Fikret Bila
25 Kasım Kadın Platformu'nun öncülüğünde Türkiye'nin birçok yerinde, "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" yürüyüşü düzenlendi. İstanbul'da Taksim Tünel’de toplanan kadınlar, İstiklal Caddesi'nde yürüyüş yaptı.
Yürüyüşe katılanlar büyük ölçüde dağılmışken polis müdahale etti. Dağılmamış gruba gaz, plastik mermi ve coplarla şiddet kullandı.
Kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini protesto etmek, Türkiye’nin bu çok önemli sorununa dikkat çekmek, farkındalık yaratmak için hiçbir şiddet eğilimi göstermeden yürüyen kadınlara polisin şiddet uygulaması kabul edilebilir bir olay değildir.
"25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü"nde kadına şiddet uygulayan polis oldu. Taksim’den dünyaya yayılan görüntüler Türkiye adına övünülecek görüntüler değildi.
Fotoğraf: Bülent Kılıç/ AFP
Alkışlamaları gerekirdi
Oysa Türkiye’de kadın cinayetlerini önlemek, kadına şiddeti durdurmak için büyük bir özveriyle çalışan ve etkili olan kadınlara, kadın derneklerine en büyük desteği polisin ve jandarmanın vermesi gerekir.
Yapılan araştırmalara göre şiddet gören kadınların ilk başvurdukları, ilk sığındıkları polistir, karakoldur.
Böyle bir günde kadın cinayetleriyle, kadına uygulanan şiddetle mücadele etmek için yürüyen kadınlara karşı polisin yapması gereken şiddet uygulamak değil, güvenliklerini sağlayıp onları alkışlamaktı. Özellikle kadın polislerin bu desteği kadına şiddetle uluslararası mücadele gününde çok anlamlı olurdu.
Taksim’deki o polisler o kadınları alkışlamalıydı.
Polis böyle yaparsa...
Şiddete karşı kadını ve çocuğunu korumakla birinci derecede görevli polisin bu bilinçten uzak şekilde kadına şiddet uygulaması yönetim tercihidir ve politik bir karardır.
Benzeri yürüyüşler ve kadına şiddete karşı etkinlikler Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde gerçekleştirildi. Ankara’da Seymenler Parkı’nda coşkulu bir katılımla etkinlikler gerçekleşti. İzmir’de sokakta sanat etkinlikleri yapıldı. Halk büyük ilgi gösterdi. Farkındalık açısından çok büyük etki yarattı. Hiçbir şiddet olayı yaşanmadı, polis müdahale etmedi. Ancak aynı yaklaşım İstanbul’da gösterilmedi.
Oysa Polis Akademisi’nin bu konuda yaptığı çok değerli çalışmalar ve hazırladığı raporlar var.
Doç. Dr. Coşkun Taştan ve Araştırma Görevlisi Aslıhan Küçüker Yıldız’ın "Dünyada ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri" adını taşıyan ve 2016-2107-2018 verilerinin analiz edildiği raporda polise büyük görev düştüğü vurgulanıyor. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında polis merkezi amirliklerinde görevli amir ve memurların bu konuda eğitimden geçirilmelerini salık veriyor.
Bu raporun gereği yerine getirilmiş olsa, kadına şiddetle mücadele gününde, polis kadınlara ve kadın derneklerine yardımcı olur, onların üzerine şiddetle yürümezdi.
Laik eğitimin önemi
Kadına şiddetin önlenmesinde en önemli sonuç kuşkusuz eğitimle alınacaktır.
Polis Akademisi tarafından yayımlanan Coşkun ve Yıldız’ın yaptığı araştırmaya göre, kadın cinayeti faillerinin yüzde 48.8’i ilkokul, yüzde 22.2’si ortaokul, yüzde 18.9’u lise, yüzde 5.5’i üniversite mezunudur. Bu tablo eğitimsizlikle kadın cinayetleri ve şiddet arasında doğru bir orantı olduğunu göstermektedir.
Bu tabloda gösteriyor ki kadına şiddet konusunda bilinçlendirme bütün eğitim hayatı boyunca okullarda ders olarak yer almalıdır. Eğitim kurumları toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda öğrencileri ilk sıralardan itibaren eğitmelidir.
Böyle bir eğitim ancak bilimi esas almış, laik bir eğitim anlayışıyla mümkündür.
Buna karşın Türkiye’de aksine bir eğitim anlayışı hâkimdir. Milli Eğitim Bakanlığı daha yeni bir kararla "karma eğitim" hükmünü yönetmelikten kaldırarak, harem-selamlık uygulamasının önünü açtı.
Profesör unvanı taşıyan bir üniversite hocası yoğun bakımda kadın ve erkeklerin ayrı yerlerde tedavi görmelerini talep etti, kadın doktorların kadınlara, erkek doktorların erkeklere bakması önerildi. Bir diğeri "ev kadını olmanın bakan olmaktan daha önemli olduğu"nu belirtip kadın adaylara oy vermeyeceğini açıkladı.
Türkiye kadın cinayetlerini ve kadına şiddeti temel sorunlarından biri olarak görmeli ve bilimin yol göstericiliğinde bu sorunla mücadele etmelidir.
Bu bakımdan kadın derneklerinin verdiği mücadele her türlü takdirin üzerindedir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.10.2025
24.09.2025
23.05.2022
19.07.2021
14.07.2021
5.07.2021
21.06.2021
9.06.2021
24.05.2021
3.05.2021