Hakan Albayrak
Rus işgali altındaki Kuzey Kafkasya’dan 1850’li yıllar itibarı ile Osmanlı topraklarına sürülen veya hicret eden Müslümanların sayısının 1 ile 2 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.
Bunların bir kısmı -bir rivayete göre dörtte biri- hicret esnasındaki musibetler yahut Osmanlı topraklarında yerleştirildikleri muhacir kamplarındaki salgın hastalıklar yüzünden öldü.
Geriye 750 bin ilâ 1,5 milyon kişinin kaldığını farz edelim.
Bunların çoğu Anadolu’ya, hatırı sayılır bir kısmı da Balkanlar’a (Rumeli’ye) yerleştirilmişti.
Balkanlar’a yerleştirilenlerin kahir ekseriyeti de 1878 Berlin Kongresi’nden sonra Anadolu’ya nakledildi; küçük bir kısmının yeni adresi ise Bilad-ı Şam oldu.
O dönemde Anadolu’nun nüfusu –müslimiyle gayrimüslimiyle- ne kadardı?
12 milyon mu?
13 milyon mu?
Öyleyse bu nüfusa, onun yüzde 5’i ilâ yüzde 10’u nisbetinde bir Kuzey Kafkasyalı muhacir nüfusu eklendi.
Bu, 80 milyon nüfuslu günümüz Türkiye’sine 4 ilâ 8 milyon muhacirin gelmesi gibidir; hem de kalıcı olarak.
O zamanki devlet ve toplum, günümüz Türkiye’sinin imkânlarının pek çoğundan mahrum olmasına rağmen böylesine büyük bir muhacir nüfusuna sahip çıkabildiğine göre, biz de sahip çıkabiliriz; hem de haydi haydi sahip çıkabiliriz.
Onlar “İktisadi ve içtimai sıkıntılara yol açan Kafkasyalıları Kafkasya’ya geri gönderelim” demediler; “Anadilleri Türkçenin yanından bile geçmeyen, kılık kıyafetleri Türklerden tamamen farklı olan, örf ve adetleri de büyük farklılıklar arz eden Çerkesler, Abhazlar, Çeçenler, Asetinler vs, vs, vs… millî varlığımızı tehdit ediyor” filan da demediler (“Millet-i İslam” anlayışı buna el vermezdi zaten); biz de Suriyeliler konusunda böyle şeyler söylememeliyiz.
Gelin görün ki, asırlar boyunca aynı devletin çatısı altında yaşadığımız ve akraba olduğumuz Suriye halkına mensup 3,5-4 milyon Müslüman muhacir kardeşimizin Türkiye’yi felâkete sürüklediğinden, ekonomik ve sosyal sıkıntılara yol açmakla kalmayıp milli varlığımızı tehdit ettiğinden dem vuranlarımızın haddi hesabı yok.
Siyasette de gittikçe güçlenen ve tehlike sinyalleri vermeye başlayan bir temayül…
***
Avusturya-Macaristan’ın Bosna-Hersek’i işgali (1878) üzerine yüzbinlerce Boşnak da Anadolu’ya hicret etmişti.
Sonra, 1912’deki Balkan Harbi faciası üzerine, Evlâd-ı Fatihan Türklerle beraber yüzbinlerce Arnavut…
“Suriyeliler niye kendi ülkelerinden kaçıp bizim ülkemize geliyor? Kendi ülkelerinde kalıp savaşsalar ya!” diyenler o zamanlarda yaşasalardı, belki Boşnaklar ve Arnavutlar için de aynı şeyi söyleyeceklerdi.
Bu muhacirlerin taşınmaz derecede ağır bir ekonomik yük ve katlanılmaz derecede büyük bir sosyal tehdit teşkil ettiğini de ileri süreceklerdi belki.
Boşnaklar ve Arnavutlar Anadolu ahalisi ile aynı devletin tebası oldukları -aynı devletin sınırları dahilinde yer değiştirdikleri- için herhalde bu tür argümanlara pek itibar edilmezdi.
Kuzey Kafkasya’dan gelen hicret dalgasında ise durum farklıydı; orası Osmanlı ülkesinin dışındaydı, Çerkes ve diğer Kuzey Kafkasyalı muhacirler Osmanlı tebası değildi.
Neyse ki, o hicret dalgasını, bugünkü ‘Suriyeliler dışarı!’ kampanyası gibi bir ‘Kafkasyalılar dışarı!’ kampanyasıyla karşılayan siyasi hareketler yoktu o zaman.
Olsaydı ve bunlar hedeflerine ulaşsaydı, hem Kuzey Kafkasyalı muhacirler mahvolacak, hem de Anadolu Müslümanları -Cihan Harbi ve İstiklal Harbine kadar varan, ölüm kalım mesabesinde kritik bir sürecin eşiğinde- hayatî derecede mühim bir nüfus ve dolayısıyla asker takviyesinden mahrum kalacaktı.
Balkanlı muhacirler gibi Kuzey Kafkasyalı muhacirler de “Türkiye”yi mümkün kılan ‘tahkimat’ın bir cüzünü ifade ediyor.
Suriyeli muhacirlere geçici olarak katlanmayı bile reddeden çevrelere kabuk ettirmek çok zor, ama bu muhacirlerin bir kısmı -diyelim ki ekseriyeti- Türkiye’de mecburen kalıcı olsa veya Suriye’deki durumun düzelip düzelmemesinden bağımsız olarak Türkiye’de kalmayı tercih etse bile yıkılmayız; bilakis, Türkiye’nin demografik probleminin (nüfus artış hızının azalması, nüfusun yaşlanması) çözümüne katkıda bulunacakları için onlar da evvelki muhacirler gibi ‘milli beka’ya hizmet etmiş olurlar.
***
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Suriyeli muhacirlerle ilgili olarak sosyal medyada paylaştığı mesajlara gelmek istiyorum; fakat yerim doldu.
Nasipse gelecek yazıda…
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.12.2024
16.05.2022
7.03.2022
31.01.2022
20.01.2022
30.11.2021
25.11.2021
15.11.2021
25.10.2021
17.08.2021