun bilyeleri elleriyle havaya attıkları gözlendi; havadan hızla yere düşen kurşun bilyeler herkesin kafasını gözünü yardı; ortalık bir anda kan gölüne döndü. Bütün deneyimine karşın çatışmanın bu denlisiyle ilk kez karşılaşan kitle paniğe kapıldı ve yürüyüşün öncü koluyla gövdesi birbirinden ayrıldı.

Taksim alanına girebilen birkaç bin kişi gözü dönmüş gericilere yem olurken, polis alana giremeyen ve başsız kalan asıl yürüyüş kolu üzerine saldırıya geçti. Kitle, Gümüşsuyu’na doğru panik içinde kaçmaya başladı. Yürüyüş kolunun güvenliğinden sorumlu ve caddeyi her iki yönden koruyan militanlar, panik durumunda İTÜ’ye doğru kaçan kitleyi geri çevirmeyi başardılarsa da Taksim alanına girmeyi başaramadılar; çıkan çatışmalarda çok sayıda yaralı verdiler.

Dışarıda bu olaylar yaşanırken Taksim alanında tam bir katliam örgütleniyordu. Birkaç gün önceden Taksim Gezisi’nde toplanmaya başlayan ve 6. Filo’yu kıble kabul edip toplu namazlar kılan İslami anti-komünizm taraftarları, polisin göstermelik barikatlarını aşarak alana girmiş olan birkaç bin kişinin üzerine saldırdılar.  Sopalar ve bıçaklarla hücuma geçen gerici kalabalık, polisin gözetimi ve yardımı altında kanlı bir kıyıma giriştiler. Taksim meydanına açılan ara sokaklara taşan çatışmalar sırasında iki TİP’li işçi, Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan öldürüldü.

Kanlı Pazarolarak tarihe geçen bu olay, 12 Mart öncesinde, anti-emperyalist kitle hareketlerine yöneltilmiş tertipli saldırılar arasında sonuçlan bakımından en çok tartışılanlardan biri oldu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar