Fehim TAŞTEKİN
Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nı hedef alan ve PKK’nin askeri kanadı HPG’nin üstlendiği saldırı Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta halihazırda devam eden operasyonlarına yeni bir boyut katar mı?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan güney sınırlarında en az 30 km derinliğinde güvenli bölge oluşturma hedefini yineledi. "Yeni adımlarımız hazırlık, zaman, ortam meselesidir. Bunun için ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ sözü kulaklardan hiç eksik olmasın" dedi. Öncekilere kıyasla kara harekâtı için güçlü bir sinyal sayılmaz. Olabileceklerin çerçevesini Dışişleri Bakanı Hakan Fidan daha net çizdi: "Irak ve Suriye’de PKK/YPG'ye ait bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, silahlı kuvvetlerimizin, istihbarat unsurlarımızın topyekûn meşru hedefidir. Üçüncü tarafların PKK/YPG'li tesislerden ve şahıslardan uzak durmasını tavsiye ediyorum."
Ankara’daki saldırının ürettiği sonuçlar öncekilerden farklı olmayabilir. Genelde Kandil, Hakurk, Zap, Avaşin, Metina, Haftanin ve Gare dağlarında PKK hedefleri vuruluyor; yine vuruldu. Suriye ve Irak’ı birlikte ele alan güvenli şerit hedefi güncelleniyor; yine tekrarlandı. Kürt sorununun kuşattığı sivil siyaseti felç eden tutuklama operasyonları başlıyor; yine başladı. CHP dahil geri kalan bütün muhalif cephe iktidarın politikalarına göre hizalanıyor; onlar da hizalanmaya akşamdan hazırlar.
Sonuçlar dikkate alındığında ister istemez 2015’te PKK basın merkezinin önce üstlendiği, sonra reddettiği Ceylanpınar’da iki polisin öldürüldüğü saldırı akla geliyor. Kürt sorununa yaklaşımdaki kırılma Rojava’da özerkliğin yol açtığı korkularla başlasa da Ceylanpınar seçimlerin gaspı, otoriter dönüşüm ve faşizmin yeniden inşasında tepe tepe kullanılan bir gerekçeydi. Kürt sorununa askeri çözüm arayanlar siyaseti yeniden esir aldı. Şimdi iktidar bir taraftan yerel seçimlere diğer taraftan anayasayı değiştirmeye hazırlanıyor. Hükümetin mevcut koşullarda MHP’yi terk edip Kürtlerle ittifak kurma senaryosu gerçekçi durmuyor. İktidarı kurtarsa kurtarsa çatışma kurtarır. Yol açtığı ekonomik krizlerin üstesinden gelemeyen hükümet yine güvenlik kaygılarını öne çıkartıyor. Kış yaklaşırken deprem bölgelerinde çözülemeyen sorunların yol açacağı huzursuzluğu da savuşturması gerekiyor. Haliyle bu saldırı iktidara aradığı pası vermiş olabilir. Bu yüzden de sıcağı sıcağına 2015 senaryosu akla geldi. Fakat PKK’nin beklemeden sorumluluğu üstlenmesi, ardından faillerin kimliğini açıklaması, örgütle bağlantılı yayın organları ve sosyal medya hesaplarında saldırının “fedai eylemi” olarak yüceltilmesi durumu farklı kılıyor. Belli ki o tarafta şiddetin sivil siyaset alanını daralttığı, hatta yok ettiği eleştirileri fazla bir şey ifade etmiyor. Gelen itiraz; “Meclis zaten işlevsiz, siyaset çözüm üretmiyor, alternatif siyaset alanı kapalı ve tek adam rejimi hedeflerinden şaşmıyor.”
Peki iktidarın tepe tepe kullanacağı bu saldırıdan ne bekleniyor? Sınırların altına itilmiş bir savaşın Türkiye içine artık taşınma imkânlarının kalmadığı ve şehirlerin güvende olduğu yanılsamasına son verilmek istendiği açık. Basitçe "Savaşı durdurun, bu sizin elinizde" deniliyor. Mesajın yerini bulduğundan eminler! Fakat mesajın ne savaştan beslenen tarafları ne de “Silahlı mücadeleyle Kürtlerin elde edilebileceği bir şey kalmadı, silahlar bırakılsın” diyen kesimlerin duruşunu etkileme şansı var. Çatışma faşizmin ve zorbalığın ana beslenme damarına dönüşmüşken bagajda silahlarla sivil siyaset yürüyemez.
***
Burada argüman savaşına boğulmadan tekrar girişteki soruya dönersek; Erdoğan sadece Suriye değil Irak’ı da içine alan işgalci bir stratejide ısrar ediyor. Ne var ki koşulları oluşturamıyor. Suriye tarafında Rusya ve ABD’den yeşil ışık alamadığı için beşinci kara harekâtı neredeyse 3 yıldır "Bir gece ansızın" tekerlemesiyle patinaj yapıyor. Rusya, Ukrayna savaşıyla bağlantılı yaptırımlar yüzünden, ABD de NATO’nun genişleme planları nedeniyle Türkiye ile iyi geçinmek istiyor. Bu durum havadan operasyonlara esneklik sağlasa da kara harekâtında pozisyon değişikliğine yol açmıyor. Son saldırı sadece ABD’nin Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) desteği kesmesi yönünde Erdoğan’ın eline ilave bir koz veriyor. İki ülke arasındaki uçurum kapanmaktan uzak. Bunun son göstergesi Deyr el Zor’da SDG’ye karşı aşiret isyanına dair tutum farklılığıydı. Türkiye hazır Deyr el Zor karışmışken Suriye Milli Ordusu (SMO) ve bunlarla ilintili aşiretlerle Menbic ve Ayn İsa taraflarında yeni cepheler açmaya yeltendi. Buna mukabil ABD de SDG kontrolünde oluşan gedikleri gidermeye çalıştı. ABD, Arap aşiretleri SDG’ye sabitlemek için ağırlığını koyarken sadece Suriye ve İran’a değil Türkiye’ye de “Fırat’ın doğusunda işim bitmedi” demiş oldu. ABD bir taraftan terör örgütü saydığı PKK’ye karşı Türkiye’nin savaşına destek verip diğer taraftan SDG’yle ortaklığı sürdürürken iki NATO müttefiki arasında oluşan çelişkiyi idare edilebilir buluyor. Ankara’daki saldırı da IŞİD’e karşı ortaklık sayesinde PKK’yi ABD ve AB’nin terör örgütleri listesinden çıkarma kampanyalarına zarar verir ama Amerikan çelişkisinde bir kırılma yaratmaz.
Beri tarafta son demecinde Fırat’ın doğusundaki aktörleri terörist olarak niteleyen Suriye lideri Beşşar el Esad’la el sıkışarak cepheyi ortaklaştırma hesapları da yürümüyor. Şam’ın normalleşme için “Türkiye çekilsin” koşulunu Ankara duymak bile istemiyor.
Aşiret isyanı sırasında Rusya’nın Suriye ve Rus ordusunun bulunduğu alanlara ilerleyen SMO güçlerini bombalaması da Moskova tarafında tutumun değişmediğini teyit etti.
***
Irak tarafında ise birkaç yıldır Türkiye’nin askeri operasyonlarına karşı kabaran bir hassasiyetten söz edilebilir. Son olarak 18 Eylül’de Süleymaniye-Erbet Havaalanı’nda 3 peşmergenin öldüğü SİHA saldırısı Türkiye karşıtlığını yeniden körükledi. Türkiye’nin Ankara saldırısına yaptığı misillemeler üzerine Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşit “İran’la olduğu gibi Türkiye ile de sorunları çözmek için bir anlaşmaya varmak istiyoruz" dedi. Bağdat’taki kaynaklara bakılırsa, Türkiye şimdiye dek ortak çözüm tekliflerini ciddiye almadı. Peki İran’la yapılan neydi? İki ülke arasında imzalanan güvenlik anlaşmasının ardından 19 Eylül itibariyle İranlı Kürt partiler bulundukları kamp ve merkezlerden çıkartıldı. Ayrıca sınırlara 3 bin kadar muhafız yerleştirildi. İran taleplerini askeri harekât düzenleme tehdidiyle tahkim etmişti. İran modeli Türkiye için çalışır mı? Ankara açısından ne merkezi güçler ne de Peşmerge sınırları kontrol edebilecek durumda. Türkiye “Ben kendi göbeğimi kendim keserim” diyor. Fakat dağlık bölgeleri, vadileri ve sınırdaki geçişleri kontrol altına almak da kolay değil. Öyle olsaydı Türkiye 30 yılda yürüttüğü yüzlerce operasyonla bunu yapabilirdi. Son birkaç yılın operasyon mimarisi SİHA teknolojisinin getirdiği üstünlüğe dayanıyor. Bunun sonuç getireceği yönünde beklentiler yükseltildi. Netice hedefin hala uzağında.
Ayrıca PKK’nin örgütlülüğü, askeri kapasitesi ve savaş deneyimi İranlı KDP, Komele ve PAK ile kıyaslanamaz. Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin İranlı partiler üzerinde olduğu gibi PKK’yi etkileme ve sınırlama kapasitesi de yok.
Başka bir zorluk; PKK’nin etkinlik alanları dağ silsilelerinin ötesinde Kerkük, Mahmur ve Şengal’e uzanan hatlarda genişledi. Türkiye’nin artan operasyonları PKK’yi şehirlere iterken IŞİD’in yarattığı çöküş de örgüte etkinlik alanları açtı. Ankara bir taraftan Musul’a bağlı Şengal’i diğer taraftan Süleymaniye’yi ‘sorun’ olarak işaretliyor. Kerkük için de antenler kalkmış durumda. İşaret edilen koordinatlar esasen bütün bir Kürdistan’ı hedefe koyuyor.
Ekranlarda kara harekâtına dair müjde verenler ya geçmişteki hamlelerin sonuçlarını unutuyorlar ya da fiziki coğrafyanın, üzerinde ahkam kestikleri haritadan farklı olduğunu bilmiyorlar.
Bir şey daha; İran’ın Bağdat üzerindeki yaptırım gücü hiç olmadığı kadar arttı. İran sadece Irak ve Suriye değil Zengezur Koridoru bağlamında Kafkasya’da da Türkiye ile kavgaya girerken Bağdat üzerinden PKK’ye karşı baskı üretilmesini engelleyebilir. İran destekli Haşd el Şaabi güçlerinin Şengal’de PKK ilintili Şengal Direniş Güçleri ile güç birliği yaptığını hatırlayalım. Türkiye’nin ticaret ve güvenlik koridoru projesiyle Ovaköy’den Musul’a inme planları, İran’ın Süleymaniye-Kerkük-Musul eksenindeki hesaplarıyla çatışıyor. İran ülke içinde Kürt direncini kırmaya çalışırken ya da Suriye’de ABD-SDG ortaklığını hedef alırken PKK’ye diş bileyebilir ama ikili oynayabileceği manevra alanlarını da kapatmaz.
Türkiye’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni zayıflatacak şekilde askeri stratejiyi genişletmesi ABD’nin çıkarlarına da ters. Kürdistan, ABD’nin Irak siyasetindeki ana kolonlarından birini oluşturuyor.
Erdoğan bir taraftan da ulaşım koridorlarına çok önem veriyor. Basra’yı Türkiye’ye bağlayacak koridor bunlardan biri. Irak Başbakanı Muhammed Şiya el Sudani önceki gün epey zamandır gündemde olan Kalkınma Yolu Projesi’nin başladığını duyurdu. Koridor çatışmadan uzak bölgelerden geçerse yol verir. İstikrarsız yol yol değildir. Kalıcı güvenlik ve istikrar savaşla değil barışla inşa edilebilir. Güvenli bölge denilen şey tamamen ateş gücüne dayanır. Erdoğan savaş alanlarını genişleten bir stratejiyle kendi koridor rüyasına kâbus perdeleri yazıyor vesselam.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları





















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025