Hilâl KAPLAN
O'nun ayetlerinden biri de, gökleri
ve yeri yaratması,
dillerinizin ve renklerinizin
değişik olmasıdır.
Şüphesiz bunda bilenler için alınacak
dersler vardır.
(Rûm, 22)
Türkiye'nin, çok da uzak olmayan bir zaman diliminde, anadilde eğitim hakkını tanıyacağı kanaatindeyim. Bunun Ak Parti iktidarındaki bir Türkiye olacağını eklememe gerek var mı, bilmiyorum. Yeni anayasada 'Eğitim dili Türkçedir' kısıtlamasının yer almaması gerektiğini savunan Ak Partili Meclis Anayasa Komisyonu üyeleri de bu öngörünün temelsiz olmadığına işarettir.
Bu minvalde, Başbakan Erdoğan'ın bu haftaki grup toplantısı konuşması sırasında söylediği sözleri bir kez daha hatırlayıp akla gelen sorulara cevap vermeye çalışalım:
'Ana dilin öğrenilmesi haktır, bunu okullara getirdik. Ancak ana dilde eğitim diye bir şey yok... Resmi dil Türkçe'dir, seçmeli ders olabilir. Türk vatandaşlarının başka ülklerde azınlık olduğu yerde bile anadilde eğitim yok.'
Kürtler, azınlık statüsünde midir?
Başabakan'ın konuşmasındaki en incitici kısım, Türkiye'deki Kürtlerin durumunu, yurtdışında, örneğin Almanya'da yaşayan Türklerle kıyasladığı ve onlara 'bile' anadilde eğitim hakkının tanınmadığından bahsettiği bölüm olmuştur sanırım. Kürtler, binyılı aşkın süredir bu topraklarda yaşamaktadırlar ve, hiçbir şey için değilse bile, Millî Mücadele dönemindeki rolleri itibariyle bu ülkenin kurucu unsurlarındandır. Dolayısıyla onlara bu devletin yaptığı uygulamayla, Almanya'nın yaklaşık dört nesildir orada bulunan Türklere yaptığı uygulamayı kıyaslamak büyük haksızlıktır.
Bu meseledeki kılavuzumuz Almanya, vb. ülkeler mi olmalıdır? Kaldı ki Başbakan Erdoğan, geçtiğimiz senelerdeki bir Almanya ziyaretinde 'Entegrasyona evet, asimilasyona hayır' diyerek yaptığı tarihî çıkışla Almanya Başbakanı Merkel'e 'Türkçe anadilde eğitim veren liselerin olması gerektiği' hususunda baskı yapmamış mıdır?
Anadilde eğitime talep olur mu?
Başbakan'ın değindiği noktalardan birisi de seçmeli Kürtçe derse olan talebin azlığıydı. Kanaatimce yıllardır yok edilmeye çalışılan bir dilin yeni yeni dolaşıma girmesinden kaynaklanan bir talep azlığı doğaldır. Mesela İrlanda'da da, İrlandacaya karşı çok benzer bir talep azlığı hâlen hüküm sürmektedir.
Ayrıca PKK'nın seçmeli Kürtçe açılımından duyduğu rahatsızlığa paralel olarak 'asimilasyon politikalarının devamı' olarak nitelediği bu derse çocuğunu kaydettirmek bölgede yaşayan her yiğidin harcı değildir. Yeter ki anadilde eğitime dair bir çözüm yolu bulunmak istensin, okulları buna göre veliye seçme tercihi bırakacak şekilde organize etmek mümkündür. Talebin az veya çok olduğu yerlere göre düzenleme yapılabilir.
Anadilde eğitim bizi böler mi?
Öncelikle bölünmenin, toplumsal dinamiklerle yakından ilgili bir ihtimal olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla, birileri istediği kadar 'bölüneceğiz' veya 'bölünmeyiz' diye bağırsın; son noktayı sosyolojik gerçekler koyar.
Ancak görebildiğim kadarıyla anadilde eğitim hakkının reddedilmesi bölünme ihtimaline güç veren bir yaklaşımdır. Ayrıca anadilde eğitim hakkı, Lozan Anlaşması'ndan itibaren azınlık vatandaşlarına tanınmış ve bu toplumsal dokuda bir kopuşa yol açmamıştır. Gayrimüslim vatandaşlara tanınan bir haktan, Kürtlerin mahrum olmasını beklemek yanlıştır.
Üstelik anadilde eğitim yapılan okullarda dahi Türkçe öğretiminin zorunlu olacağı düşünülürse, sanıldığı gibi bir dil ayrılığından bahsetmek çok da isabetli olmaz.
Bu bağlamda farklı anadilde eğitim modellerinden istifade edilebilir. Örneğin Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Derneği'nin yayınladığı raporda geçen şu dört model öğretici olabilir:
1. İlköğretim 5'e kadar anadilde eğitimden sonra karma eğitime geçilir.
2. İlköğretimden itibaren Kürtçe ve Türkçe, bir arada dengeli ve kademeli olarak ders müfredatında kullanılır. (Karma eğitim)
3. Türkçe temel ders olarak yer alır. Diğer derslerde kademeli çokdilli eğitime başvurulur.
4. Birinci dili Türkçe olan Kürt öğrenciler için yeniden canlandırma programı sunulur.
Yani, o ünlü deyişe binaen, istedikten sonra 'demokrasilerde çare tükenmez.'
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019