Fehim TAŞTEKİN
Trump, Hizbullah’a karşı Kongre’ye sunulan yeni yaptırım paketi ile ilgili olarak komutanlarla görüşüp 24 saat içinde bir karara varacağını söyledi. Bu sözler, İsrail’in güvenliğini garanti eden tüm Amerikan başkanlarının dediğinden farklı bir şey değil. Ancak bir şey daha söyledi: “Lübnan IŞİD, El Kaide ve Hizbullah terörüne karşı cephe hattıdır.” Yeni bir Trump bombası.
Geçen cumartesi Lübnan’ın kuzeydoğusunda Nusra Cephesi ve IŞİD’e karşı yeni bir cephe açıldı. Arsel merkezli operasyonu Lübnan ordusu ile Hizbullah birlikte yürütüyor. Sınırın diğer tarafında da Suriye ordusu ve yine Hizbullah var. Lübnan kanallarında birinci gündem Arsel olsa da başkent Beyrut’ta bu savaşın yansımalarını hissetmeniz çok zor. Hatta güney Beyrut’ta Hizbullah’ın kalesi Dahiye inanılmaz derecede sakin. Görünür kontroller minimum düzeyde. Bu savaşın gürültüsü 9 bin 350 km. ötedeki Washington’da daha fazla. ABD dünyanın jandarması ya, elbette kaygılanacak!
Lübnan Başbakanı Saad Hariri, ordunun Arsel’de teröre karşı operasyon başlattığını duyurduktan hemen sonra Washington’a gidip Başkan Donald Trump’la görüştü. Trump Amerikalılar kadar koltuğunu Batı-Körfez desteğine borçlu olan Hariri’nin de bir yere kadar başkanı sayılır!
Ortak basın toplantısında Trump, “Hizbullah Lübnan devleti, Lübnan halkı ve bütün bölge için bir tehdittir… İsrail’le yeni bir savaşı başlatma tehdidiyle cephanesini artırıyor… İran’ın desteği ile Suriye’deki insani felaketi körüklüyor” dedi. Hizbullah’a karşı Kongre’ye sunulan yeni yaptırım paketi ile ilgili olarak komutanlarla görüşüp 24 saat içinde bir karara varacağını söyledi. Bu sözler, İsrail’in güvenliğini garanti eden tüm Amerikan başkanlarının dediğinden farklı bir şey değil. Ancak bir şey daha söyledi:
“Lübnan IŞİD, El Kaide ve Hizbullah terörüne karşı cephe hattıdır.”
Yeni bir Trump bombası.
***
Trump’ın hedef tahtasına oturttuğu Hizbullah, iki bakanla Hariri hükümetinin ortağı. Mecliste 12 vekille temsil ediliyor. Koltuk sayısının azlığına bakmayın. Meclis Başkanı Nebih Berri’nin partisi Emel ve Hıristiyan müttefikleriyle birlikte Hizbullah kabineyi kilitleyecek çoğunluğa sahip. Cumhurbaşkanı Mişel Aun, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’la 2006’da Beyrut’ta bir kilisede imzaladığı ittifak anlaşmasından beri omuz omuza.
“Hariri ülkeye dönebilecek mi” diye telaşlanmayın, döner! Trump çattı, Hariri çanak tuttu diye gök kubbe Lübnan’ın üzerine çökecek değil. Burada herkes herkesin arka planını bilir, ona göre davranır.
Hizbullah’ı her fırsatta Suriye’deki savaşa karıştığı ve silahlarını bırakmadığı gerekçesiyle eleştiren Hariri’nin açıkça söyleyemediklerini Trump söylemiş oldu.
Suriye’de yönetime karşı silahlı sürece destek veren Hariri, 2011-2014 arası Lübnan’da yaşayamadı. Lübnan, Hizbullah’ın Hariri’ye yeşil ışık yakmadan bir hükümete kavuşamadığı, başbakanın hasımlarına selam vermeden siyasetin sokaklarında dolaşamadığı, Suud-Amerikan müttefiki ve Suriye-Hizbullah düşmanı kampın Hizbullah ve müttefiklerinin vetosu nedeniyle rakip bir Hıristiyan’ı cumhurbaşkanı yapmak zorunda kaldığı bir ülke.
***
Trump’ın ‘terörist’ dediği Hizbullah bugün cephe hattında Nusra ve IŞİD’e karşı savaşıyor. Sınırın bu tarafında Lübnan ordusu, diğer tarafında Suriye ordusu ile birlikte hareket ediyor. Lübnan’daki birçok aktör de Hizbullah’ın Suriye’deki savaşa katılmasına yönelik eleştirilerini geri çekmiş durumda. Mesela tarihsel olarak da Şiilerle ilişkileri daha iyi olan Hıristiyanlar, Hizbullah’ın silahlarından rahatsız olsalar bile Arsel’deki El Kaide ve benzeri yapılanmalar temizlenmediği takdirde yarın Lübnan’da yaşayamayacaklarının farkında. En büyük Şii partisi Emel de farklı yöntem ve anlayışına rağmen siyaseten Hizbullah’ın arkasında. Sünnilerin görüşleri de yavaş yavaş değişiyor. Bu değişim özellikle 2014’te 11 askerin öldürüldüğü, 30 askerin yaralandığı ve 13 askerin kaçırıldığı Arsel’deki çatışmalardan sonra başladı. Militanlar o zaman Arsel merkezini kısa süreliğine ele geçirip sonra dağlık bölgeye çekilmişti. Arsel’deki olaylar, Hizbullah’ın, “Tekfirci terörü Suriye’de önlemezsek kısa sürede Lübnan’ı da teslim alırlar” argümanını haklı çıkarttı.
Yerel aktörler uzun süre Trablus ve Arsel’deki cihatçı yapılanmaya dair uyarıların abartıldığını ve bölgeyle ilgili algı operasyonu yürütüldüğünü savundu. Ancak 2011’de Suriye’de kriz patlak verdiği andan itibaren değişmeyen hakikat şuydu: Kalamun, Hama, Humus ve Şam’ın kuzeyindeki silahlı grupların beslendiği hat Lübnan’ın kuzeydoğu ve doğu sınırlarıydı. Bölgenin dağlık yapısı sınırlardaki kaçak geçişleri önlemeyi de imkânsız hale getiriyordu.
Son zamanlarda Suriye tarafında kaybeden örgütler Lübnan’ın Arsel bölgesine çekildi. Bunu inkâr eden yerel aktörlerin iddiası da 22 Temmuz’dan beri Arsel dağlarındaki çatışmanın boyutuyla birlikte çökmüş oldu.
Hizbullah kaynaklarına göre ilk dört günde Arsel kırsalının yüzde 90’ı temizlenmiş oldu. Kırsalda iki yer kalsa da Arsel’in merkezinde de ciddi bir sorun var.
***
Lübnan ordusunu güçlendirerek ülkenin Hizbullah’ın elindeki silahları almanın yolunu açacağını hesap edenler için son 2-3 yıl içinde ordu ile Hizbullah arasındaki koordinasyonun ulaştığı nokta pek şaşırtıcı oldu. Farklı istihbarat birimlerindeki (mezhebi-siyasi bağlardan kaynaklanan) rekabete rağmen Lübnan güvenlik şemsiyesi özellikle bombalı saldırıları önleme konusunda kayda değer bir başarı sergiledi. Bu bakımdan belki de kimi zamanlar hükümetin neredeyse olmadığı Lübnan’da tek işleyen devlet kurumunun güvenlik birimleri olduğunu söylemek abartılı sayılmaz.
Hizbullah ve ordunun birlikte hareket etmesi Washington için önemli bir karın ağrısı. Çünkü ABD, Lübnan ordusuna yılda 80 milyon dolar yardım yapıyor. Trump yönetimi, “Hizbullah’a karşı Lübnan ordusu” kodlamasıyla yapılan bu yardımı kesip kesmemeyi tartışıyor. Lübnan içinde de İran’ın desteği ile bu kadar güçlenen bir örgütün yarın ülke için ciddi bir soruna dönüşebileceği kaygıları var. Elbette meşru kaygılar. Ancak Hizbullah da bu kaygıları gidermek için kurtarılan bölgeleri Lübnan ordusuna bırakarak daha az görünür olma taktiği izliyor. Lübnan ordusu için ‘ulusal ordu’ vurgusu yapılıyor, Hizbullah’ın bayrağıyla birlikte Lübnan bayrağı dalgalandırılıyor. Hizbullah geçen baharda ülkenin doğu sınırlarındaki Brital, Ham, Marabun ve Tufeyl’i temizledikten sonra kontrolü orduya bırakmıştı. Muhtemelen yeni kurtarılan bölgeler de ordunun denetimine bırakılacak. En azından beklenti o yönde.
Beri yandan ülkenin durumu da ortada; Hizbullah olmadan ordunun bu türden bir gerilla savaşını yürütmesi zor. Mesela Arsel’de ordu uzaktan bombardımanla yetinirken göğüs göğüse savaşı Hizbullah veriyor. Ordunun yapmaya çalıştığı şey daha çok kırsaldan kaçan Nusra ve IŞİD savaşçılarının kent merkezlerine sığınmasını önlemek. Hizbullah’ı sevmeyenler de bu gerçeği teslim ediyor.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025