Fehim TAŞTEKİN
İran’la nükleer müzakereler yedi turu geride bıraktı ama tarafların pozisyonları hala birbirinden çok uzak. İran tüm yaptırımların kaldırılmasında ısrar ediyor. ABD ise nükleer program dışındaki yaptırımları tartışmaya yanaşmıyor. Bunlar İran’ın balistik füze programı, Hizbullah, Hamas, Ensarullah gibi örgütlere desteği ve başka şeylerle bağlantılı.
İran’a göre nükleer anlaşmadan tek taraflı çekilen ABD idi ve yapması gereken şartlar ileri sürmeden geri dönmesi. İran’ın özellikle Kereç tesisleri başta olmak üzere nükleer programı üzerinde oluşan bilinmezlik ve denetim eksikliğinden kaynaklı şüphelerle karşı tarafı taviz vermeye zorluyor. Anlaşma olmazsa uranyum zenginleştirmenin yüzde 60’ın üzerine çıkarılması ihtimali de baskı unsurunun diğer parçası.
Nükleer anlaşma zenginleşmeyi yüzde 3,5 ile sınırlıyordu. İran ABD’nin anlaşmadan çekilmesi karşısında normalde yüzde 20 seviyesindeki zenginleştirmeyi yüzde 60’a çıkardı. ABD de askeri seçeneği masada tuttuğunu gösterecek şekilde gerilimi tırmandırma stratejisiyle İran’a bu işin sonunun iyi olmayacağını göstermeye çalışıyor. ABD ve İsrail Savunma Bakanları’nın İran’ın nükleer tesislerini vurmaya dönük askeri tatbikat seçeneklerini görüşmeleri tırmandırma stratejisinin bir göstergesi.
İran’la anlaşma ya da mutlak kopuş ABD’nin bölge siyasetini doğrudan etkilediği gibi bölgesel ortakların çevre politikalarını belirleyecek bir boyut taşıyor.
*
ABD, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelere ortakları koruma taahhüdünün sürdüğünü iletti. Fakat ABD bir taraftan da maliyetle savaşlardan kaçınıyor. ABD’nin iç siyasi dengeleri, toplumsal bölünmenin büyümesi ve ekonomik durumu bunu dayatıyor. Ayrıca Çin ve Rusya’yı yükselen stratejik tehdit olarak görüp enerjisini o taraflara yoğunlaştırmak istiyor. Bu eğilim Obama döneminden beri var. Haliyle Körfez ülkeleri İran’la baş başa kalma ihtimalini dışlamayıp çevrelerindeki dost ve hasım ülkelerle ilişkileri yeniden gözden geçiriyor.
Bu minvalde BAE, birbiriyle çelişkili bir tarafta İsrail’le Abraham Anlaşmaları imzalayan, diğer tarafta ‘tehdit’ olarak gördüğü İran’la temasları artıran ve beri tarafta Türkiye ile ilişkileri normalleştiren bir rota izliyor. Haliyle ABD ve İsrail, BAE’yi sıkıştırıyor;’ İran’la ilişkileri ilerletme ve yeni yaptırım paketi çıkarsa bunlara harfiyen uy’ diye.
Bu Emirlikleri zorlayan bir durum. Ticari ilişkiler zaten 14 milyar dolardan 7 milyar dolara geriledi. İran önemli bir ticari hat. Dubai de İran’ın yaptırımlardan kaçmak için kullandığı bir nefes borusu. Emirlikler, ABD-İsrail eksenine Abraham Anlaşmaları ile yatırım yaptı ama karşılığında 23 milyar dolarlık anlaşmayla aradığı F-35’leri elde edemedi.
İsrail ve Amerikalı koruyucuları BAE’nin İran ve Çin’le ilişkilerini çeşitlendirme eğiliminden rahatsız olduğu için bu anlaşmanın uygulanmasını durdurdu. Emirlikler şimdi İran’la kapışmanın ön cephesi olmak istemiyor ve ilave yaptırımlara karşı çıkıyor. Türkiye bu denklemde çok konuşulmuyor. Çünkü İran’a yaptırımlara karşı çıkmanın ötesinde Halk Bank üzerinden geliştirilen mekanizma ile yaptırımları atlatmak gibi bir sicile sahip. Türkiye, İran’la bir hesaplaşmanın parçası olmak istemedi, bu durumun değişmesi beklenmiyor.
*
Maceracı ve müdahaleci dış politikanın AKP iktidarıyla başladığına dair muhalefet saflarındaki değerlendirme hatalı. Türkiye’nin güç kullandığı dış müdahalelerin örnekleri AKP’den önceki dönemlerde de az değildi. 1958’de Irak, Suriye ve Lübnan’ı müdahale hevesleri vardı. 1976-1982’de Müslüman Kardeşleri kullanarak Suriye’de iktidarı devirme komplosunda Türkiye de vardı. Komplonun başarısız olması üzerine Müslüman Kardeşler liderleri Yalova’ya yerleşmişti. Özal döneminde Musul ve Kerkük hesaplarıyla müdahaleci ve genişlemeci hevesler yeniden dirildi. Erdoğan ABD’nin de teşvikiyle Arap Baharı’nın yol açtığı fırsatları değerlendirmek için hesapsız maceralara kalkıştı. Ölçek değişti ama bir devamlılık var.
Bu nedenle muhalefetin iktidar olması halinde bu gelenekten ne kadar sapacağı şüpheli bir durum. Zaten Suriye ve Libya’da iktidara payanda olmanın ötesinde ciddi bir itiraz geliştirilemedi. Sistem çöktüğü için devletin içinden farklı sesler bir toparlanma ihtiyacına işaret ediyor. CHP’nin son tezkereye hayır demesinin arkasında da bu var. Ama AKP’den ne kadar farklı bir politika izleneceğine dair inandırıcı, anlaşılır ve belirgin bir strateji ortaya konulmuş değil.
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025