Hilâl KAPLAN
Siyaset, 2.5 yıldır ideolojik bir zehirlenmeye maruz kaldı. Hiçbir meseleye Erdoğan'la ilişkilendirilmeden yaklaşılmasına izin vermeyen bu sürecin kurbanlarından biri de Başkanlık sistemi tartışması oldu. Salt 'diktatörlük vs özgürlük' ikiliğinin sığlığına kilitlenen tartışma, toplumun bu yöndeki enerjisini yok etmeyi ve kamuoyunu teslim almayı amaçlıyordu. Bu strateji, Ak Parti'ye yakın bazı kâlemlerin de havlu atmasıyla başarıya ulaşmış görünüyordu. Ancak 1 Kasım'da siyasal alanı âdeta 'reset'leyen ve yeniden inşa etmeye imkân kılan bir kapı açıldı. Şimdi o kapıdan girerek, medeni biçimde, argümana dayalı bir tartışma yapmanın zamanıdır.
Bence ilk anlaşılması gereken, Ak Parti'nin Başkanlık sistemindeki ısrarının sebebidir. Zira Başkanlık, Ak Parti için yeni anayasanın tali bir unsuru veya yan öğesi değil, sistem değişikliğinin özüne tekabül eden merkezidir. Hatırlarsanız 2007'de, Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasına yönelik tepkiler sayesinde 367 safsatası kaide haline getirilmişti. Bu refleksif karşıtlık, Cumhuriyet Mitingleri'nden e-muhtıraya ve oradan da mecburi erken seçime dönüştürüldüğünde, Ak Parti vesayet bekçisi bir kurum olarak tasarlanmış Cumhurbaşkanlığı makamında kimin oturacağını halkın seçmesine izin vermeden, bu kilidin açılmayacağını görmüş ve referanduma gitmişti. Muhalefetin 'Hayır', sadece Ak Parti'nin 'Evet' oyu vermeye çağırdığı referandumda, halkın %69'u, yani Ak Parti kitlesinin çok daha fazlası, Cumhurbaşkanı'nın kendi oylarıyla seçilmesi gerektiğini söyledi. Bu, Ak Parti'nin halka verdiği bir sözdü ve 10 Ağustos 2014'te o söz tutuldu.
Başkanlık sistemi, şimdi o sözün esas gereğinin yapılması için şarttır. Çünkü halkın oyuyla seçilen bir Cumhurbaşkanı'nın 'siyaset üstü'ymüş gibi rol kesmesi beklenemez. Halkın %69'u verdiği oyla Cumhurbaşkanı'ndan taraf olmasını, siyaset yapmasını, yürütmede sorumluluk almasını istemiştir. Başkanlık sistemine geçilmeden bunun sorunsuz işlemesi ise mümkün değildir. Zira ortada halkoyuyla seçilmiş iki irade mekanizması vardır ve gerçek bir kuvvetler ayrılığı ilkesi uygulanmadan bu ikisinin çakışması kaçınılmazdır.
Başkanlık sistemi, halkın oyuyla seçilmiş parlamentoya, barajın sıfırlandığı bir temsilde adalet imkânı tanır. Saadet Partisi'nden Büyük Birlik Partisi'ne, Vatan Partisi'nden HDP'ye tüm partilerin baraj derdi olmadan oy oranı kadar yer bulabileceği bir mecliste, yasalar da halkın tüm katmanlarının siyasî tercihlerinin eklektik bir ürünü olmak zorundadır.
Yine halkın oyuyla seçilmiş Başkan ise, yürütme noktasında en hâkim kişidir. Kendisinin seçtiği bakanlardan oluşan kabineyle, ülkenin iç ve dış siyasetinin yönetilmesi noktasında karar merciidir. Şimdiki Başbakanlık pozisyonuna benzeyen bu statü, Başbakanlık'tan farklı olarak yasamaya müdahale etme gücünü büyük ölçüde Başkan'ın elinden alır. Başkan bu noktada en fazla Cumhurbaşkanı gibi yasayı meclise iki kez geri gönderme hakkına sahiptir. Tüm partilerin temsil edildiği parlamentonun yasama noktasında Başkan'a göre otoritesi de daha fazladır.
Yasama ve yürütme arasında kalın bir çizgiyle kuvvetler ayrılığı prensibini yerleştiren Başkanlık sistemiyle beraber, koalisyon kâbusunu da bir daha yaşamayacak ve 'fetret dönemi'ne girme tehlikesiyle de karşı karşıya kalmayacağız. Yaşadığımız son beş ay bu noktada ülkemizin koalisyon sürecini kaldırmayacak kadar kırılgan olduğunu bize bir kez daha gösterdi diye düşünüyorum.
"Adil temsil, kesintisiz yürütme", Başkanlık sisteminin olumlu yanlarının başında geliyor. Daha tartışılacak çok başlık var, yeni başladık.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Her şey güzel olur tabii!
17.06.2019 - Mazlum Başbakanım
27.05.2019 - Sağa sola T.C. yazmakla olsaydı...
6.05.2019 - Kılıçdaroğlu’na YPG için ‘terörist’ dedirttik
1.05.2019 - Havalimanı canavarı, metrobüs sapığı ve diğerleri
29.04.2019 - Papa ve 1915
24.04.2019 - Mundar seçim!
16.04.2019 - Assange’a karakol, Dündar’a saraylar
15.04.2019 - Akdeniz’den geliyorlar
12.04.2019 - Belediyelerde yeni dönem: Koalisyon yönetimi
8.02.2019
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
vahap insan
dünyadaki çoğu devletler ve müslüman ların bir kısmı hala orta doğudaki olay neyin esreri .olduğunun farkında deeğil dava ..deaş değil..buna uyanmak lazım ..esas dava israilin .2.ci büyüme projesi satın aldığı devletler ile beraber kandırdığı devlet ler ile siyonit planını devreye geçirdi..devletlerin çoğu uyuyor müslümanlar uyuyor .... deaş ta 30 seneden ileri tarihi var deaş yeni çıkmiş değil...tuzağı israil kurdu devletlerin bir kısmı ile anlaştı diğerlerini kandırdı oly kim vurduya .gidiyor.. bizim kenarda durup.sınırları koruyup kesin girmememiz. lazım.. bu tuazağı resullulah şoyle buyuruyor uyanalım.......
vahap insan
Resullulah asefendimiz . bügünkü orta doğuda çıkan savaşın dünya savaşı olacağını hadisinde buyuruyor......Fırat hehrinin altından altın değerrinde çok mıktardağlar kadar ( ölçulmiyecekmiktarda değerli nesne çıkacak(petrol gazı işaret ediyor).bütün dünya oraya hucum edecek her 100 kişiden 99 u ölecek....hümmetim siz bu savaşa girmeyin buyuruyor tümünün helak olacağı bildiriliyor.......bu hadis sahihi hadis tartışmaya gerek bırakmaz anlıyan lar...ders allır busavaşa girmez... anlamıyanlarda.. deaş var şu var bu var dedikodusunun içinde kayıp olur gider......unutmayın hadis tüm fırat nehrini kapsıyor. türkiye sinırındn basraya kadar....anlıyanlar bu hadisi çözer anlamıyana tefaruat... neticeyi yakında göreceğiz kesin dünya savaşı. bu hadisi göre biz osavaşa girmemizi istiyor .tabi girenler girmiş...hepsinin helak olacağını hadisde bildiriliyor.
vahap insn
ben kandırılmış pkk. nın peşine giden bazı kürt kardeşlerime seslenmek istiyorum .. bu pkk. ve yan daşları islamiyeten öne çıkrtınız...dinimizde böyle bir yol ayrım varmı iyi bildiğiniz hocalara bir sorun bu arkadaş ne demek istiyor...dağda namazile alay edenleri damuz etiyiyen leri.sünetsizleri ve camı yakan kuran kursu yakan hastaneleri bombalayan pkk.. nın peşinden gidersek.. biz ceheneme gidermiyiz diye.bir sorun.. size necevap verecek tabbi bazı pkk.nın peşine giden müslüman kürtl
vahapinsan
adamlar kandan kinden nefretten başka bir şey ağız ların dan çıkmıyor...kalkmış utanmadan bizlerden oy istiyorlar ...seçim bitiyor biz niye kaybetik diye kendi kendilrini sorumlu tutuyorlar... nerde hata yapmişiz acaba diyorlar ..hele akılarına bak.. bu akılla bunlar başbakanolacakmişlarr hele hele...bir aynaya baksınlar kendi akıları ile kendilerini suçlu görüyorlar..hiç bunlardan adamçıkarmı..sizlere soruyorrum aklı sağlamolanlar... diyecek siniz ALLAH muhafaz etsin türkiyeyı bunların şerinden bu seçimde ALLAH BİZLERİ KORUDU kurtardi ŞÜKÜR...
vahap insan
herkes türkiye BAŞBAKAN OLMAK İSTİYOR...BAŞA GEÇMEK İSTİYOR.. bu işi şuna benzetiyorrum...mesala bir tıp öğrencisi tıbbı bitirdi diplomasını aldı bu kişi hastayı amelıyat yapabilirmi..kesin yapamaz... yaparımderse. hastayı ne yapar masadan kaldıramaz hastayı göz göre öldürür.. biz işte seçimde onlara izin vermedik anldi...
Ad Soyad Giriniz...
Yazınızın tamamına katılmamak mümkün değil ancak; en sondaki eski güzel günlerine dönmesi " ÇOK ZOR " olacak cümlesinin arasına " İMKANSIZ" kelimesini yerleştirmek daha isabetli olur kanaatindeyim.