İhsan DAĞI
AK Parti’nin tek başına iktidarı yıkıldı. Kendini yenilmez gören, seçimle iktidara gelip rejim değiştirmeye yönelen bir partiye‘dur’ denildi.
Umulur ki AK Parti’liler ‘yeni Türkiye’ adını verdikleri faşizan fantezilerini gözden geçirir. Seçimle gelenin seçimle gideceğini, bir defa seçilmenin her defasında seçilmeyi mümkün kılacak bir rejim değişikliği yetkisi vermediğini anlarlar.
Seçim sonrası demokrat kesimlerin beklentisi, geniş tabanlı bir‘restorasyon hükümeti’ kurulması. Ancak ilk sinyaller muhalefet partilerinin bir söylem ve program birliği içinde hareket etmekte ve AK Parti’siz bir koalisyon hükümeti kurmakta zorlanacağını gösteriyor.
Sonuçta seçenekler şöyle: AK Parti’nin veya CHP’nin büyük ortak olduğu koalisyon veya azınlık hükümetleri.
AKP için hükümet ‘hayati’, Davutoğlu koalisyona mecbur
13 yıllık iktidarın ardından AK Parti için hükümette olmak‘hayati.’ Aksi halde hem partiyi bir arada tutması hem de medyadaki, sivil toplumdaki, iş çevrelerindeki ve bürokrasideki destek mekanizmalarını muhafaza etmesi çok zor. İktidar dışında kalan bir AK Parti arkasındaki devlet gücünü ve kamu kaynaklarını kaybedecek, sadece 17/25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarıyla değil, bütün kamu harcamalarını sorgulayan araştırma komisyonları ve davalarla baş etmeye çalışacak. Böyle kapsamlı bir yolsuzluk araştırması AK Parti’yi çok yıpratacaktır.
Dolayısıyla AK Parti, bir koalisyon kurarak bu soruşturmaları tümüyle engelleyemese de sınırlandırmayı deneyecektir. Dahası‘Davutoğlu koalisyona mecbur’. İster CHP, ister HDP, isterse de MHP olsun Davutoğlu bir koalisyon hükümeti kurarak hala partisini iktidarda tuttuğunu göstermek isteyecektir. AK Parti genel başkanı olarak kalabilmesi ağustos-eylül ayında yapılacak parti kongresine başbakan olarak gitmesine bağlı. Aksi halde AK Parti’nin ‘13 yıllık iktidarını kaybeden kişi’ olarak parti kongresinde Erdoğan ve çevresinin baskılarına dayanması ve koltuğunu muhafaza edebilmesi çok zor.
AK Parti ile koalisyon kuracak partilerin önşartlarından birisi Erdoğan’ın anayasal sınırlarına çekilmesi olacak. Bu, aslında Davutoğlu’nun da aklından geçen şey; o da ‘Erdoğan vesayeti’nden kurtulmak istiyor. Bunun yolu da Erdoğan’ın anayasal sınırlarına çekilmesini şart koşan partilerden biriyle koalisyon hükümeti kurmak.
CHP, MHP veya HDP ile koalisyon kuran ve parti kongresinde yerini muhafaza eden Davutoğlu bu şekilde Erdoğan’ın sadece hükümet işlerine değil parti işlerine de karışmasına dur diyebilir. Dolayısıyla Davutoğlu’nun ‘lider’ olmasının, yani Erdoğan’ın vesayetinden kurtulmasının yolu bir koalisyon hükümetinin başbakanı olmaktan geçiyor.
Ayrıca CHP, MHP veya HDP ile koalisyonun şartlarından biri de yolsuzluk iddialarının üzerine gidilmesi olacak büyük ihtimalle. En azından dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi gündeme gelecek. Bir koalisyon hükümetinde Davutoğlu, ortağının eski yolsuzluk dosyalarını kurcalamasını sessiz bir memnuniyetle izleyebilir eski ‘kirli dönem’ ile kendi dönemi arasında bir fark yaratmak ve Erdoğan’ın vesayetini zayıflatmak adına.
Dolayısıyla AK Parti ile koalisyon kurma hesapları yapanların‘pazarlık gücü’ yüksek. Davutoğlu ve ekibinin koltuğu muhafaza etmek için böyle bir ‘geçiş dönemi’ne ihtiyacı var, yeni bir seçime değil. Ayrıca partiden kopuşları ve dışarıdaki yeni oluşumları iktidarda kalarak durdurabileceklerini hesap ediyorlardır.
Erken seçime gidilirse AK Parti’nin direksiyonu yeniden Erdoğan’da olacak. Kongrede kimin genel başkan olacağına, yönetime gireceğine, sonra da milletvekili adaylarına o karar verecek, Davutoğlu vesayetten kurtulamayacağı gibi, yerinden de olabilecek. Dolayısıyla Davutoğlu’nun eli ‘koalisyona mahkum.’
MHP-AKP hesabında iki yanlış var
Peki nasıl bir koalisyon?
AK Parti çevrelerinden gelen bilgiler MHP ile koalisyona sıcak baktıkları yönünde. Özellikle bürokraside ve iş-ihale alanında pay almak isteyen MHP’liler de bu fikre yatkın. Bu iki parti tabanının birbirine yakın olduğu, dolayısıyla böyle bir koalisyonun ‘doğal’ ve‘işleyebilir’ olacağı varsayılıyor.
Bu varsayımda iki yanlış var; Birincisi, bu iki parti birbirine benzer unsurlar taşısa da birbirinin rakibi. Her ikisi de diğerinden kendi partisine oy geçişlerini mümkün görüyor. Dolayısıyla bir koalisyon durumunda biri diğerini zayıflatmak için elinden geleni yapacak.
Biliyoruz ki MHP tabanından AK Parti’ye oy geçişleri pek yok. Geçişler daha çok AK Parti’den MHP’ye. Seçim sonuçları ve araştırmalar bunu gösteriyor. Dolayısıyla AK Parti’nin en büyük rakibi MHP. Seçmeni ona gidiyor çünkü. Seçimden önce Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı açıkça, “MHP, AK Parti’ye katılmalı” dedi.
Dolayısıyla böyle bir koalisyonda AK Parti kendisine en büyük rakip olarak gördüğü MHP’yi eritmeye, kendine entegre etmeye çalışacaktır. AK Parti’nin ‘sağ’da kendi seçmeninin gidebileceği bir‘alternatif’ bırakmak istemediğini Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu transferlerinde görmüştük.
İkincisi, MHP tabanının en az üçte biri ‘muhafazakar değil seküler’ kimliğe daha yakın; tabandaki Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı da yabana atılır gibi değil. Koalisyon, bir yandan MHP’nin muhafazakar kanadını AK Parti’nin etki alanına çekerken seküler kesimini de MHP’den koparabilir. Dolayısıyla MHP’nin böyle bir koalisyondan büyüyerek çıkması zor.
Elbette MHP bunu engellemeye çalışacaktır. MHP bir yandan AKP ile koalisyon ortağı olurken öte yandan da parlamentoda muhalefet partileriyle işbiriliği yaparak yolsuzluk iddialarını göndeme getirmeyi deneyebilir. Böylece bir yandan iktidar olur, iktidarın nimetlerinden yararlanır, öte yandan da muhalefetle beraber yolsuzlukların üzerine giderek AK Part’yi yıpratarak AK Parti’den MHP’ye oy geçişlerini sağlamaya çalışabilir.
Böyle bir koalisyonda MHP’yi küçülmekten kurtaracak tek strateji bu. Ama ortağı buna izin verecek mi?
Muhalefet ‘sol partiler’e kalır
Her durumda uzun süreli olamayacak böyle bir koalisyon Türkiye’de iktidarı ve iktidar alternatifini sağ-sol eksenine ayıracak, muhalefet işlevini ‘sol partiler’e bırakacaktır. Ve bu‘muhafazakar-milliyetçi koalisyon’ otoriterleşir, demokrasiyi ve hukuku zedeler, çözüm sürecinden ve AB üyeliği hedefinden koparsa CHP ve HDP ‘sol’ kimlikleriyle etkin bir muhalefet gücü oluşturabilirler. Bunun için Kılıçdaroğlu’nun ve Demirtaş’ın son dönemde izledikleri siyaset çizgilerine devam etmesi gerekir.
Mevcut halde yüzde 40’a yaklaşan bu blok önümüzdeki dönemde muhafazakar-milliyetçi bir iktidar karşısında ‘sol’u bir iktidar alternatifi haline getirebilir de…
CHP’li koalisyon senaryoları bir sonraki yazıda…
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023