Fehim TAŞTEKİN
Amerikan yönetimi İran’la gerilimi tırmandırıyor. Başkan Donald Trump’a göre İran tehditkâr davranıyor, kışkırtıyor. “Bilmek istemeyeceğiniz şeyleri biliyoruz” diyerek de İran’ın müdahaleyi hak ettiğini ama ‘Amerikan büyüklüğü’ sayesinde dünyanın savaştan beri olduğu mesajını veriyor.
‘Petrol gelirlerini sıfırlama’ hedefiyle ambargo dayatarak bir ülkeyi çökertme girişiminden daha büyük kışkırtma ne olabilir? Ya da ülke savunması ve ekonomisinin omurgasını oluşturan Devrim Muhafızları’nı terör örgütü ilan etmekten ala kışkırtma mı olur?
Petrol alımında 8 ülkeye tanınan muafiyetin 2 Mayıs’ta sonlandırılmasının ardından USS Abraham Lincoln uçak gemisinin yanı sıra USS Arlington savaş gemisi ve Patriot hava savunma bataryası Körfez’e gönderildi. Birkaç B-52 bombardıman uçağı Katar’daki El Ubeyd Üssü’ne konuşlandırıldı. Dahası New York Times, Trump yönetiminin Orta Doğu’ya 120 bin asker göndermeyi içeren askeri plan üzerinde çalıştığını yazdı. Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan’ın 9 Mayıs’ta Beyaz Saray’a sunduğu plana göre 120 bin askerin İran’dan gelebilecek bir saldırıya veya nükleer silah geliştirme girişimine karşı bölgeye gönderilmesi öngörülüyor. Maksat caydırmak! Mesele kışkırtmaysa, bunlardan öte ne olabilir?
İran’ı bu şekilde tehdit etmek ABD’yi zinhar ‘tehditkâr’ yapmıyor! ABD dilediğini yapabilir, bunlar asla kışkırtma sayılmaz! Söz gelimi 1988’de 290 yolcusuyla İran uçağını Körfez’de düşürdüklerinde bu basitçe bir yanlış algılamaydı. O kadar! Ya da 1986’da Libya’yı savaş gemileriyle hedefe koyup hava sahasına savaş uçaklarını soktuklarında da hiç kışkırtıcı değillerdi. Albay Muammer Kaddafi oltaya gelip uçaksavarları çalıştırdığında ‘saldırgan Libya’ fotoğrafını yakalayıp Sirte limanındaki Libya gemilerini bombaladılar.
Savaş makinelerini Körfez’e yığmaya devam eden ‘kibir abidesi’, İranlıların hiç dişlerini gıcırdatmadan uslu uslu buyruklara uymasını bekliyor. Trump Tower’dan daire satan emlakçı gibi “Ara beni, konuşalım ve adil bir anlaşma yapalım” diyor.
***
İran ciddi bir rejim krizi üzerine bir de ekonomik savaşın bindireceği baskıyla hata yapmaya zorlanıyor. Ekonomik çöküşün İran’ı kolay bir ülkeye dönüştüreceği hesabıyla hareket ediliyor. Bu baskı karşısında İran, Trump’ın Mayıs 2018’de tek taraflı çekildiği 5+1 ile yapılmış nükleer anlaşmayı (JCPOA) çöpe attığı an flaşlar paylayacak ve ilk sırıtan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu olacak. İsrail’de bir kanat, ABD’nin Irak senaryosunu İran’da tekrarlaması için can atıyor. Silah lobileri de avuçlarını ovuşturuyor. Beyaz Saray hiç olmadığı kadar John Bolton ve Mike Pompeo gibi müdahaleci ahmaklarla dolu.
Körfez’de de İran’ın dizleri üzerine çöktüğünü görmek için çırpınanlar az değil. Şark’ül Evsadgazetesindeki bir köşe yazısı, kimi Körfez ağalarının hayalini şöyle betimliyor:
“Bu sahne, bize 1941 Ağustos’unu hatırlatıyor. O dönemde piyasalara petrol sevkiyatını sağlamak için İngiliz-Sovyet müdahalesi yaşandı. Sovyetler, İran’ın kuzeyini, İngilizler güneyini paylaştı. Rejimin devrilmesi konusunda tarihin tekerrürü için şartlar elverişli. Rusya’nın, İran’ın kuzeyini kontrol etmesi karşılığında ABD’nin güneyini kontrol ettiğini görebiliriz.”
Aynı gazetede bir diğer yoruma göre, İran savaşı göze alacak durumda değil; demir, çelik ve bakır sektörünü de kapsayan yaptırımlar sayesinde durum kötüleşiyor, ülkenin iç bütünlüğü dağılıyor, Orta Doğu’daki vekil güçlerini finanse edemiyor, bu sefer 2011-2012’deki kadar dayanamayacak ve Trump’ın koşullarında masaya oturacak.
Hakikat ile temenni bulamaç halinde. Evet, İran zorda kalan ama aynı zamanda zor olan bir ülke.
Şimdi Birleşik Arap Emirlikleri’nin karasularında dört gemide hasara yol açan sabotajlar ya da Suudi Arabistan’da iki petrol pompasının bomba yüklü insansız hava araçlarıyla vurulması karşısında savaşa bahane yaratan Amerikan sicili, ister istemez kendini hatırlatıyor. Bu, İran’ın Amerikan kuşatmasına ortak olan Körfez’deki komşulara ‘aklınızı başınıza alın’ mesajı da olabilir, üçüncü bir tarafın tezgahı da. Derhal Amerikalılar İran’ı, İranlılar da İsrail’i işaret etti. Her ikisi de mümkün.
Kimin işi olursa olsun burada İran’ın bir Libya olmadığını hatırlatmak gerekir. İran, 1988’in İran’ı da değil. Irak’la 8 yıl süren savaştan beri eriştiği konvansiyonel savaş kapasitesiyle farklı bir yerde. Birçok İranlı için gurur kaynağı olmasa da İran’ın asimetrik savaş kabiliyeti de Orta Doğu’nun hiçbir ülkesinde yok. Devrim Muhafızları’nın hava-uzay kuvvetleri komutanı Emir Ali Hacizade kolay lokma olmayacaklarını şu uyarıyla hatırlatıyor: “Fars Körfezi’nde 6 bin personel ve 40-50 jet taşıyan bir Amerikan gemisi bizim için tehditti. Bugün bir hedeftir.”
***
Gerilimin tırmanması halinde akla ilk gelen Hürmüz Boğazı’nın kapatılması. Deniz yollarıyla dünya piyasalarına yürütülen ham petrolün üçte biri (günlük 17-18 milyon varil) Hürmüz’den geçiyor. İran petrol satışının sıfırlanması halinde Hürmüz’ü kapatabileceği tehdidi başlı başına piyasaları tedirgin edebiliyor. İran işi gerçekten bu noktaya vardırır mı, bilemeyiz. Sonuçta bu, bir savaşı da tetikleyebilir. İran’ı hedefe koyanların asıl zorlanacakları boyut asimetrik yanıtlarda yatıyor. Körfez’deki Amerikan askeri, ticari ve diplomatik varlığının yanı sıra Irak ve Suriye’deki güçler de açık hedef haline gelebilir. Senaryonun bir diğer ucunda İsrail var: Filistinli örgütler Gazze’den, Hizbullah Lübnan’dan ve Suriye’deki milis güçler Golan’dan cephe açabilir.
Bugünkü gerilim, kıvılcımını nükleer anlaşmadan alsa da Amerikan yönetiminin düşmanca politikası, İran’ın Orta Doğu’da eriştiği nüfuz ve yanıt verme kapasitesine bağlı korkulara dayanıyor. 2003’te Süleymani’de Türk askerlerinin başına gelen çuval hadisesinin bir benzerini 2007’de İranlılar Erbil’de yaşamıştı. O vakit Amerikalılar yanıtın nereden geleceğini bir kez daha öğrenmiş oldular. Amerikalılar İran’ın irtibat ofisini basıp Devrim Muhafızları’ndan bir yetkiliyi alıkoymuştu. Birkaç gün sonra İran’ın finanse ettiği Asaib Ehl’ül Hak milisleri Kerbela’da Amerikan konvoyuna pusu kurup 5 askeri öldürmüştü.
ABD’nin 2001’den bu yana Orta Doğu’da açtığı cepheler Filistin-Lübnan ekseni dışında İran’a Irak, Suriye, Afganistan ve Pakistan’da da vekil güçler oluşturma şansını verdi. Irak’ta 2014’te IŞİD’e karşı ortaya çıkan Haşd el Şaabi Amerikalılar için büyük bir dert. Amerikan karar vericileri arasında bir savaş pahasına İran’ı çökertmek mi, yoksa ekonomik ablukayla yeni bir anlaşmaya mecbur etmek mi ikilemi işte bu noktalarda başlıyor.
***
Tabii İranlıların bugün daha fazla hesaba katmak zorunda olduğu bir sürü faktör de yok değil. Yolsuzluklar, yaptırımları atlatmak için geliştirilen mekanizmalarda devletin kasasına dönmeyen milyarlarca dolarlar, kurumlar arası uyumsuzluklar, sosyal gerilimler, siyasal kutuplaşmalar, Orta Doğu’daki nüfuz savaşının maliyetine dönük sorgulamalar ve genel olarak iktidardaki mollalara karşı biriken öfke rejimin seçeneklerini daraltıyor. İran için de “Çatışma mı, uzlaşma mı” sorusu dünden daha fazla ciddiyet arz ediyor.
Beri tarafta İran’ı kollayan müttefikler cephesinde de durum nazik. Petrol alımını sürdürse de Çin ekonomik savaş içinde olduğu ABD’yle kavgasına bir de İran faktörünü eklemek niyetinde değil. Arap ülkeleriyle ilişkilerinde ciddi bir ivme yakalayan Rusya da anlaşmaya sadık kalıp ambargoya karşı çıksa da artan petrol fiyatlarının tadını çıkarabilir.
AB kanadı ilk kez ABD’nin saldırgan politikası karşısında direnç gösteriyor ama derde deva değil. Moskova ziyaretinden önce İran dosyasını Brüksel’de Fransa, İngiltere ve Almanya’ya pazarlamaya çalışan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ‘savaş istemiyoruz’ yanıtıyla soğuk bir duş aldı. İran için önemli bir duruş. Bu direncin sürmesi İran’ın nükleer anlaşmaya sadık kalmasına bağlı. Bu konuda süreç pazarlık ve restleşme arasında gidip geliyor. İranlılar AB’den yaptırımları ‘by-pass’ edecek mekanizmanın (INSTEX) devreye sokulmasını bekliyor. AB ise mali şeffaflık şartı arıyor. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, 8 Mayıs’ta JCPOA’nın imzacıları İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya ve Çin’e mektup yazarak İran’ın ekonomik çıkarlarının korunması için 60 günlük süre tanıyıp aksi halde nükleer program üzerindeki bazı kısıtlamaları kaldıracaklarını bildirdi. Ambargodan önce günlük 2.8 milyon varil seviyesinde seyreden petrol satışlarının 1.5-2 milyon varil düzeyinde kalması İran’ın anlaşmaya sadakatini garantileyebilir. İranlılar 1.5 milyon varilin altında satışla çarkın dönmeyeceğini söylüyor. Şu sıralar seviye 500 bin ile 1 milyon arasında bir yerde. İran bankacılık sektörüne yönelik ambargo yüzünden petrol dışı gelirlerinin yaklaşık üçte ikisini de transfer edemiyor.
AB, Rusya ve Çin’in anlaşmaya desteği en azından İran’ı tecrit olmaktan kurtarıyor. O yüzden de Avrupalılar İran’ın kolayca çekilemeyeceğini düşünüyor.
Askeri müdahaleyi bir seçenek olarak masada tutanlar da İran’ın basit bir hasım olmayacağını, İran’ı vuran ateşin sadece İran’ı yakmayacağını biliyor. ‘Kendi insanına odaklanmış makul ve yaşanabilir bir ülke’ düşü kuran İranlı muhalifler bile bu yolda selamet görmüyor. Maksat çökertmekten öte bir şey değilse İran’ı Trump’ın atarlı tweetleri ve ürkütücü gemileri değil ancak kendi iç dinamikleri dönüştürebilir. Beklediği o telefon ise hiç çalmayabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025