Fehmi KORU
Dünyamız tehlikeli bir yöne doğru evriliyor.
Yukarıdaki giriş cümlemi okuyunca, bu yazıda hayatımızın günlük akışını temelden değiştiren korona salgınından söz edeceğimi düşünebilirsiniz.
Bilinenleri tekrarlayacağımı da sanabilirsiniz.
Oysa ‘tehlikeli bir yön’ deme ihtiyacı duyduğum gelişme farklı. İnsanları, hem de kendilerinden görüş açıklamaları beklenen insanları, söylediklerine pişman etme girişimlerini ‘tehlikeli’ buluyorum.
Önümde son iki örnek var.
Bir başka profesör, Prof. Ali Köse de, TRT’de katıldığı bir programda “Bir FETÖ gitti, bin FETÖ geliyor” cümlesini sarf etmiş…
Günlerdir bu iki konuşma üzerine her iki isme sözlü-yazılı ciddi saldırılara tanık olunuyor.
Özellikle siyasi kimliği bulunan, eski-yeni milletvekili, eski bürokrat isimlerin verdikleri tepkiler hayli aşırı.
İsimlerinin önünde ‘profesör’ sıfatı var ve bu da görüş açıklayan iki kişinin bilimsel bir geleneğin temsilcileri olduğuna işaret ediyor. Bu özellikleri bile tepki verenleri tepki vermeden önce düşünmeye sevk etmeliydi.
Bir kişinin profesör unvanını alıncaya kadar bilim yolunda çektiği çilelere saygı tepkileri önlemeliydi.
Kaldı ki, her iki bilim insanının kurumsal kimlikleri de bulunuyor. Prof. Yaramış Türk Tarih Kurumu’nun başkanı, Prof. Köse ise Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin dekanı. Kurumlara da mı saygı kalmadı?
[“Son zamanlarda atanan rektör ve dekanlar arasında tek bir eseri bile bulunmayanların varlığından söz ediliyor; acaba saygı sınırını aşan saldırılarda bu bilginin de payı var mıdır?” diye düşünmeden edemiyorum.]
Tepkilerin yoğunluğu Prof. Yaramış’ı sözlerinden dolayı özür dilemeye mecbur etti.
Hem de din adına.
[Prof. Köse’nin ‘Milenyum Tarikatları’ adını taşıyan bir kitabı var; yani üzerine konuştuğu konuyu en iyi bilenlerden biri o.]
Buraya kadar yazdıklarımdan her iki hocanın görüşleriyle ilgili herhangi bir yorumda bulunmadığımı fark etmişsinizdir. Benim ‘tehlikeli bir yöneliş’ olarak gördüğüm, insanların düşündüklerini ifade etmelerine karşı çıkılmasıdır; yoksa serdedilen görüşlere eleştirel yaklaşmayla ve doğrusunun söylenmesiyle herhangi bir sorunum yok.
“Söyletmen vurun” kültürüne dönüş mü?
Dünyada bilimsel ve teknolojik gelişmeler görüşlerin çarpışmasıyla gerçekleşmiştir.
“Görüşleri yanlış, başında bulundukları kurumdan alınsınlar; bu adamlar o koltukta oturmamalılar” dediğinizde, yalnız bu iki hocanın değil, kabullerin ötesinde görüşleri bulunan pek çok başka kişinin de söz haklarını ellerinden almış olursunuz.
“Söyletmen vurun” mantığı hiçbir ülkeyi, kurumu başarıya ulaştırmaz.
Örnekler taze olduğu için bizde yaşanan iki olaydan söz ettim; ancak bu tür olaylarla yalnızca bizde karşılaşılmıyor. Pek çok başka ülkede de, hatta bizdeki örneklerden de ileride, susturma ve tövbe ettirme girişimleri fark ediliyor.
Bir senatörün kaleme aldığı genel kabule ters düşen bir yazıyı yayımladığı için, New York Times gazetesinin görüşler sayfası editörü istifaya zorlandı. Ardından, aynı gazetede bir başka alanın sorumlusu genç bir kadın gazeteci, “İlla belli düşünceler istikametinde haber ve yazıya yer veriliyor, kendimi kısıtlanmış hissediyorum” feryadıyla istifayı bastı.
İşi, beyaz birinin siyahi karakterleri bulunan bir roman yazamayacağı iddiasına kadar vardıranlar çıktı. Romancı Alexandra Duncan, bitirip yayınevine teslim ettiği ‘Ember Days’ (Oruç günleri) adlı romanını bu gerekçeyle geri çekti.
Dahası, Duncan’ın romanını yayınlatmaktan vazgeçmesini konu alan bir yazı, yayımlandığı meslek dergisi editörünün özür dilemesine yol açtı.
Hepsi tepkiler üzerine yaşandı bu olayların…
Neredeyse 40 yıl önceki bir yazısının hatırlatılması yüzünden işinden olan var Amerika’da.
ABD’de de “Söyletmen vurun” anlayışı hakim hale gelmekte. Orada buna ‘Uyanış’ (Woke) veya ‘İptal Kültürü’ (Cancel Culture) gibi saygınlık kokan isimler de takılıyor.
Sevinelim mi?
Eğer bizde de aynı akım baş göstermemiş olsaydı, ABD’de yaşananlara bakıp o havanın hakim hale geldiği bir tartışma ortamından özgün görüşler çıkmayacağı için, kendimize bakıp sevinebilirdik. Profesör unvanı bulunan iki hocaya bizde yaşatılanı görünce bu yeni global duruma ancak ciddi olarak üzülebiliyorum.
Dünya için korona virüsünden daha büyük bir ‘tehlike’dir bu ve son hızla oraya doğru evriliyoruz.
Hocalardan, sözlerini geri almak, özür dilemek yerine, ne demek istediklerini açmalarını bekliyorum.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025