Gürbüz ÖZALTINLI
“Türkiye’nin değişim sancıları yaşadığı 2000’lerin başında üç aktörün yolu kesişti. (1) Beyaz Saray’ın ‘kalbi kırık’ neoconları, (2) 1999’da Pennsylvania’ya yerleşen, büyük güçlerle çatışmamayı çoktan keşfetmiş, Batı’yla barışık, ‘Pers alerjili’ bir din adamı ve (3) tarih boyunca devletin yanına yaklaştırılmamış muhafazakâr taşranın yükselen acemi siyasi temsilcisi…”
Önceki yazıda sözü bağladığım yerden devam edeyim…
Kim bu neoconlar?
Amerikan muhafazakâr dünyasının içindeki bu demir leblebi bizim için ancak 2000’lerin başında görünür oldu. Ağırlık merkezini savaş şahini dar bir Yahudi çevrenin oluşturduğu bu hareket iki temel özelliği ile tanınıyor. Birincisi; ABD’nin, güç politikalarıyla dünyanın her köşesinde aktif rol üstlenmesinin tutkulu savunuculuğu. İkincisi; İsrail’in bekasına yönelik aşırı hassasiyet.
Sovyet sisteminin çökmesi ile bu neocon kadronun ABD’de yükselişi eş zamanlı yürüdü. 2000 Kasım’ında yapılan seçimlerle, küresel rekabette güç kullanımına mesafeli duran Clinton dönemi kapanıyor; soğuk savaştan miras kalan güç dengelerinin sonu gözüküyordu. Dünya enerji merkezi Ortadoğu’da eskimiş sınırların değişmesi için bir engel kalmadığını savunan neoconlar, Beyaz Saray’ın kilit noktalarına yerleşiyorlardı.
Huntington’un “medeniyetler savaşı” teorisine tüy diken El Kaide saldırısı, kulelerin aslında Ortadoğu’nun üzerine yıkıldığının trajik habercisi oldu. “Önleyici saldırı”doktriniyle tanıştık. Beyaz Saray’dan “bizi sevmeleri gerekmez ama korkmalılar”,“işe yaramayacaksa bir ordu neden beslenir?” anonsları duyulmaya başladı. Bütün dünyanın gözünün içine baka baka “kitle imha silahları” yalanına sığınıp “en zayıf halka” gördükleri Saddam’ın üstüne çullandılar.
Artık Ortadoğu’da yeni bir komşumuz vardı… İran’ı tehdit olarak gören; İsrail’in çıkarları söz konusu olduğunda akan suların durduğu; kendi denetiminde kalmak koşuluyla Türkiye’ye bölge denkleminde alan açmayı planlayan bir komşu…
Ortaklık içinde ortaklık
İyi de Erdoğan’a ne kadar güvenilirdi?
Evet, 28 Şubat travmasının bütün izleriyle karşılarına çıkan bu parti Batı’nın desteğine muhtaçtı.
Evet, genç AKP hükümeti iktidarının dördüncü ayında önünde bulduğu tezkere sorununda olumlu sınav vermişti ve evet, Erdoğan daha seçim gecesinde yönlerinin AB olduğunu açık açık deklare etmişti.
Fakat herkes biliyordu ki, daha düne kadar Batı’yı batıl ilan eden Milli Görüş geleneğinden gelen bu İslami hareket ile “dans”, Batı’nın tecrübe etmediği bir yenilikti.
Gözden kaçan şuydu ki, koca bir kıtayı kendi arka bahçesi yapabilmeyi başarmış ABD gibi deneyimli bir emperyal güç, az gelişmiş demokrasilerle ilişkilerinde, hükümetlerden çokdevleti önemser. Sandık kontrolden çıkabilir, fakat devlet “dost” kaldıkça “çareler tükenmez”…
Ergenekon operasyonu başladıktan yaklaşık beş ay sonra 5 Kasım 2007 tarihinde Erdoğan – Bush görüşmesi gerçekleşti. Bu görüşmede neler konuşulduğunu bilmiyoruz. Fakat, hükümetin içeride vesayet yapılarına karşı yürüttüğü mücadelede aradığı desteği bulduğunu tahmin edebiliriz. Eğer bu tahminimizde haklıysak, bu desteğin hangi nedenle ve nasıl bir öngörüyle verildiği sorusu çıkıyor karşımıza. Hepimize açık olan verilerden anlıyoruz ki; Bush – İsrail ekseninin askerî vesayetin tasfiyesi ve bürokrasinin yeniden inşası sürecinde Cemaat’in oynadığı tayin edici rolden hiçbir şikâyetleri olmamıştır. Tam tersine; Erdoğan’a güvenlik bürokrasisi içinde alan açan Hakan Fidan’ın tasfiyesi konusunda tam bir anlaşma içindedirler.
Kısacası; Evet, “yeni Türkiye” konusunda neocon / İsrail, Cemaat ve hükümetin yolları ve hesapları kesişti. Fakat bu üçlünün içinde diğerleri açısından en güvenilmez ortak Erdoğan’dı…
Yani, herkes ortaktı. Fakat bazıları daha fazla ortaktı.
ABD’de dengelerin değişimi ve Türkiye’nin bölgede yükselişi
Irak savaşının istenen sonuçları vermediği anlaşıldıktan ve Obama seçimleri kazandıktan sonra, İsrail-neoconlar-Beyaz Saray ilişkilerinde kaymalar oldu. ABD’nin Ortadoğu politikalarının belirlenmesinde Beyaz Saray’ı kaybeden neoconların sözü zayıfladı. İsrail – neocon ekseninde, Obama yönetimiyle gerilimli, bağımsız bir dinamik oluştu.
Obama orduyu Irak’tan çekme sözü vererek seçilmişti. Türkiye Batı’yla uyumlu bir ortak olarak bölgede oluşacak boşluğu doldurmaya aday bir ülke rolünü önünde buldu. Arap toplumunda nefret nesnesine dönüşen ABD’nin, kanla, şiddetle yapamadığını Müslümanların vicdanını ve duyarlılıklarını temsil eden Türkiye’nin yumuşak gücü yapacaktı.
Bu rol, neoconları rahatsız edecek ölçüde inisiyatif vadediyordu hükümete. Üstelik, Erdoğan – neocon dostluğunun altından hayli serin sular akmış; Gazze olayı yaşanmış (Aralık 2008), Davos’ta tüm dünyanın gözü önünde Erdoğan Peres’i azarlamıştı (Ocak 2009).
Obama, seçilir seçilmez ayağının tozuyla Türkiye’ye geldi (Nisan 2009); kolunu kaldırıp“stratejik ortağını” dünyaya gösterdi. Erdoğan kürsüyü kapmıştı.
Muhafazakâr sermayeye bakir pazarlar, siyasi harekete de geniş bir etki alanı vadeden aktif dış politikanın altın sloganı “komşularla sıfır sorun”la tanışmamız o günlere rastlar.
Esad, ışık hızıyla “yakın birader” koltuğuna oturdu. İran’la vesayet yıllarının mirası buzlar çözülürken, Irak yönetimiyle iyi ilişkiler kuruldu ve Irak Kürdistanı’na olağanüstü bir yatırım atağı başlatıldı. Kaddafi, zaten ülkesinde Türk müteahhitlerin cirit attığı bir dosttu.
Kimilerinin “taşeronluk” diye aşağıladığı “komşularla sıfır sorun” çizgisi, tam anlamıyla bir “kazan-kazan” politikasıydı. Bu politikanın ayırt edici özelliği, siyasi rejimlerin niteliğine kör kalan, rejim üzerinden dost – düşman tasnifini reddeden bir işbirliği perspektifine dayanıyor olmasıydı.
Evet, Türkiye’ye geniş bir alan açıyor, fakat “halklar ayağı” olmadan eksik kalıyordu. İlk kez aktif biçimde yüzümüzü döndüğümüz bu bölgede devasa bir Filistin sorunu vardı ve Türkiye’nin sicili Arap sokağında hiç de heyecan yaratmıyordu. İçe kapalı, Batıcı, İsrail ile iyi ilişkiler yürüten soğuk yüzüyle Türkiye Cumhuriyeti, “uzak diyarlara” ait bir yabancıydı.
Erdoğan hükümeti, kendisini bölge halklarına açan en etkili adımlardan birisini Hamas’la ilişki kurarak attı. Hamas’ın seçimleri kazanarak Gazze’nin yönetimine geldiği 2006 yılında Halit Meşal Türkiye’yi ziyaret etti. Batı devletlerinin “terörist” listesinde yer alan bir örgütle resmi ilişki kurulması o tarihte kimilerine “eksen kayması”nın radikal bir işareti olarak gözüktü. Oysa bir yıl sonra Erdoğan’ın başarılı Bush görüşmesine tanık olduk. Keza yine Türkiye 2008 yılında İsrail – Suriye barış görüşmelerinde arabuluculuk rolü üstlendi. Türkiye’nin Hamas’la ilişki kurması başlı başına bir “rol ihlali” değildi. Önemli olan bu ilişkilerin nasıl sonuçlar üreteceğiydi. Hükümet hangi “kulübe”çalışacaktı? Soru buydu?
Gazze saldırısı: Değişim koalisyonunda sonun başlangıcı
Hepimiz biliriz ki, bir politik rolün sayısız nüansı, ara renkleri ve kritik sınırları vardır. Türkiye düzenleyicilik rolü oynayacaktı. Fakat, bunu kimlerle beraber hangi sınırlarda yapacaktı? Bölgenin “büyük abi”si olmak ve oyun kuruculuk iddialarının katlanılabilir dozu nerede başlıyor nerede bitiyordu?
Batı’nın bütün küresel aktörlerinin bu soruya aynı yerden cevap verdiğini hiç sanmıyorum. Yukarıda belirttiğim gibi, özellikle İsrail – neocon ekseninin bu role kuvvetli şerhleri olduğunu düşünüyorum.
Türkiye, İsrail ile Suriye arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için yürütülen müzakerelerde arabuluculuk üstlenmişti ve 2008 yılının sonlarında beşinci tur görüşmeler tamamlanmak üzereydi. İsrail Türkiye’ye hiçbir bilgi vermeden 27 Aralık günü Gazze’ye saldırdı. Bu saldırı görüşmeleri tıkadı.
Ancak bu hamlenin Türkiye’nin itibarına dönük aşındırıcı sonuçlar yaratması da istendi kanımca. Erdoğan’ın arabuluculuk rolünü hatırlatarak İsrail’e gösterdiği sert tepki, sanırım bu okumaya dayanıyordu.
Daha önemlisi Türkiye, Filistin halkının uğradığı aşırı güç kullanımına tepki göstermekle, İsrail’in tutumuna sessiz kalmak gibi bir ikileme zorlanıyordu. Hükümet tepki göstermeyi seçti.
Fakat Gazze saldırısı, sadece kendisi ile sınırlı kalan tepkiler üretmedi. Hükümetin, Arap halklarının gönlüne giden yolda, Hamas anahtarına İsrail’e açıkça cepheden eleştiri politikasını ekleme kararı vermesine yol açtı.
Nitekim Türkçe’ye bir gecede girip dilimizin başköşesine yerleşen “one minute” için bir ay bile beklememiz gerekmedi: 29 Ocak 2009.
31 Mayıs 2009’da Mavi Marmara’da kan döküldü.
Dört gün sonra önemli bir ses duyduk. Kanımca bu günlere kadar yankılanan bir ses… Fethullah Gülen Pennsylvania’dan konuştu: “İsrail’in onayı olmadan hareket etmek, otoriteye başkaldırıdır”. Yanlış duymamıştık. Bozulan İsrail ilişkilerinin en kanlı virajından hemen sonra Hoca Efendi hükümeti eleştiriyordu…
İsrail ile çatışma “değişim koalisyonu”nun içinde yankı bulmuştu.
9 Haziran 2009’da Türkiye, BM Güvenlik Konseyi’nin İran’a yaptırım öngören kararının aleyhinde oy kullandı.
Batı’nın munis çocuğu özerkleşiyordu…
Bu arada içerideki dönüşümün hayati ayağı tamamlandı. “Mezardakileri kaldırıp oy kullandırın” iştahıyla sahip çıkılan referandumla yargı vesayetten “kurtarılmıştı”. HSYK seçimlerine içeriden bakan bir avuç demokrat hukukçunun “dikkat” çığlıklarını duymayan kulaklar, bu “kurtarıcılar”la 17 Aralık’ta acı biçimde tanışacaktı.
Arap ayaklanmaları
Alelacele “bahar” ilan ettiğimiz ayaklanmalar tek kelimeyle “komşularla sıfır sorun”politikasını çökertti. Rejim ayırmaksızın iyi ilişkiler çizgisini sürdürülebilir olmaktan çıkarttı. Hükümet bu büyük alt üst oluş dalgasında, rejimlere karşı ayaklanan halkların yanında yer aldı. Bu tutum etik olduğu kadar, politik bir rasyonaliteye de dayanıyordu. Demokratik yollardan iş başına gelmiş muhafazakâr bir hükümetin, köhnemiş diktatörlüklere karşı ayaklanan Müslüman toplumlara sırt çevirmesi, yeniden kurulmakta olan Ortadoğu’dan kovulması demekti. Tunus, Libya ve Mısır rejimleri yıkılırken Erdoğan sokakları fethediyordu. Davutoğlu bir günde üç ülke geziyor, uçağındaki Cengiz Çandar’ın kalemi Türkiye’yi “Ortadoğu’nun yükselen yakışıklı aktörü” olarak resmediyordu.
İşler Suriye’de değişti. “Doğu” Esad’ı gözden çıkartmadı ve küresel dengeler Esad’ın kendi halkını boğazlamasına izin verdi.
Mısır’da ise devrim başarısızlığa uğradı. Batı, darbecileri Mursi’ye tercih etti.
Bu müthiş dönüş, Ortadoğu’nun değişimci dinamiklerine oynayan Erdoğan’ın da denklemdeki yerini kaybetmesi anlamına geliyordu. Muhafazakâr siyasetin yönü üzerinde olağanüstü bir belirleyiciliğe sahip Erdoğan’ı kendilerine tehdit olarak gören güçler için yıkıcı darbeyi vurmaya uygun vasat oluşmuştu.
Erdoğan tasfiye edilebilecek mi?
2008-2009 yıllarında “Erdoğan’sız AKP” formülünün temelini atanlar, 2012 Şubat’ında herkesi şaşırtan bir cüretle Hakan Fidan’ın kellesini istediler. Son kale gördükleri MİT’i düşürüp Erdoğan’ı teslim alacaklardı. Bu büyük hamleye rağmen çatışmanın gerçek derinliğinin kamuoyu tarafından algılandığını söyleyemeyiz. Erdoğan ve çevresinin bile sorunun küresel boyutunu tam kavrayabildiğini zannetmiyorum. Mesele; Kürt politikasındaki uyuşmazlıklara, aile içinde giderilebilir hırçınlıklara indirgendi. Hükümetin toplumsal desteğine aşırı güvenildi ve eski koalisyonerlerin kriz çıkartma kapasitesi yeterince ölçülemedi. Ya da tasfiyeyi hedef alan nihai çatışmaya elverişli bir hazırlık yoktu ve bu göze alınamadı; zamana yayılıp dengenin dönüştürülebileceği zannedildi.
Yaşananlara bakınca insanın aklına, İhsan Sabri Çağlayangil’in 12 Mart darbesinden sonra söylediği ünlü “CIA altımızı oymuş haberimiz olmamış” sözü geliyor.
CIA’yı bilemeyiz ama bu çatışmada bir neocon – Cemaat ortaklaşmasının izlerini görmemek imkânsız.
Göremediğimiz şey bu kavganın nasıl biteceği.
Fakat kendimce bazı ipuçlarım var. Kanımca Batı’nın önemli merkezleri bu operasyona çok temkinli yaklaşıyorlar. Erdoğan’ın direnişi ve bu direnişin muhafazakâr toplumda bulduğu güçlü karşılık, onu -örneğin Baykal gibi- tereyağından kıl çekercesine siyasetin dışına atmayı imkânsızlaştırıyor. Bu ise, geleceğin tehlikeli biçimde belirsizleşmesi ve kaos ihtimali demek. Muhafazakâr çoğunluğun Batı’ya karşı radikalleşmesi seçeneğini de barındıran bu belirsizlik istenilir bir durum olmasa gerek. Bu nedenle operasyonun bugün için neocon prodüksiyonu olmaktan ileri gidemediğini sanıyorum. Erdoğan’ın da önündeki bu şansı gördüğünü düşünüyorum. Toplumla konuşurken çatışmanın odağına Cemaat’i yerleştirmeye özen gösteriyor. “Dış güçler” söylemini seçim meydanlarına taşımadı. Batı’yı ürkütecek bir cepheleşme dilinden uzak duruyor.
Seçimleri kazandıktan sonra Batı ile masaya yeniden oturacaktır kanısındayım. Daha makul, daha gerçekçi, dünyaya ve içeriye güven veren bir Erdoğan portresine tanık olabiliriz. Fakat o masada bugün kendisinin kellesini isteyenler herhalde olamayacaktır artık.
Bu bir tahmin. Ya da temenni… Bilmiyorum.
Seçimlerden sonra görüşmek dileğiyle…
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023