Gürbüz ÖZALTINLI
Yıllar önce izlediğim bir Hollywood filmi vardı. Sinemayı “star”lar üzerinden takip ettiğimiz zamanlardı. Onun için filmin ismini ya da yönetmenini değil, fakat oyuncusunu hâlâ iyi hatırlarım: Charles Bronson.
Film, genç bir kız ve annesinin New York’ta yaşadıkları apartman dairesinde bir grup lümpen tarafından insanı tiksindiren bir şiddete maruz kalmalarıyla başlıyordu. Anne ve kızın tecavüze uğrayıp vahşice öldürülmeleriyle nefretten kaskatı kesilen bir salon dolusu seyirciyi, ailenin babası olduğunu öğreneceğimiz Charles Bronson’un New York lümpenlerini ayrım yapmaksızın kırıp geçiren şiddeti yatıştırabilmişti. Bronson, her gece Manhattan sokaklarında suçlu avına çıkıyor, kuşkulandığı insanlara tuzaklar kuruyor ve üstüne gelen ne kadar serseri varsa oracıkta öldürüyordu. Bronson’un derhal bir medya kahramanına dönüşmesini ve şehirde suç oranının hızla düşüşünü içim soğuyarak izlediğimi hatırlıyorum. Amerikan sineması seyirciyi avucunun içine almayı iyi biliyor; (İlkel Duyguları Kaşıma Endüstrisi).
Pis bir itirafta bulunayım; Ayşe Paşalı’nın, şiddetten paramparça olmuş bakışlarını bize diktiği son fotoğrafından bu yana, her kadın cinayetinde o filmi hatırlıyorum. “Sallandıracaksın iki tanesini” gibi bir “rasyonel”den de söz etmiyorum tabii. Benimkisi ilkel bir kızgınlık hâli. Ne sosyolojik analizler, ne siyasi eleştiriler ne de çağdaş hukuk felsefeleri nefretimi yatıştırıyor. Böylesine vahşi, acımasız bir zulmün çok sağlam bir karşılığı olması beklentimi içimden söküp atamıyorum. Ne Kürtlerin, ne Alevilerin ne de aklınıza gelebilecek başka kimliklerin maruz kaldığı ayrımcı şiddet, kadınları kırıp geçiren erkek şiddeti kadar etkiliyor beni. “Allah kahretsin” diyorum, ta gırtlağımdan kopan bir nefretle; öldüreni de, susanı da, bu çığlığı duymayanı da, normalleştireni de, namusu da, iffeti de, kadınların boğazına çökmüş “şerrrefli” erkeklik iktidarımızı da... Hepsini Allah kahretsin...
Yine, kırmızı karanfillerle gönderilen bir kadın bedeni. Yine, gencecik bir kadının yüzümüze gülümseyen son fotoğrafı. Hayvanın biri, Van’dan çıkmış gitmiş, Konya’da kadıncağızı bulmuş, öldürmüş. Vali yardımcısının dediği gibi olmuş, “ölümden kaçamamış” Gülşah Aktürk.
Sayın vali yardımcısı üstüne düşeni yapmış, bütün Türk büyükleri gibi onun da vicdanı daima rahat.“Yanlış arkadaş seçiyorsunuz” demiş, “böyle abuk sabuk insanlarla arkadaşlık yapan kızlarımızda da hata var” buyurmuş, “yanında biber gazı taşı” diye tembihlemiş, “tayin yapmak imkânsız, memuriyetten istifa et” diye yol göstermiş, “ölümden kaçış yok zaten, en kötü ihtimalle ölürsün” diye teselli etmiş.
Bir vali yardımcısından daha fazla ne bekleyebiliriz? Hem zaten cinayet de Van’da işlenmemiş, onun sorumluluk alanında değil. Haklısınız Sayın Valim. Göreve devam ediniz. Size sığınan yeni kadınlarımıza şefkatli sözlerinizle, derin aklınızla yol göstermeyi esirgemeyiniz. Yalnız, önce ellerinizi yıkamayı da unutmayınız. Etrafa kan bulaşmasın.
Böyle insanların toplumun güvenliğiyle ilgili yetkilerle donatılmış olması, sizde de bir boğulma duygusu yaratmıyor mu? Ölümün kıyısında çırpınan bir kadının kapısını çaldığı ve işi onu korumak olan bürokratın ağzından dökülen bu cümleler hangimizi şaşırtıyor? Bu çaresizlik hakikaten katlanılır gibi değil.
Hatırlayacaksınız; bundan iki ay önce İstanbul’da, üniversite öğrencisi Fatma Nur Çelik, yaşadığı eve internet bağlantısı ile ilgili onarıma geldiğini söyleyerek giren bir hayvan tarafından önce tecavüze uğrayıp sonra öldürüldü.
“Kadın hassasiyetleriyle” tanıdığımız Ayşe Arman bu cinayeti “saf kötülük” olarak lanetlediği dokunaklı bir yazı yazdı. Köşesine bir de kutucuk (içi dolu fıçıcık) koydu. Kutucuk, bir okurunun cinayete ilişkin yaptığı değerlendirmeyi içeriyordu. Okur; Fatma Nur Çelik’in, internetçi senaryosuna inanarak katili eve almasının büyük hata olduğunu söylüyordu. Ayrıca katilin de artık her yerde kameralar olduğunu düşünmeyerek cinayet işlemesini çok akılsızca bulduğunu belirtiyordu. Ayşe Arman, sıradan bir adli vakada bile insanın kanını dondurabilecek bu akıl ve kusur dağılımı hakemliğinde bir sakınca bulmamış, “bakın olaya buradan da bakılabilir” mahiyetinde köşesine taşımıştı. “Saf akıl”la yüklü bu “eleştirel” mektubun olayı normalize ettiğini, sıradanlaştırdığını ve bunu yaparken ölen kızcağıza da sorumluluk yüklediğini fark etmemenin nasıl bir “saf”lık türü olduğunu kendisine hatırlatan oldu mu bilmiyorum.
Elbette kadına yönelik şiddete karşı; sosyoloji, siyaset, hukuk katlarından çözüm beklemek, sabırla inatla mücadele etmek, Charles Bronson’dan medet ummaktan çok daha medeni bir seçim...
Hem Bronson buralarda yaşıyor olsaydı...
Hangi birisiyle uğraşacaktı ki?
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023