İbrahim Kiras
Çıkar kelimesinin bizim dilimizde/kültürümüzde olumsuz çağrışımları daha fazla olduğundan söz gelimi bir siyasi hareketi çıkarınız için desteklediğinizi söylerseniz ahlaksızlık itirafı gibi algılanabilir bu sözünüz. Oysa burada sözkonusu olan ille de kişisel çıkar olmayabilir. Milli çıkarları düşünün, mensubu olduğunuz toplumun çıkarları olarak düşünün. Yani yönetme görevini kime verirsek ülkemizin bundan daha fazla yarar göreceği şeklinde bir yaklaşımı düşünün. Mesela belediye hizmetlerini hangi anlayışın, hangi kadronun daha iyi vereceğini düşünerek mi belediye seçiminde oy kullanıyoruz, yoksa bu hususu ikinci plana mı atıyoruz. Böyle yapıyorsak rasyonel bir tutum göstermiş oluyor muyuz? Ülkemizin, şehrimizin, toplumumuzun çıkarlarını gözeten bir yaklaşım içinde değilsek akla uygun bir tutum göstermiş oluyor muyuz?
Belki daha doğrusu, çıkarımızın nerede olduğunu objektif ve rasyonel olarak belirleyebiliyor muyuz?
Aslında doğal olan siyasi parti taraftarlığının çıkar duygusuna dayanmasıdır. Çünkü siyasi tercihlerimizin temelinde “somut fayda” ölçütü bulunmadığı takdirde aklın denetiminden uzaklaşabilecek tutumların bizi tehlikeli vadilere götürmesi daima mümkündür.
Peki, insan rasyonel bir canlı değil mi? Düşünen ve hatta düşündüğüne dair de düşünen canlılar değil mi miyiz? Türümüzün adı bu anlama gelmiyor mu? (“Homo sapiens sapiens”.) Öyleyse nasıl oluyor da siyasi tercihlerimiz aklın denetiminden bağımsız gerçekleşebiliyor?
Evet, akıllıyız/zekiyiz. Diğer canlılar içgüdüleri doğrultusunda davranırken biz hangi davranışın bize fayda getireceğini aklımızı kullanarak belirleyebiliriz. Bu bakımdan diğer canlılardan üstünüz. Ama rasyonel bir varlık mıyız? Yani aklımızın rehberliğinde doğruyla yanlışı, iyiyle kötüyü ayırt edip kararlarımızın bütününü sebep-sonuç ilişkisi ve fayda-zarar algısı çerçevesinde alabiliyor muyuz? Ne yazık ki bu sorunun cevabı hayır. İnsan aklını kullanma yeteneği olan ama aklına tabi olmayan bir canlı. Rasyonel bir varlık değil bu anlamda. Kararlarının ve tercihlerinin belirlenmesinde rasyonel olmayan yüzlerce veya belki binlerce karmaşık faktör rol oynuyor. Zaten onun için psikoloji diye bir bilim dalı var.
***
Mamafih psikolojinin davranışlarımızın sebeplerini keşfedip açıklamaya yönelik çabaları daha yolun çok başlarında. Beyin fonksiyonlarımızın büyük kısmı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Keza genlerimizde taşıdığımız ve en eski atalarımızdan bize intikal etmiş olan davranış mekanizmasının mantığını da çözebilmiş değiliz henüz.
Son yıllarda seçmen psikolojisi üzerine yapılan çalışmalara bakarsanız, oy verme tercihlerini rasyonel değil duygusal faktörler belirliyor çok büyük oranda. Yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her tarafında. Onun için, tuhaf olsa da, seçmenin kişisel çıkarları doğrultusunda oy kullanması söz konusu olmayabilir. “Taraftarı olduğumuz” partinin izlediği politikalardan kişisel olarak zarar görsek bile politik duruşumuzu değiştirmeyi kolayca düşünmeyebiliriz.
Çünkü taraftarlık demek sadakat demektir. Başlıca üç çeşit politik sadakat duygusu oy verme tercihlerimizi belirliyor: İdeolojiye sadakat, partiye sadakat ve lidere sadakat.
İdeolojik angajmanla oy kullananlar en geniş kesim. Sağcı, solcu, liberal, veya milliyetçiyseniz aynı çizgideki partilere/adaylara oy veriyorsunuz. İdeolojik kimlikler kolayca değişmediği için bu yolla teşekkül eden oy verme tercihleri de ikide bir elbise değiştirir gibi değiştirilmiyor.
(İdeolojik kimliklerimizin oluşumunda da sosyal çevremizin etkisi en önemli faktör ama kimi durumlarda psikolojik dinamikler de devreye girebiliyor.)
Partiye ve lidere sadakat kategorileri de bir anlamda ideolojik sadakat duygusunun alt kümeleri gibi görülebilir. Ama parti veya lider kimi şartlarda kendi ideolojik çizgisini bir ölçüde esnetse bile taraftarlarını muhafaza etmeye devam edebilir. Dolayısıyla lider ve parti sadakatleri seçmen tercihlerinde denebilirse “ekstra tutamaklar” oluşturur. Aynı zamanda aynı ideolojik çizgide birden fazla yapının mevcudiyeti söz konusu hale gelir. Ancak lider ve parti sadakatleri daha dar bir alanda etkilidir. Çünkü oy geçişkenliği aynı ideolojik kampa mensup partilerin/liderlerin taraftarları arasında mümkün olurken farklı ideolojik kamplar kendi taraftar kitlelerini her zaman muhafaza ederler. Sözgelimi partisine küsen seçmen sağcıysa başka bir sağ partiye, solcuysa bir başka sol partiye geçebilir. Karşı kampa transfer çok nadir görülür.
Gelgelelim oy verme tercihlerinin politik sadakat duyguları dışında belirleyenleri olan bir başka seçmen kitlesi de var. “Rasyonel seçmen tercihi” veya daha çok “ekonomik temelli oy tercihi” adı veriliyor bu nispeten daha dar kümenin yaklaşımına. Parti ve lider sadakati hissine sahip olmayan bir kitle bu. İdeolojik sadakat duygusu ise oldukça gevşek. Özellikle ekonomideki olumsuzluklar konusunda hassas bir kesimden söz ediyoruz
Ancak sayıca diğerlerinden daha küçük ve dar bir küme olsa da sözgelimi sağ ve sol siyaset arasındaki inatçı dengenin kırılamadığı durumlarda bu kesim, bir anlamda anahtar rol oynayarak, “oyun bozan” işlevi görebiliyor.
Muhtemel bir seçimin sonuçları üzerine hesap yaparken işte en başta bu kesimin tutumunun göz önüne alınması gerekiyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2025
1.05.2025
17.04.2025
15.04.2025
10.04.2025
5.04.2025
3.04.2025
20.03.2025
11.03.2025
8.03.2025