Gürbüz ÖZALTINLI
Pragmatik çalımlar, önce kurulup sonra bozulan ittifaklar, koşullara göre bir çırpıda ters yüz edilen sözler; daha neler neler… Bunların hepsi siyasetin “fıtratında” var, biliyoruz. Yadırgamıyoruz, yargılamıyoruz. Siyaset, hele bu coğrafyada kıran kırana yürüyen ölümüne bir güç kavgasından başka bir şey değil. Neredeyse her yol işletiliyor ve herkes biliyor ki altta kalan imha edilir. Naif bir ahlak takıntısının bedeli “Kellenizdir… Haklı mevtalar kulübü”ne yazılırsınız.
Bunlar tamam da… Ne olursa olsun siyaset; samimiyet, inandırıcılık ve ahlaki üstünlük ölçütlerine aldırışsız duramaz. Paradoks gibi gözüküyor, fakat değil. Hangi manevrayı yaparsanız yapın; attığınız adımı topluma izah etmek zorunluluğundan muaf kalamazsınız. Gözünü size dikmiş tek tek insanların akılları ve vicdanlarında kabul görme ihtiyacınız vardır ve bu durum doğru ahlaki zeminde durmayı önemli kılar. Siyasi rakiplerinize kulaklarını ve duygularını kapatmış, gönülden size bağlanmış toplulukların olması “ahlaki üstünlüğün” işlevini azaltmaz. Çünkü en inanmış taraftar bile, desteklediği, aidiyet kurduğu siyasetin attığı adımlarla, savunduğu değerlerle gurur duymak ister. Hiç kimse toplumda yalıtılmış, kapalı devre dünyalara sıkışmış yaşamıyor. Her bir insan için özgüven çok önemli ve bu, samimiyet, inandırıcılık ve ahlakla yakından ilgili.
Bu kadar soyut bir vaazın sebebi hikmeti, kolayca tahmin edilebileceği gibi, yolsuzluk iddialarına karşı AKP’de ağırlık kazanan siyasi tutumun bende yarattığı rahatsızlık.
Kimilerine sarsıcı, incitici ve sert gelecek ama açık söyleyeyim; bence son iki hafta içinde tanık olduğumuz yoğun medya kampanyası ve öne çıkartılan siyasi figürlerin söylemiyle, AKP ilk kez ahlaki üstünlüğü sorgulanır bir yöne savruldu. Medya korkunçtu; kaş çatıp tıslayarak konuşmayı kararlılık gösterisi zanneden “kumpas tespit uzmanı”siyasetçiler ise ürpertici…
Basılı gazete satın almayı aylar önce bıraktım. İnternet sitelerinden takip ediyorum ve köşe yazarlarını okuyorum. İlk kez dayanamadım 4 ve 5 Ocak günlerinde gittim bayidenGüneş, Star, Akşam, Sabah, Yeni Şafak ve Türkiye gazetelerini satın aldım. Evde satır satır okudum. Ve bu gazeteleri hayatımın sonuna kadar saklamaya karar verdim. Yeni Şafak ve özellikle de Türkiye gazetelerinin hakkını yemeyelim. Türkiye gazetesi“Kumpas” kampanyasına hiç katılmadı. Yeni Şafak ise insana “kerhen yapıyorlar”duygusu verecek bir mesafeden dokundu konuya.
Diğer dört gazetenin tamamında manşetten verilen ve bütün baş sayfaya yayılan“haber”, “darbe girişimini” ifşa ediyordu. Ortada haber falan yoktu elbette. Hepimizin bildiği bir siyasi tez, bir analiz, “gerçek bir olgunun açığa çıkartılması”diliyle anlatılıyordu.
Bize söylenen şuydu: “17-25 Aralık darbesi Anayasa Mahkemesi aracılığıyla sürdürülmek isteniyor.”
Bu bir haber falan değil. Bu bir siyasi açıklama; bir yorum…
Peki haklı bir tez olabilir mi? Evet olabilir. Gülenist hareket bakanların yargılanmasından yarar umuyor olabilir. Anayasa Mahkemesi’nin kararını etkilemeye çalışabilir.
Ama durun bakalım; bakanlar suç işlememişlerse, ortada yolsuzluk, rüşvet yoksa bu darbeyi nasıl başaracaklar? Yeni bir durumdan, aniden ortaya çıkan tehditten bahsetmiyoruz ki! Bu meseleler bir yıl önce patladı. Açık ve sert bir siyasi mücadelenin merkezine oturdu. Toplum bu açık darbe girişimini gördü, Erdoğan’a ikna oldu ve onu darbecilere teslim etmedi. Bu farkındalığı, araya girmiş iki çok önemli seçimi, Gülen’in itibar ve inandırıcılığında oluşan ağır hasarı yok mu sayacağız?
Bu günün koşullarında yürütülecek şeffaf bir yargılamayla, 17 Aralık’ın kirli puslu ortamında kurulan soruşturma tuzakları aynı şey mi? Bu günün Anayasa Mahkemesi ile, kendini Cemaat’e adadığı paçasından akan güvenlik ve yargı kadrosunu bir mi tutacağız? Onların en parlak zamanlarında başaramadıkları darbeyi, şimdi Anayasa Mahkemesi ve Haşim Kılıç mı başaracak? Hem de ortada yolsuzluk ve rüşvet yokken; hem de bakanlar masumken; hem de toplumun gözü önünde, medyanın ışığı altında…
“Bakanlar masum fakat Anayasa Mahkemesi darbeci” tezinin bence hiçbir inandırıcılığı yok.
Bu tezin inandırıcı olmaması, birazcık sağduyusu olan her insanın aklına “bakanlar suç işlemiş, AKP yıpranmak istemiyor” düşüncesini getiriyor. Başlangıçta açık bir gerçeği haklı biçimde ifade eden darbe tezi, giderek yolsuzlukların örtülmesi için araçsallaşmaya başlıyor. Ahlaki üstünlüğün kaybedilmesi dediğim pozisyon işte tam da bu.
Darbe savuşturulana kadar bütün dikkatin darbe üzerine odaklanması, en yüksek sesle topluma ifşa edilmesi zorunluydu ve tamamen meşruydu. Darbenin de darbecilerin de beli büküldü. Bugün hâlâ, iki ay sonra emekliye ayrılacak olan Haşim Kılıç’ı parmakla gösterip yolsuzluk iddialarını yargı dışı tutmak ahlaki olarak taşınacak bir yük değil.
Peki, bakanlar masum değilse? Ortada tatsız tuzsuz işler var ve deliller inandırıcı ise?
Bu durumda darbe başarıya ulaşabilir mi?
Hayır ulaşmaz. O tren kaçtı. Anayasa Mahkemesi önünde, her bir bakan hakkında ortaya dudak uçuklatacak kanıtlar saçılsa AKP’yi destekleyen kitleler gözünde Gülenist darbenin gerçekliği ve anlamı değişmez. AKP, bakanlar rüşvete bulaşmış ve yargılanıyor diye oy kaybetmez.
“Evet,yapmışlar ve Gülen bu yolsuzlukları kullanarak hükümetimizi düşürmeye çalıştı. Darbeye direndik fakat yolsuzluklara da göz yummayız. Herkes yaptığının bedelini ödesin…” AKP’nin söylemi bu olmalıydı. Bu söylemin samimiyet, inandırıcılık ve ahlaki üstünlük açısından değerini tartışabilir misiniz?
Bu söylemin sahibi bir AKP, seçmen tarafından cezalandırılır mıydı sizce?
Daha tehlikeli bir soru sorayım: Bu söylemin AKP’yi asla aşındırmayacağını, bakanları yargıya göndermek yerine Anayasa Mahkemesi’ni darbe uzantısı ilan ederek korumaya alan siyasetin kurucuları göremiyorlar mı?
En tehlikeli soruyu sona sakladım: O halde neden bu yolu seçtiler?
Bu soruları şunun için soruyorum: Bunlar, sıradan, dürüst işleyen, kendini ya da başkasını kandırma derdi olmayan insan düşüncesinin seyir haritasını gösteriyor. Ben düşünüyorsam, ben kuşkulanıyorsam, ben bir köşeye kaydediyorsam biliniz ki milyonlarca insan da bunu yapıyordur. Sizleri seven, sizleri en uygun seçenek gören, sizlerin kaybetmesini istemeyen milyonlardan söz ediyorum. Yeminli düşmanlarınızdan değil…
Bu soruları; düşüncenin makul seyrini ve ürettiği şüpheleri görün.
Görün ve hiçbir partinin, hiçbir liderin tartışılmaz olmadığını, yanılmazlık ve kutsallık taşımadığını kabul edin.
Eleştirmekle yıkmak arasındaki fark kadar önemlidir bunu görmek…
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.04.2024
14.04.2024
8.04.2024
5.04.2024
25.11.2023
16.11.2023
12.11.2023
9.05.2023
7.05.2023
2.05.2023