Fehim TAŞTEKİN
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Bakü’de zafer coşkusuyla Bahtiyar Vahapzade'den bir şiir okudu ya ortalık fena karıştı.
“Aras'ı ayırdılar,
Kum ile doldurdular,
Ben senden ayrılmazdım,
Zor ile ayırdılar.”
Şiir İran’ın ‘korku’ teline dokundu. Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “Kimse Erdoğan'a, Bakü'de yanlışlıkla okuduğu şiirin, Aras Nehri’nin kuzey bölgelerinin İran'ın ana topraklarından zorla ayrılmasıyla ilgili olduğunu söylememiş. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin egemenliğine zarar verdiğinin farkında değil miydi?” diye iğneledi.
Ardından Tahran’daki Türk Büyükelçisi, Dışişleri’ne çağrıldı. Türkiye misliyle yanıt verdi. Bir de AKP, hükümet, saray ve meclisten sert açıklamalar geldi.
İran da alttan almadı. Meclis’te 286 vekilden 225’i ortak açıklamayla “Erdoğan'ın ayrılıkçı bir dil kullanmasını şiddetle kınıyoruz" dedi. Üstelik bazı yetkililer, Erdoğan’ı İran topraklarına göz diken son diktatör Saddam’a benzetip akıbetini hatırlattı! Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yanlış anlamayı düzeltmek için Zarif’i aradı. İran tarafına göre Çavuşoğlu, Erdoğan’ın içerdiği hassasiyetlerin farkında olmadan şiiri okuduğunu söyledi. Bu kısım Türk tarafının açıklamasında yok tabii.
Irak’tan Suriye’ye, Hizbullah’tan PKK’ye kadar nice ayrılık konularını, bir Tahran-Ankara bunalımına dönüştürmeden geçiştirmiş iki ülkeyi bir şiir fena halde karşı karşıya getirdi.
“Altı üstü bir şiir, bu kadar alınganlık niye?” diye soranlar çıkabilir. Lakin Türk dış politikasının müdahaleci seyri ve Erdoğan’ın Bakü’de başka zaferler vaat etmesi dikkate alındığında bir şiir bir sürü şeye dokunabiliyor. İran’ın toprak bütünlüğü ile ilgili korkularının yersiz olup olmadığına bakmadan önce Erdoğan’ın sınırı teşkil eden Aras’a gönderme yapmasını Anadolu Ajansı’nın şu yorumuyla birlikte okuyalım:
“Güçlü bir Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Tebriz’de ilham kaynağı olduğu gerçeği hafife alınamayacak kadar önemli… Türkiye’nin bu süreçte her anlamda Azerbaycan’ın yanında yer alması İran Türkleri için de geleceğe yönelik umut kaynağı haline geldi.”
İlişkilerde epey zamandır artan gaz sıkışması sonunda bir mısra ile infilak etti. Şiir İran’da idrak edilendir, mısraların tesiri açısından bunu da not etmeli.
***
Gelelim bir şiirin nerelere kadar gidebildiğine…
Her şeyden önce Karabağ savaşıyla Türkiye’nin Güney Kafkasya’da denkleme girmesi ve statükonun bozulması sadece İran’ın ekonomik çıkarlarını değil başka etnik fay hatları ve sınırlarla ilgili kaygılarını canlandırıyor.
İran, SSCB sonrası 1991’de aynı gün bağımsızlıklarını tanıdığı Azerbaycan ve Ermenistan’la ilişkilerini birini diğerine feda etmeden götürmeye çalıştı. Bu haliyle İran’ın tarafsızlığı, Bakü’nün nazarında Ermenistan’ı kayıran bir çizgideydi. Ankara da bunu hep böyle gördü.
Tahran 30 yıldır Güney Kafkasya’daki meselelere etnik, dini ve mezhebi bağların ötesinde stratejik gerçeklikle yaklaşıyor. Azerbaycan’la mezhebi ve etnik paydaşlık Bakü ile ilişkilerde katalizör etkisi değil karşılıklı temkinlilik hatta kuşku yarattı. Bakü tarafında İran’ın Şii kanaldan rejim ihraç etmesi korkusu; Tahran tarafında ABD ve Türkiye’nin ‘Kuzey Azerbaycan’ üzerinden ‘Güney Azerbaycan’ı kaşıması endişesi belirleyiciydi. Ayrıca Azerbaycan’ın stratejik ortaklıkta tercihini ABD’den yana koyup İsrail’le askeri işbirliğini derinleştirmesi Tahran’ı hep uyanık pozisyonda tuttu.
Bir taraftan da yıllarca bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin İran’daki Azerbaycan Türkleri arasında etnik farkındalığı canlandırma potansiyeli üzerinde durula geldi. CIA de 1979 sonrası Tahran’la hesaplaşırken Türkiye üzerinden İran Azerbaycan’ını karıştırmak için az çaba sarf etmedi. Haliyle geçmişi de olan bir hassasiyetten söz ediyoruz. Bu geçmişte Güney ve Kuzey Azerbaycan’ın yeniden birleştirilmesini öneren Ebulfez Elçibey gibi liderler de var.
İran güvenlik stratejisini, dış müdahalelerin etnik hatlar üzerinden geleceği senaryosuna göre kuruyor. Batıda Irak sınırlarına yaslanan Kürdistan, güneybatıda Arapların yaşadığı Huzistan (Ahvaz), yine güneyde Arap yoğunluklu Hürmüzgan, güneybatı ve güneyde Luristan ve yine Lurların yaşadığı Kohkiluye ve Buyer Ahmed, kuzeybatıda Türkiye, Irak ve Nahçıvan (Azerbaycan) sınırında Batı Azerbaycan, kuzeyde Ermenistan ve Azerbaycan sınırlarında Doğu Azerbaycan, kuzeyde Mazandaran, yine kuzeyde Türkmen yurdu Gülistan ve Kürtlerin yaşadığı Kuzey Horasan, doğuda Türkmen, Peştun ve Belucların yaşadığı bölgeler İran’ın dış sınırlarını çevreliyor. Bu tam anlamıyla etnik bir çember. Bu çemberde bir halkanın düşmesiyle etnik çözülmenin yaşanacağı korkusu İran siyasetine hem esneklik hem sertlik katıyor.
***
İran’da Azerbaycan denilince akla Kaçar Hanedanı’nın Güney Kafkasya’yı Çarlık Rusya’sına bırakan Gülistan (1813) ve Türkmençay (1828) antlaşmaları geliyor. Yani Aras’ı sınıra dönüştüren anlaşmalar. İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Mücteba Zünnur, “Erdoğan tarih, edebiyat ve coğrafyada sınıfta kalmamış olsaydı, bu şiirin, Azerbaycan'ın ana vatanı İran'dan ayrılışının yasını tutarken yazıldığını bilirdi” diyor. Yani milliyetçi saiklerle arada sırada güncellenen ‘Büyük Azerbaycan’ ülküsündeki toprakların büyük kısmı İran’da. Azerbaycan nüfusunun en az üç katı kadar Azerbaycan Türkü de İran’da yaşıyor. İran’da da birileri eğer ‘Büyük Azerbaycan’a gönderme yapacaksa kendisini Güney Azerbaycanlı olarak niteliyor. İran’ın etnik fay hatları endişesi gerçek ama aynı zamanda etnisiteyle ilişkisi Rusya Federasyonu’ndan geri, Türkiye’den çok ileri. İran idari sisteminde Azerbaycan Türklerinin yaşadığı eyaletlerden ikisi Batı Azerbaycan ve Doğu Azerbaycan isimleriyle etnisiteye matuf. Batı Azerbaycan’ı Kürtlerle paylaşıyorlar. Bir de Kürdistan eyaleti var. İranlıların yanında ‘Büyük Azerbaycan’ tartışmasını açarsanız gülümseyerek “Ana gövde İran’da olduğuna göre korkuya mahal yok” derler. “Büyük Azerbaycan kurulacaksa kuzey güneye katılır, tarihte olduğu gibi.”
Ama asıl korku, İran’ı birleştiren üst çatının sihrini yitirmesi. Hep denir ki Farslar ile Azerbaycan Türkleri Şiilik üzerinden ittifak kurdu. Bu ittifakı savunulabilir ve sürdürülebilir kılmak için ‘İranlı’ üs kimliği öne çıkartıldı. İranlı kimliği diğer mezhebi, dini ve etnik azınlıkları da bir arada tutuyor. Kaçarlardan sonra Pehlevi Hanedanlığı, Perslik üzerinden ulus devlet inşa etmeye yönelince Azerbaycanlılar biraz ötekileştirildi. 1979 İran İslam Devrimi ise Azerbaycanlıları değişim beklentisine sokmuştu. Ne var ki Azerbaycan Türkçesinin resmi dil olarak tanınması, anadilde eğitim ve kültürel özerklik gibi beklentiler karşılanmadı. Anayasa’nın 15’inci maddesi Farsçayı resmi dil olarak belirlerken “Ancak etnik unsurların dillerinin basın ve medyada kullanılması ve okullarda Farsçanın yanında eğitilmesi serbesttir” diyor. Bugüne kadar yapılanlar şunlarla sınırlı kaldı: Azınlık dillerinde kitap, gazete, dergi basılması; azınlık dillerine has kanal değil devlet TV ve radyolarında programlar, Ruhani döneminde üniversitelerde Azerbaycan Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılması, azınlık dillerinin okullarda seçmeli ders olarak okutulması vs.
Kendisi de bir Azerbaycan Türkü olan dini lider Ayetullah Ali Hamaney ailelerden çocuklarına anadillerini öğretmelerini istese de bu çağrı tam anlamıyla devlet politikasına dönüşmüyor. Tabii Türkiye’de “Kürtlerin siyasal varlığını yok edilmesi gereken haşereler” olarak görenler dahil tekçi zevatın İran’da azınlık haklarını gündemleştirmeleri de ayrı bir ironi.
Buna karşın İran’ın tarih bagajında soykırım gibi acı bir yük olmadığı için Ermenilerle ilişkileri farklı bir boyutta. İran bölgede Ermenilerin rahat yaşadığı ülkelerin başında geliyor. Ermeniler kota ile meclise iki milletvekili gönderiyor, kendi okullarında anadillerinde eğitim yapabiliyor, İsfahan’daki soykırım müzesi ve anıtı gibi 1915’e dair hatıralarıyla varlık gösterebiliyor. Bu ilişkiler Ermenistan’la temaslara da yansıyor.
***
Karabağ’da savaş patladığında İran’ın denge politikası, belli kentlerde Azerbaycanlı Türklerin gösterdiği hassasiyet karşısında hafif sendeledi. Hamaney’in Tebriz, Erdebil, Zencan ve Urmiye vilayetlerindeki temsilcileri yani cuma imamları Karabağ’ı İslam ve Azerbaycan toprağı ilan etti. Hükümet temsilcileri de BM Güvenlik Konseyi’nden çıkmış 4 karara uygun olarak Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini vurguladı. Tahran’ın çözüm önerisi bunun savaş değil diyalogla halledilmesi yönündeydi.
Belli ki İran, Karabağ siyaseti yüzünden Azerbaycan Türkleri arasında sistemden kopuş yaşanmasını istemedi. Zaten ülke adeta sırat köprüsünden geçiyor; içeride rejime karşı öfke alttan alta kaynıyor, yaptırımlar yüzünden ekonomi ecel terleri döküyor. Dış müdahale senaryoları gündemden düşmüyor. Böylesi bir zamanda evvela etnik fay hatlarının harekete geçirileceği korkusu daha da derinleşiyor. Son iki yılda Ahvaz ve Kürdistan bölgelerindeki saldırılar bir deneme olarak kayda geçti.
Her şeye rağmen Tahran’ın da yarıdan fazlasını oluşturan Azerbaycan Türkleri hâlâ rejimin en paydaş etnik azınlığı olarak görülüyor. Öteden beri direngen Türkçü bir damara ilaveten rejime duyulan öfke ve ümitsizliğin etkisiyle artan milliyetçi arayışlar bir vakıa. Ancak bu eğilim Şiilik ve İranlılık kimliğinin belirleyici rolünü ortadan kaldırmıyor. Azerbaycanlı Türkler sadece merkeze değil sistemin içine ziyadesiyle taşınmış durumdalar. Bu açıdan Türkiye’nin Kafkasya macerasının İranlı Türkler için de umut verdiğini düşünenlerin belki İran atlasına, tarihine, kültürüne, mimarisine ve elbette şiirine yakından bakmaları faydalı olabilir. En azından diplomatik felaketlere yol açmamış olurlar. Elbette bölünme korkusunu biraz abartsa da mevcut tablo Tahran’ın seyirci kalamayacağını gösteriyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025