Hakan Albayrak
Böyle bir ortamda bu lafı etmek için ya fena halde basiretsiz veya fena halde kötü niyetli olmak lazım.
***
Seehofer’in seleflerinden Wolfgan Schäuble, 2006 yılında düzenlenen Alman İslam Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada “İslam, Almanya ve Avrupa’nın parçasıdır” demişti.
2010 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Christian Wulff, Schäuble’ye “İslam da Almanya’ya ait” diyerek katılmıştı.
2015’te Başbakan Angela Merkel, “Bu böyledir. Ben de aynı görüşteyim.” açıklamasıyla, Wulff’u desteklemişti.
Merkel, son genel seçimlerden önce katıldığı bir televizyon programında da İslam’ın “artık tartışmasız bir şekilde” Almanya’ya ait olduğunu vurgulamıştı.
Neredeyse 60 senedir Almanya’da yaşayan ve bugün sayıları 4,5 ilâ 5 milyonu -Almanya nüfusunun aşağı yukarı yüzde 5’ini- bulan Müslümanlara hak ettikleri ‘kurumsal’ değerin en üst düzeydeki Alman devlet erkânı tarafından verildiği intibaını uyandıran ümit verici sözlerdi bunlar.
Ne yazık ki Seehofer bu sözlere hiçbir zaman katılmadı.
Şimdiye kadar doğrudan itiraz da etmemişti ama.
2015’te Merkel’in açıklaması hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, bu tür beyanlar üzerine tartışmak istemediğini ifade etmişti.
Bununla beraber, Bavyera bölgesinin “Hıristiyan-Yahudi köklere dayanan yüzlerce yıllık bir gelenek”e sahip olduğunu -o bölgede yaşayan yüz binlerce Müslüman’ın konumuna dair bir şerh düşmeden- belirtmek suretiyle, rahatsızlığını hissettirmişti.
Yabancı düşmanlığı ile öne çıkan AfD’nin (Almanya İçin Alternatif) Bavyera’da CSU’nun 70 yıllık ezici üstünlüğünü tehdit etmesinin de etkisiyle, ağzındaki baklayı nihayet çıkardı Seehofer; Bild Gazetesi muhabirinin “İslam Almanya’ya ait mi?” sorusuna yekten “Hayır.
İslam Almanya’ya ait değil.” cevabını verdi.
Sözlerinin devamından anlıyoruz ki, Seehofer “Hıristiyan-Yahudi kökler”in Yahudi kısmını da kaldırmış: “Almanya Hristiyanlıkla yoğrulmuştur. Pazar tatili, Paskalya, Hamsin ve Noel gibi dini yortu ve ritüeller bunun parçalarıdır.”
Sağ olsun, lütfedip "Bizimle birlikle yaşayan Müslümanlar tabii ki Almanya'ya aittir” de demiş; “fakat kendi gelenek ve adetlerimizden vazgeçerek başkalarını dikkate almak yanlış olur" dikenini batırmayı ihmal etmeden! Sanki kendi gelenek ve adetlerinden vazgeçmeleri isteniyormuş, Müslümanlar onları buna zorlamaya çalışıyormuş gibi.
Seehofer, PEGİDA (Batı’nın İslamlaşmasına Karşı Vatansever Avrupalılar) gibi ‘Topraklarımızı işgal eden Müslümanlar kültürümüzü tehdit ediyor’ diyecek kadar ileri gitmese de, onunla aynı değirmene su taşıyor.
***
Almanya tabii ki Hıristiyan kimlikli bir ülkedir.
Bu hakikatin ifade edilmesini yadırgayacak değilim.
Ne var ki, Hıristiyan kimlikli Almanya’nın başka dinleri -bilhassa İslam’ı- içeremeyeceği anlayışına saygı duymak, “Millet Sistemi” marifetiyle Hıristiyan mezheplerini ve Yahudiliği resmen bünyesine alan -onları kendine ait kılan- Osmanlı Devleti’nin medeniyet mirasından nasiplenen Müslümanlar için kesinlikle mümkün değil. (Her dinî topluluğun kendi iç hukukuna sahip olmasını da öngören “Millet Sistemi”nin Federal Almanya Cumhuriyeti’ne uyarlanmasını beklemiyorum tabii; sadece, meseleye bir de o sistemin ışığı altında bakmayı öneriyorum. Bu arada, o ışıktan nasiplenmeyen Müslümanların varlığını da inkâr etmiyorum.)
Tartışmanın tarihî, kültürel ve felsefî boyutu bir yana; Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, böyle bir dönemde bu şekilde konuşarak, camilere saldıran PKK’nın istifade ettiği –dünkü yazımda bahis konusu olan- psikolojik zemini güçlendirmiş, teröristlere bir nevi moral destek vermiş oldu.
Almanya’nın dört bir yanında camilerin ateşe verildiği bir dönemde bu şekilde konuşmanın sakıncalarını idrak edemeyen -veya umursamayan- Seehofer’in iç işleri bakanlığı, züccaciye dükkânına giren fil misali olacağa benziyor.
Achtung!
***
Güzel haber: Seehofer’in mezkûr ifadeleri Alman siyasetinde genel olarak olumsuz karşılandı.
CDU (Hıristiyan Demokrat Birliği) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel, dün Berlin’de İsveçli mevkidaşı Stefan Löfven ile düzenlediği ortak basın toplantısında, Almanya’nın gerçekten de Hıristiyanlıkla -ayrıca Yahudilikle de- yoğrulduğunu ve fakat Almanya’da artık dört milyon Müslüman’ın yaşadığı gerçeğinin göz ardı edilemeyeceğini belirtip, “Bu Müslümanlar da Almanya’ya ait ve aynı şekilde onların dini olan İslam da Almanya’ya ait” diye konuştu.
Alman parlamentosu Bundestag’ın Sol Parti’li başkanvekili Petra Pau, Seehofer’in sözlerini “saçmalık” diye niteledi.
Yeşiller Partisi’nden Jürgen Trittin, Seehofer’in şahsında Hıristiyan Sosyal Birliği’ni -Bavyera’da gelecek Ekim ayında yapılacağı ilan edilen eyalet parlamentosu seçimlerine atfen- “AfD için seçim kampanyası” yapmakla suçladı.
FDP (Hür Demokrat Parti) Genel Başkanı Christian Lindner’in Seehofer’e tepkisi de kayda değer: “Ne İslamî geleneklerin devralınmasını talep eden var ne de Hıristiyanlık devlet dini.”
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021