Güldalı COŞKUN
Müzakereden çoktan vazgeçtik, münazarayı unuttuk, yine tutuştuk münakaşaya…
Münakaşa sözcüğüne haksızlık olur; bacak ısırmak, boyun sıkmak, yumruk ve sille tokat görüntünün tarifi için.
Nereden başlamalıyız tartışmaya ve ölçü ne olmalı? Bu konuda değerli Hocamız Prof. Dr. Atilla Yayla, sosyal medyadaki sayfasında şöyle bir paylaşımda bulundu:
“Çoğu zaman olduğu gibi anayasa değişikliği teklifi saçma sapan şekilde tartışılıyor. Sempati ve antipatiler, kolay genellemeler, karalamalar, küfürler ve suçlamalar ortalığı işgal ediyor. Bence tartışmalar şu başlıklar etrafında yapılmalı:
-
Yürütmede tek başlılık mı, çift başlılık mı?
2. Yürütmede istikrar artar mı, azalır mı?
3. Kuvvetler ayrılığı güçleniyor mu, geriliyor mu, yoksa yerinde mi sayıyor?
4. Bürokratik vesayetin yeni ataklarının önünün tıkanması mümkün oluyor mu, yoksa bürokratik vesayete yeni şanslar mı tanınıyor?
5. Siyasi haklar genişletiliyor mu, daraltılıyor mu?
6. Devletin iktidar alanı genişliyor mu, daralıyor mu, yoksa yerinde mi kalıyor?”
Bunlara başka başlıklar da ekleyip tartışabilmeliyiz. Ancak ne yazık ki, partilileri bırakın bir yana, hukukçular ve akademisyenler dahi, yazılı metni bırakıp yıllardır olduğu gibi niyet okumayı tercih ediyorlar.
Sanki, bu ülkenin tek sahibini kendisi sanan bir partimiz var. Her şeye karşılar. Suya sabuna; ota, çöpe... Muhalefetten tek anladıkları bu. Milli Takoz Partisi!
Hemen her şeyi, “rejime karşı” sunma alışkanlığı ve “yaşam tarzı” geyiğinden hiç sıkılmadılar. Bunlardan bir tayfa ekranlarda besmele çekse, başlarlar “Türkiye, laiktir laik kalacak” tekerlemesine!
Yıllarca bir korku imparatorluğu yaratılmış, bunun üzerine bina edilmiş her tasarruf. Zaman içinde insanlar bu korkuyla yüzleşme cesareti göstermeye başlayınca, durdukları zeminin kaymasından korkanların hırçınlıklarına şahit oluyoruz.
Buna “kutuplaşma” diyor bazıları. Oysa kutuplardan birinin, yıllarca tek kutup karşısındaki sessizliğinin sona ermesidir bu. Fakat yine de ne yazık ki, demokrasinin iki sisteminden biri olan Başkanlık Sisteminin rejim tartışmasına çekileceği kaygısıyla, konuyu Cumhurbaşkanlığı Sistemine getirdiler.
Öyle ya, adı üstünde “Cumhurbaşkanlığı”. Yani; bak diyor Cumhuriyet'e dokunmuyoruz. Bu geri adım bile kesmedi Milli Takoz Partisini ve milletin gözüne baka baka, bu bir “rejim değişikliği” diyebiliyor. Öncelikle bu bir sistem değişikliği ve ne Cumhuriyetten, ne de demokrasiden vazgeçiliyor.
Cumhurbaşkanın halk tarafından seçilmesiyle en azından çift başlılığa bir çözüm arayışıdır bu. Cumhurbaşkanı, aynı zamanda mevcut sistemde de yürütmenin başı. Bu durumda, yürütmedeki çift başlılık bugün olmasa bile gelecek yıllarca sorun olacaktır. Çünkü farklı partilerden seçilmiş iki gücün kavgasına tanık olmak da var ve bundan kaybeden kesinlikle ülke olacaktır. Böyle bir garabeti çözecek en makul sistem de Başkanlık veya Yarı Başkanlık'tır.
Demokraside erkler ayrılığı son derece önemlidir. Bu ne kadar net olursa, demokrasi de o ölçüde gelişir. Ancak, erkler ayrılığının en güçlü olduğu sistem, Parlamenter değil, Başkanlık sistemidir. Fakat, bunun tartışılmasına bile tahammül olmayınca melez bir sistemi geçiş formülü olarak tartışmaya çalışıyoruz.
Şimdi bakalım, bu konudaki maddeler neyi getiriyor.
Kanun teklif etmeye, şu an Bakanlar Kurulu ve vekiller yetkiliyken, yeni tasarıyla sadece vekiller yetkili oluyor. Yasama üyeleri, mevcut durumda da tasarıyla da yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmi veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler.
Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir (mevcut durum). Yeni durumda ise, Bakanlar Kurulu metinden çıkarılmıştır. Yeni yasada, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve Bakanlar, vekil seçilebilme yeterliliğine sahip olanlar arasından atanır ve görevden alınır. Bunlar yemin ettikten sonra, TBMM üyelikleri sona erer. Böylece yürütme organı, yasamadan ayrışmış olur. Yeni vekil sayısı 600 olacağından, sonuçta eski parlamenter oranı korunmuş oluyor. Sadece KHK yetkisi Cumhurbaşkanına verilir ki, yürütmenin başı olduğundan bu çok ciddi bir değişiklik değil, zaten bu yetki Bakanlar Kurulundaydı.
Kısaca yargıya gelirsek; mevcut durumda HSYK'nın Başkanı Adalet Bakanı ve müsteşarı idi, şimdi yine değişmiyor. Atamalarda da niyet okumanın ötesinde bir şey yok. Baro'nun sayfasından aldığım şu yorum, çok şeyi açıklıyor: “Bu düzenlemenin teknik olarak "yol açtığı" hiçbir etki bulunmamakla birlikte, Anayasa değişikliği teklifinin felsefî ve siyasî arka plânını ortaya koyması bakımından son derece dikkate değer olduğu düşünülmektedir.”
Aslında; Başkanlığa giden bir ara formül gibi duruyor. Seçilen Cumhurbaşkanının yeni tasarıyla görev ve yetkileri netleşirken, kuvvetler ayrılığı da (atamalardaki niyet okumayı yok sayarsak) mevcut sisteme göre daha da belirginleşiyor…
Yeni anayasa paketi önyargısız ve vehimlere kapılmadan münazara edilebilseydi, çok daha iyi bir sistemimiz olacaktı. Yine de parlamenter sistemin daha önünde olduğu görülüyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018