İhsan DAĞI
Elinde silah bulunduranların siyasete karışması, iktidar alıp vermesi kabul edilemez. Hiçbir gerekçe böyle bir pratiği meşrulaştıramaz, hiçbir amaç askeri müdahaleyi makul ve makbul gösteremez.
Ordu kışladan çıktığı anda meşruiyetini de itibarını da kaybeder. Otoriter, hatta totaliter bir rejimi deviren bir ordu bile ‘darbeci’dir ve demokratların desteğini alamaz.
Bunun nedeni basittir; ordu bir defa böyle bir rol oynadığında artık vasilik, hatta sahiplik taslamayı bırakmaz. Kendini ‘kurucu güç’ olarak görür; sivil siyaseti, toplumsal dinamikleri tanımaz. Demokratik bir sistem kurma iddiasında bulunsa bile aslında kurulan bir vesayet rejimidir.
Aslında 25 Ocak devrimi sonrası Mısır’da da benzer bir yapı inşa edilmişti. Şimdi, ‘vesayet rejimi’yle yetinmek istemeyen ordu ‘doğrudan yönetim’i tercih etmiş görülüyor.
Tam bir yıl önce, 10 Temmuz 2012’de bu sütunda yazmıştım;
‘Ordusu ve yargısıyla devrimin üzerine oturan Mübarek’in yeni düzendeki uzantıları Mısır’ın demokrasi tecrübesini iğdiş ediyorlar. Dünya Mısır’da demokrasi kuruluyor sanırken, onlar eski Türkiye modeli vesayet düzeninin Mısır versiyonunu inşa etmekle meşguller. Vesayet çok zekice kurgulanan bir sistemdir. İçinde demokratik unsurlar, mekanizmalar ve aktörler bulunur...
Bakın, ilk bakışta Mısır’da devrim sonrası büyük bir demokratik tecrübe yaşanıyor. Parlamento seçimleri yapıldı, parlamento oluştu. Ardından başkanlık seçimleri yapıldı. Müslüman Kardeşler’in (MK) adayı Mursi kazandı. Herkes mutlu, Mısır demokrasi, öyle mi?
Tamam, başkanlık seçimi yapıldı, ama aynı anda Yüksek Askerî Konsey, başkanın yetkilerini bir bildiriyle elinden aldı. Başkan seçilmeden hemen önce Anayasa Mahkemesi Meclis’i yasa dışı ilan etti. Askerî Konsey de güç kullanarak Meclis’in toplanmasını engellemeye başladı.
Demokratik yollarla seçilen ilk Mısır Başkanı Mursi, demokratik olmayan bir şekilde asker ve yüksek yargı tarafından adeta kuşatılmış halde. Meclis feshedildiği için Mursi göreve başlama yeminini nerede içti biliyor musunuz? Meclis’i kapatan Anayasa Mahkemesi’nin önünde... Tipik bir vesayet rejimi bu; bir yandan silahlı gücüyle siyaseti sınırlayan bir ordu, öte yandan da buna kılıf hazırlayan, meşruiyet üreten bir yargı. Ne kadar tanıdık değil mi?
Yüksek Askerî Konsey, sistemin temelinde, gözetleyici, denetleyici ve tabii ki yeniden dağıtıcı bir rolde. Hükümet etmeyen ama hükmeden bir konumda...
Mursi bu ‘vesayet’i anayasa yapım sürecinde kırmaya çalıştı, ama olmadı. Üstelik bütün yetkileri elinde toplayan bir kararname çıkararak da yanlış yaptı.
Ocak 2012’de Kahire’de yapılan bir toplantıdan; “Mısır’da askeri yapı hem ekonomi üzerinde hem siyaset üzerinde etkin bir konumda. Bunu kolay kolay bırakmak istemeyebilir... Mısır çok kritik bir noktada. Önünde iki seçenek var; ya hakikaten demokratik ve çoğulcu bir yapıya doğru evrilecek ya da devrimin üzerine ordu oturacak. Devrimin üzerine ordunun oturmasına Mısır halkının müsaade edeceğini düşünmüyorum. Ancak böyle bir riskin olduğunu da görmek gerekir.” Risk gerçek oldu. Bundan sonrası tam bir kaos; iç savaş, baskı ve şiddet...
Dahası kaçan tarihi bir fırsat. Arap dünyasının kalbinde kurulacak demokratik bir modelle bütün Ortadoğu’nun dönüşümünde öncü bir rol oynayabilecekken, içe kapanan, gerginlik ve çatışmalara sürüklenen bir Mısır.
Hem Müslüman Kardeşler’in hem de bugün Mursi’nin askeri bir darbeyle iktidardan uzaklaştırılmasına sevinenlerin kaçan bu fırsata çok yanacaklarını sanıyorum.
Maalesef Arap baharının büyük umudu hayal kırıklığına dönüştü. Demokrasi artık bir başka bahara kaldı. Çöl ortasına bir daha zor gelecek bir bahara...
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023