Hayko BAĞDAT

Hayko BAĞDAT
Hayko BAĞDAT
Tüm Yazıları
Cemaate ne olacak
29.04.2018
1424

 Korkmayın, yine haddimi aşmadan yazacağım. Başlığa da takılmayın, müneccim veya çağımızın en öngörülü aydını falan değilim.

Sadece, uzun süredir hayatımıza bir şekilde müdahil olan, biraz tanıdığımı düşündüğüm Cemaat’i ya da kendi tabirleriyle Hizmet’i bekleyen akıbet hakkında bir fikrim var.

Onlar için yaklaşan büyük tehlikeye karşı çözüm önerilerim de var.

Anlatayım...

Gülen Cemaati mensupları, T.C.'nin en ağır işkence, kaçırılma, haksız tutuklama, mal varlığına el koyma, taciz, intihara zorlanma, mülteci haline getirilme vb metotlarıyla karşı karşıyadır.

Kürtlerin yıllardır yaşadığı gibi yani.

Bunu, örneklerle ispatlamama gerek yoktur sanırım.

Gerekirse, bir yıl kadar önce, Çağlayan Adliyesi’nde başka bir dava için bulunan devrimci avukatların, (şu anda kendi davalarından tutuklu bu avukatlar) dört cemaatçi kadının haline şahit olup davalarını almak zorunda kaldıkları meseleyi detayıyla anlatırım.

Dört kadının kalın bağırsaklarında yırtılma olduğunu söyleyeyim de anlayın vahşeti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kin ve intikam duygularıyla yok etmek istediği bu insanların, Ege’den botlarla kaçmak zorunda kalması hatta çoluk çocuk denizde boğulması hali az buz bir zulüm değildir.

Üzerine yıllarca konuşacağımız, kitaplar, filmler yapılacak kadar büyük bir kötülükten söz ediyorum.

Peki üç gün önce devletin en üst kademelerinde görev yapan bu insanlara niye herkes şüpheyle yaklaşıyor hala?

Niye kimse bu acıları gündeme taşımak istemiyor?

Ahval gazetesinde yazmama dahi “onlar cemaatçi, senin ne işin var orada” diyen cemaat mağduru devrimci dostlarım, eğer Ahval cemaatçiyse haklı mı yani?

Ben de mi yazmamalıyım burada?

Cemaat, her kesimin düşmanlığını kazanacak kadar tehlikeli bir örgüt müdür?

Tabanın yaşadığı acılar konusunu cebinize koyun, önce bu sorulara cevap arayalım...

Gülen Cemaati, Cumhuriyet Türkiye’sinde karşımıza çıkan en tehlikeli örgütü içinde barındırmış bir sağcı tarikattır.

İçinde barındırdığı örgüt ve genel olarak cemaat zihniyeti, ortaya çıkışından bu yana (hep kullandığı kardeşlik makyajına aldanmazsak) icraatlarına komünist avcılığı yaparak başlayan, Afrikalı siyah çocuklara Türkçe İstiklal Marşı söyletmeyi medeniyet diye satacak kadar utanmaz, milliyetçi, muhafazakar, Kürt düşmanı politikaları hatta dizileri gözümüze sokmuş, militarist, soykırım inkarcısı, emek ve örgütlenme düşmanı, kadına bakışta Bülent Arınç’tan hallice korkunç bir örgüttür.

Bu örgütün lideri Fethullah Gülen’dir.

Ekrem Dumanlı (Zaman), Hidayet Karaca (Samanyolu TV) gibi isimler evrensel yayın değerlerini hiçe saymış kötü gazetecilerdir.

Bugün Sabah, Yeni Şafak, Akit, A Haber ne iş yapıyorsa kendi dönemlerinde aynı işi yapmışlardır.

Benim için, Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Zekeriya Öz, Muammer Akkaş gibi isimler sadece Ahmet Şık, Nedim Şener, Hrant Dink, Çarşı gibi dava dosyalarındaki yerlerine baktığımda, katildirler, çetedirler, suçludurlar...

Adil bir mahkemede yargılansalar, başta çetenin lideri Fethullah Gülen olmak üzere çoğu tutuklanır.

Bunu özellikle devlet içinde örgütlenmiş yapı için söylüyorum.

Yoksa AKP sonrası Cem Küçük’e ne yapacağımıza karar veremediğimiz gibi cemaatin suçlarını öven dönemin gazetecileri için de kararsızız.

Ahmet Hakan yeni bir gazete kursun, hepsi oraya gitsin en iyisi...

Nazlı Ilıcak ile yaptığımız programa konuk olan Ekrem Bey’in yüzüne de söylediydim yayında.

“Hadi AKP’li yüzde 52 sizden nefret ediyor. Kalan yüzde 48 niye size aşık değil?

Bir ‘hak hareketi’ nasıl bu kadar nefret sembolü olur?”

Yazının bu kısmına kadar aynı fikirdeysek devam edelim.

Hatta Akitçilerin “Hayko Bağdat, Fethullah Gülen’e çete dedi” manşeti atmaları ihtimaline karşı “Erdoğan zalim bir diktatördür. Cemaat tabanına tarihin en büyük işkencesini yapıyor diye ekledi” ara manşetini de verelim ki zalime malzeme olmasın yazdıklarım.

Çünkü “zalim” durmayacak kardeşlerim.

Cemaat tabanını daha çok korkunç bir gelecek bekliyor.

Binlerce kadın ve çocuk sokaklara, mahpuslara düştü.

Tecavüze uğruyorlar diyorum.

Ayşenur Parıldak, o dünya tatlısı genç kadın, maruz kaldığı taciz sonrası intihara kalkıştı...

Onlarca kadın, çocuklarıyla perişan halde bana ulaştı.

İHD, Cumartesi Anneleri, HDP bürolarına gidin dedim.

Yunanistan’dakileri anarşistlerin işgal evlerine yolladım.

O evlerin kapısında Yunan polisine karşı nöbet tutmuşluğum var, kırmadı beni anarşistler...

Kiliselere, mülteci kamplarına sığındılar onlar.

Cemaat gönüllüleri Yenikapı Mitingi'nde boy gösterirken, Gezi’ye destek veren kardeşim Savaş Genç bilir bir akademisyenin ailesini Suriye’den getirtmek için neler yaptığımızı.

Gencecik idealist insanlar onlar.

Ali Fuat Yılmazer İstihbarat Başkanı olursa dünya güzel bir yer olacak diye kandırılmışlar.

Bedel ödüyorlar.

Badem bıyıklı sağcı herifler Fethullah Gülen’in gördüğü rüyaya ağlarken bebekleriyle tutsak düşmüşler.

Kadın örgütleri, devrimciler, bizler sahip çıkmaya çalışıyoruz.

Çünkü 120 ülkede örgütlenip milliyetçilik şovları peşine düşen herifler bir tane doğru dürüst kadın örgütlenmesi kurmalarına imkan vermemiş.

Ablalar ev ev dolaşıp AKP’ye oy isteyebilmiş sadece.

Çünkü “zalim” durmayacak kardeşlerim.

O herifleri artık profil resmi yapmayınız.

Ahmet Şık’ı, Hrant Dink’i okuyunuz...

KHK meselesinde Nuriye öncünüz olsun...

Bebek tutsaklar meselesinde Ayşe Öğretmen’i takip ediniz...

Madem terörist ilan edildiniz, madem vatan hainisiniz, Berkin Elvan duruşmalarına sahip çıkınız.

Onun kadar masum olanımız yok, biliyorum...

Ama o duruşmalara kahraman polislerinizin fotoğraflarını götürmeyiniz...

Ayşenur Parıldak fotoğrafını görmeyeli çok oluyor.

Bize onu gösteriniz...

Çünkü “zalim” durmayacak kardeşlerim.

Sizleri T.C.’nin zulmünden ancak dayanışma kurtarır kardeşlerim.

Katillerimizi kahraman saymaktan vaz geçip yanımıza geliniz.

“Gezi’de çadırları yakan” olarak değil “Kürdistan’da, Afrin’de taziye çadırları kuran” olunuz.

Afrika’da kuyu açmak harika bir fikirdi.

Fakat asit kuyularında çocukları yakılan Cumartesi Anneleri ile yıllardır aynı anda cop yiyen Ahmet Şık, bugün sizlere yapılan korkunçluğa karşı yanınızdayken, dayanışmaya hazırken, o kadar uzaklarda ne işiniz var?

Biliniz ki, zulme dur diyecek olan ne tanklar, ne apoletler, ne de Türkçe Olimpiyatları olacaktır.

Çok şey yaşadınız, biliyorum.

Acı, yarıştırılmaz zaten...

Fakat yine de Alevilere, Kürtlere, Ermenilere, kadınlara, LGBT-İ’lere, devrimcilere, evinde kalabildiğiniz Yunan anarşistlere bir sorun derim.

Acı, yeni değildir...

Aramıza hoş geldiniz...

Bizim Ahval’in cemaatçiliğine gelince. Eğer bu yazıyı basıyorsa yemişim onun cemaatçiliğini yani...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar