İhsan DAĞI
Bir zamanlar dillerden düşmeyen bir ‘Anadolu kaplanları’ efsanesi vardı. Özal’la birlikte dışa açılan Türkiye’nin eseriydi ‘kaplanlar’. Üreten, dünya ile rekabet etmekten korkmayan, devlete muhtaç olmayan Anadolu merkezli şirketler...
Büyük ölçüde muhafazakar aile şirketleriydi bunlar; varlıklarını devlet ihalelerine değil küreselleşen bir dünyada rekabet edebilmelerine borçluydular.
28 Şubat’ta adeta imha edilmeye çalışıldı bu ‘milli servet’ İslami sermaye olarak nitelenerek. Yarattıkları istihdama, kırdıkları yoksulluk kültürüne ve zihniyetine bakılmaksızın. Devlete muhtaç olmadıkları, devletten ayrıcalık beklemedikleri, kendi ayakları üzerinde serbest piyasa düzeninde durabildikleri için hedeftiler. Bu topraklarda devlet boyun eğmeyeni, kendine muhtaç olmayanı, el açmayanı, diz çökmeyeni sevmez.
Anadolu kaplanlarına devlet ihale vermiyor, onlarsa üretiyor, iç pazarda ambargolarla karşılaştıkça da dış pazarlara açılıyorlardı. Anadolu mucizesi böyle gerçekleşti. Devlete rağmen ve küresel düzeyde rekabetle...
Milli Görüş’ten AK Parti’ye giden yolda ‘yenilikçi’ ekibin arkasındaki en önemli dinamiklerden birisi Anadolu sermayesiydi. Milli Görüş’ün çatışmacı ve ideolojik kimliği yerine muhafazakar değerleri yansıtan ama piyasa dostu, Türkiye’nin dışa açılmasını destekleyen, çoğulcu bir merkez partisinin gerekliliğine inanıyorlardı. Çatışan, dogmatik ve ideolojik değil pragmatik, uzlaşmacı ve dünyayla barışık bir hareketin Türkiye’yi de kendilerini de büyüteceğini düşünüyorlardı.
Sonuçta Anadolu kaplanları muhafazakar ama demokrat, yerli ama küreselleşmeden yana AK Parti’ye destek verdi. Ulusalcı-Kemalist-militarist blok karşısında demokratikleşme, AB üyeliği, dışa açılma, insan hakları, özgürlükler ortak paydasında buluşan demokrat cephede çok etkin bir rol oynadılar. AK Parti iktidarının AB’ye üyelik, yabancı sermaye, komşularla sıfır problem politikalarıyla dünya ile entegrasyon süreçlerini çok ileri bir noktaya taşıdılar. Türkiye’yi dışa, dışı içeriye taşıdılar. Onlar da Türkiye de büyüdü.
Şimdi, dönüşümüne büyük katkıları olan ‘hareket’ yeniden çatışmacı, dünyayla kavgalı bir politika izliyor. Türkiye yalnızlaşıyor...
Anadolu kaplanları da rahatsız.
İçe kapanan, dünyayla kavgalı bir görüntü sergileyen, dışarıda olup biten her şeyi kendine yönelmiş bir komplo olarak gören bir ülkede Anadolu kaplanları hem istikrarın hem de rekabet güçlerinin ortadan kalkacağından korkuyorlar. İdeolojik, hayalperest, maceracı dış politikanın tüm topluma bindirdiği yükün farkındalar. Farkındalar, çünkü kaybedecekleri çok şeyler var...
Kemalist vesayet rejimi dış politikayı ‘devletin âli çıkarları’ gibi soyut, içini güçlü olanın doldurduğu ‘devlet merkezli’ bir anlayışla tanımlıyordu. Toplum da ekonomi de umurlarında değildi. Şimdi de durum benzer... Kendilerini devletin de, yurttaşların da sahibi sananlar herkesi devletlerine, davalarına, yani kendilerine hizmetle yükümlü sanıyorlar.
Oysa, dış politika bir ‘dava’ değil ‘hizmet’ alanı, toplumun bedel ödeyeceği değil, fayda göreceği bir devlet faaliyetidir. Tabii eğer siyaseti ‘insan’ merkezli tanımlıyorsanız... Aksi, dış politikayı ideolojikleştirmektir. Dışta ideolojik bir dava gütmekle, içte bir ideolojik devlet kurmak arasında fark yoktur.
Devlet olarak göreviniz dünyayla iş yapan insanların karşısına engeller çıkarmak değil, onların önünü açmaktır. İnsanların hayatını kolaylaştırmak, onlara hizmet etmek yerine ‘davanıza hizmet’i esas aldığınızda ise Kemalizm gibi ‘ideoloji’si olan, toplumu da o ideolojinin hizmetine koşan bir devlet haline gelirsiniz.
Evet, Anadolu kaplanları rahatsız... Üretmek ve dünyaya satmak yerine bir zamanlar dışlandıkları devlet ihaleleriyle büyüyenlerden söz etmiyorum, onlar zaten artık kaplan değil, ‘ev kedisi’ oldular. Türkiye’nin dışa açık, küresel aktörlerle barışık, çevresine sorun değil istikrar ihraç eden politikalarıyla büyüyen, dünya ile rekabet eden, devlete muhtaç olmayan Anadolu kaplanları rahatsız. Onlar devletten ihale istemiyorlar; yeter ki devlet gölge etmesin, ideolojik ve dogmatik dış politikayla yollarını kapamasın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023