Hilâl KAPLAN
Modern devlet teorisindeki tüm önemli kavramlar sekülerize edilmiş teolojik kavramlardır. Başka bir deyişle, siyaset teorisinin devlet ve egemenliğe bakışı teolojinin Tanrı'ya yönelik bakışıyla örtüşmektedir. Carl Schmitt gibi teorisyenler, seküler devletin teolojik karakterini Tanrı'nın doğa yasalarını askıya alarak mucizeye karar verdiği gibi, egemenin de hukuku askıya alarak olağanüstü hale karar vermesinde görmektedir. Fakat seküler devlet sadece olağanüstü halleri vücuda getirdiği için teolojikleşmez; aynı zamanda neyin/kimin yüce, neyin/kimin zelil olduğuna karar verdiği için de teolojik bir karaktere sahiptir.
Aydınlanma ile beraber ortaya çıkan modern seküler devlet, 'siyasal-ilahi' karakterini incelikle gizleyerek var olurken, bizdeki devletse 'siyasal-ilahi' özelliğini olabildiğince dışa vuran bir yapıya sahiptir. Mustafa Kemâl'in kültleştirilerek yarı-Tanrısal bir pozisyonda kutsanmasından tutun da devletin "yüce" olduğunu ilan eden anayasamıza ve dinin devletin mütemmim bir cüzü olarak konumlandırıldığı Diyânet İşleri Başkanlığı gibi kurumsal pratiklere kadar dinî olan ile devlet olanın açıkça iç içe geçtiği amorf bir devlet bünyesinden bahsediyoruz.
İşte şehitlik kavramı da bu girift iktidar söyleminden mülhem bir arayışın ifadesi aslında. Tam kırk bin insanımızı verdiğimiz bu kirli şiddet ortamının beyhude olmadığına insanları inandırmak için dini payanda olarak kullanan laik devletin kurduğu başarılı bir stratejik söylem alanında bulunuyoruz. Aynı söylemin bir benzerini de evlâdı dağda ölmüş olan aileler için 'laik PKK'nın üretiyor olması ortak trajedimizin bizi birleştirdiği pek çok noktadan sadece birisi...
Sivil şehitlik kavramı, şehitliğin devletlû değil, dinî bir mefhum olduğunu bize bir kez daha hatırlattı. Çünkü şehitlik, bilmem kaçıncı kanunun falanca yönetmeliğine dayanarak "yüce devlet"in kime bahşedeceğine karar verdiği bir makâm değildir. Yüceliğin sadece kendisine mahsus olduğu Allah'ın sınırlarını belirlediği ve nihai bilgisi de ancak O'nda saklı olan bir makâmdır. Biz halk olarak, evlâtlarımızın ve yakınlarımızın Allah yolunda şehit düştüğüne inanma hakkına sahip olabiliriz. Ama bu laik devlete, şehitliği söylemsel bir araç olarak kullanma hakkı vermez.
Devletin canını veya malını koruyamadığı vatandaşına görevi gereği sahip çıkması ve 'diyet' ödemesi gerekir. Ancak yakınlarını polis, asker veya sivilken kaybeden acılı aileler daha fazla eve yas düşmesin istiyor. Hrant Dink'in ailesi ve Uludereli aileler de faillerin ortaya çıkarılmasını talep ediyor. Bu kısır döngü tartışmaların bize esas amacı unutturmasına izin vermemek boynumuzun borcudur.
Ezcümle, 'sivil şehitlik' uygulaması, devletin şehitlik payesi dağıtacak nitelikte bir kurum olmadığını bir kez daha göstermiştir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019