İhsan DAĞI
Suriye’de Türkiye için fırsat kapıları da riskler de ardına kadar açık. Önceliklerin saptanmasında yanlışlar yapılırsa riskler artar.
Peki, Türkiye’nin önceliği ne? Uzunca bir zamandır öncelik Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt oluşumunu engellemek olarak görünüyor. Son günlerdeki açıklamalar da bu yönde: Türkiye’nin güney sınırında PYD gibi yapıların özerk veya yarı özerk bir yönetim kurmasına izin verilmeyecek.
Esad rejimine karşı 10 yılı aşkın bir zamandır verilen mücadele ve ağır bir maliyetin ardından Suriye’de fırsat kapıları açılmışken Türkiye’nin enerjisini neredeyse tümüyle PYD’yi engellemek için harcaması stratejik bir hata olur. Devlet, PYD’yi PKK’nın bir uzantısı olarak görebilir ve etkisizleştirmek isteyebilir, ama Suriye’deki öncelikli hedefi bu mu olmalı?
Bence değil.
‘Stabilizasyon’ ve ‘restorasyon’
Türkiye öncelikle Suriye’nin ‘stabilizasyon’ ve ‘restorasyon’una odaklanmalı ve bu iki hedefe paralel bir şekilde sığınmacıların geri dönüşünü sağlamaya çalışmalı.
En başta, Suriye’nin hızla istikrara kavuşturulması gerekir. Suriye halkını adeta tüketen, göçe zorlayan, ölüme mahkum eden uzun bir iç savaşın ardından yeni bir çatışma dönemi kimseye yaramaz.
Türkiye için Suriye’de iç barışın tesisi bölgeye yönelik siyasal, diplomatik ve ekonomik projelerini uygulamak için bir ön şart. Hükümet, sadece mevcut Suriye yönetimi nezdinde değil, Suriye’deki diğer siyasal/askeri aktörler üzerinde sahip olduğu nüfuzu da ülkede herkesin, her dinsel ve etnik grubun kendini güvende hissettiği bir ortamı hazırlamak için kullanmalı. Bunun yolu toplumsal çeşitliliği yönetime yansıtmaktan geçer.
HTŞ’nin ideolojik olarak ve örgütsel yapısı itibariyle buna hiç de yakın olmadığı ortada. Bunu biliyoruz. Türkiye, HTŞ’yi zorlayacak maddi araçlara ve bağlantılara sahip. Suriye’de yönetime Nusayrileri, Kürtleri, Türkmenleri, Hıristiyanları ve Dürzileri de katacak bir yapı kurulmalı. Nusayrileri dışlayacak bir ‘Sünni devlet’ veya Kürtleri dışlayacak bir ‘Arap devleti’ Türkiye’ye ve bölgeye sorun ihraç etmeye devam eder.
Suriye’de hiçbir etnik veya dinsel grubun tehdit altında olmadığı bir rejimin kurulmasında Ankara’nın oynayacağı olumlu rol, Türkiye’nin bölgede ve dünyada saygınlığını artırır. Dahası, AKP iktidarının uluslararası meşruiyetini de Suriye üzerinden yeniden inşa etmesi mümkün hale gelir.
Stabilizasyon, 10 yılı aşkın bir süredir iç savaşın yıkımına uğrayan, maddi ve insan kaynakları yok edilen Suriye’nin yeniden inşasında da elzem. Yeniden inşa dış kaynak gerektirir. Meşru ve çoğulcu bir yönetim, her kesimin güvende olduğu bir Suriye fotoğrafı uluslararası fonların akışını hızlandıracaktır. Hem Türkiye hem Körfez ülkeleri hem diğer uluslararası aktörler Suriye’nin restorasyonuna katkı sağlayabilir. Bunun için ise önce barış, istikrar ve güvenlik şart.
Şu an itibariyle, bölge ülkeleri de Avrupa da yeni yönetimle işbirliğine istekli görünüyor. Türkiye’nin yürüteceği ‘yapıcı’ diplomasi, Rojova dahil tüm Suriye’de çatışmayı körükleyen değil, tarafları birleştiren bir politika Suriye’nin yeninden inşa sürecini başlatabilir.
Kazan-kazan mümkün
Bu neden önemli?
Önemli, çünkü, Suriye’nin topyekun restorasyonu başlamadan Türkiye’nin rejim değişikliği politikasından kaynaklanan ekonomik ve sosyal kayıplarını kısmen de olsa geri çevirmesi mümkün olmayacak. Rejim değişikliğiyle elde edilen ‘jeopolitik güç’, ancak Suriye’nin yeniden inşası sürecinde Türkiye için ekonomik ve sosyal bir kazanca dönüşecek. Suriye’nin yeniden inşası sürecinde Türkiye başat bir rol oynayacak. Hem yeni yönetim üzerindeki nüfuzu hem de lojistik yakınlığı büyük avantaj. Halep, İdlib, Hama, Humus, hatta Şam yeniden inşa edilirken, Suriye yeniden kurulurken Türkiye’nin bunu bir ‘kazan-kazan’ ilişkisine çevirmesi mümkün.
Rojava’yla kavga ederek olmaz
Bu süreçte, Türkiye için son yıllarda ağır bir ‘ekonomik yük’ ve ‘sosyal risk’ olan Suriyeli sığınmacıların önemli bir kısmının ülkelerine dönmesi sağlanabilir. Ancak istikrara kavuşmuş, yeniden inşa edilen, kısmen de olsa öngörülebilir ve ekonomik olarak büyümekte olan bir Suriye’ye geri dönüşlerin başlamasını bekleyebiliriz. Türkiye’de mevcut koşullarda güçlükle iş bulabilen, bulsa bile Türk vatandaşlarından düşük ücretle çalışmak zorunda kalan bir Suriyeli, iş imkanlarının artığı, yeni fırsatların yaratıldığı ülkesine dönmek ister. Aslında, her sığınmacı ülkesine dönmek ister. Güvende, özgür ve müreffeh olacağı umuduna bakar geri dönüş kararı. Türkiye, Suriye’de barışa, istikrara ve restorasyona yapacağı katkıyla bu umudu yaratabilir, Rojava’yla kavga ederek değil.
Ayrıca, sosyal ve siyasal olarak bir risk unsuru olarak görülen sığınmacıların Suriye’ye döndüğünde Türkiye için bir değere dönüşeceğini unutmayalım. Türkçe konuşan, Türkiye’yi bilen, burada iş yapmış ve artık ülkelerine dönmüş Suriyelilerin Türkiye ‘bağlantısı’ sürer. Türk şirketlerin Suriye’ye açılmalarında ve Türkiye ile ekonomik ve sosyal bağların güçlenmesinde ülkesine dönen Suriyeliler temel ‘taşıyıcı aktörler’ olarak, yani bir değer ve imkan olarak karşımıza çıkarlar.
Kısaca, ülkesine dönen Suriyeliler Türkiye’nin ‘yumuşak gücü,’ ekonomik ve kültürel coğrafyasının uç sınırları olur.
Dolayısıyla, Türkiye’nin Suriye’deki öncelikleri stabilizasyon ve restorasyon olursa sığınmacılar sorunu sönümlenir, sığınmacılara yönelik tepkiler azalır ve sayıları önemli ölçüde gerileyen Suriyeli sığınmacıların toplum tarafından kabul dinamikleri güçlenir.
Başa dönersek…
Türkiye eğer Suriye’de büyük bedeller karşılığında ürettiği enerjisini PYD ile mücadele yerine Suriye’nin istikrara kavuşmasına ve yeniden inşasına harcarsa hem ekonomik hem de toplumsal olarak rahatlar. Aksi halde PYD ile uzun bir savaş kaçınılmaz.
PKK’nın Türkiye’de en güçlü olduğu dönemde kaç silahlı militanı vardı? 10 bini aşmamıştır hiçbir zaman. Oysa, PYD’nin ABD tarafından eğitilip donatılmış 100 bine yakın silahlı gücü olduğu söyleniyor. Her durumda, Türkiye PYD güçlerini orta-uzun dönemde yenilgiye uğratabilir. Bunun için Özgür Suriye Ordusu’nu da kullanabilir. Ancak sonuçta güney sınırındaki Kürt toplumsal varlığını ortadan kaldıramaz. Bunlar ‘ortadan kaldırılacak’ bir topluluk de değil ayrıca. Çoğu Türkiye kökenli, 1925 sonrası değişik Kürt isyanlarının ardından Suriye’ye göçmüş insanlar. Türkiye Kürtlerinin yakınları, akrabaları. Bölgede yıllarca IŞİD’le savaştılar. ABD ve Batı ülkelerinin de destekleri arkalarında. Bu insanları karşısına almak Türkiye’nin diplomatik ve askeri gücünü bu soruna harcaması demek. Buna gerek var mı? Türkiye, Suriye Kürtlerinin ‘hasmı’ değil, ‘hamisi’ olmalı.
Vatandaş aklı
Metropoll, Türkiye’nin Nabzı araştırmasının aralık sayısında Türkiye’nin Suriye’yle ilgili önceliklerinin ne olması gerektiğini halka sormuş. Sonuç gerçekten çarpıcı. ‘Devlet aklı’ denen bir şey var mı hiç emin değilim, ama ‘vatandaş aklı’ denen bir şey var. Halk devletine ‘makul’u öneriyor:
- Yüzde 46’sı, ‘Öncelikle sığınmacıların dönüşünü sağla’ diyor.
- Yüzde 19’u da Suriye’nin yeniden inşasının Türkiye’nin öncelikli hedefi olması gerektiği görüşünde.
- Sadece yüzde 9 ise öncelikle ‘Kürt devletinin kurulmasını engelle’ diyor.
- Suriye’nin kuzeyinde bir tampon bölge kurulmasını isteyenlerin oranı da yüzde 15.
- Kısaca, meseleye halkın ancak yüzde 24’ü ‘güvenlik’ penceresinden bakarken, yüzde 65’in önceliği sığınmacıların dönüşü ve ekonomi.

Devlet bildiğini mi yapacak, yoksa halkın ve aklın dediğini mi? Devletin Suriye politikası uğruna 10 yılı aşkın bir süredir ağır bedeller ödeyen halkı bu defa dinleyin. İçeride yeni bir ‘çözüm süreci’ demişken Suriye’de de barışı perçinleyecek, sığınmacıları gönderecek ve her iki ülke insanının da yüzünü güldürecek bir politika yürütün.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları











































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023