İlhami IŞIK
2013 yılında Türkiye’nin, İmralı görüşmeleri adıyla “yeni bir çözüm süreci” başlattığını ilan etmesi en çok İran’ı rahatsız etti. Türkiye’nin Bölgesel Kurdistan Yönetimiyle kurduğu çok yönlü ilişkilerin yanı sıra, Kuzey Kürt çoğrafyasının en etkin örgütü olan PKK ile “çatışmazsızlık ve çözüm süreci” ilişkisi içine girmesi, Irak- Suriye denkleminde dengeleri Türkiye lehine değiştiren ciddi adımlardı. Bu adımlarla Türkiye, Kürt çoğrafyasının üç parçasında İran’a karşı ciddi bir üstünlük sağlama imkanına kavuşuyordu. Yanına hem Başkan Barzani hem de Abdullah Öcalan’ı almayı başaran Türkiye, ilk kez NATO güvencesinin dışında, çok ciddi ve etkili yerel ittifaklar örmeye başlıyordu.
Global güçlerin şekillendirmeye çalıştığı saldırgan Neocon’cu 2013 konjonktürüne Türkiye böyle bir reaksiyonla karşılık verince, Suriye de, Türkiye’nin bu büyük hamlesine iki büyük hamle ile cevap verdi; Neocon’cu güçler ile İran. Neoconcu’lar DAİŞ düğmesine basıp ortalığı kan gölüne çevirirken, İran bir gecede Esad yönetimiyle birlikte, Rojava’yı altın tepside PYD/YPG’ye sunuyordu. Rojava’nın PYD’ye bırakılması çok zekice bir karardı ve bu akıl kesinlikle İran ürünüydü.
Bu karar ve akıl kantonist bir politikayla, bir taşla üç kuş vurmayı hedefliyordu: Birincisi, kanton biçiminde ilan edilen “egemenlik alanı” ayrı bir hukuk talep etmediği için, herşeyden önce Esad varlığını meşrulaştırıyordu. Sözgelimi Rojava’lılar, 2003’de Güney Kurdistan’da Başkan Barzani’nin ilan ettiği gibi bir federalizm ilan etmiş olsalardı, Esad rejimi gayri meşru hale gelecekti. Bunun önüne geçildi ve Esad rejimi ile PYD arasındaki ilişki Esad rejimine meşruiyet kanı taşımaya devam etti.
İkincisi, 21 Ocak 2014’de ilan edilen “geçici kanton” yönetimiyle PKK’ya bir selam gönderiliyordu. 2014 sonrası oluşan gelişmeler göstermiştir ki, Kandil bu selama kayıtsız kalmamış ve çözüm sürecine son vermek için elinden geleni ardına koymamıştır. Hayali statü ilüzyonu ile başları dönen Kandil generalleri, Abdullah Öcalan’ı iktidarsızlaştırma pahasına ilk fırsatta çatışmalı döneme dönmeyi başardılar. Rojava’da Barzanist Kürt partileri baskılanıp, kimilerinin liderleri öldürüldü; Türkiye’de ise hendekler kazılarak, şehirler yerle bir edildi.
Üçüncüsü de, PKK’yi yedeğine alan İran, bu ilişki ve özgüven ile YNK ve Goran örgütlerini de kendi potasında eriterek, Bölgesel Kurdistan’da KDP’ye karşı uzlaşmaz bir muhalefet blokunun oluşmasını sağlıyordu. Bu tablo tam da Türkiye’nin attığı adımları defansif bir karakter ile bloke etmek anlamı taşıyordu. İran bir kez daha kaybettiğini sandığı inisiyatifi ele geçiriyor ve Tahran Akdeniz Koridoru, Ceyhan projesi karşısında bir adım öne geçiyordu.
DAİŞ ve PKK’nin iki ayrı merkezden, tek hedefe saldırmaları elbette tesadüfi değildir. Hedef; Türkiye’nin Ceyhan projesinden vazgeçmesidir. Kendi sınırlarının içine çekilip, Irak ve Suriye’de İran’ın stratejik hedeflerini gerçekleştirmesi için, sorunsuz ve rakipsiz bir alan yaratmaktır. Musul’daki itirazların arkasındaki niyet ve strateji de budur.
Irak’ta YNK ve Goran güçlerini KDP’ye karşı mevzilendirmek ve KDP’nin Türkiye ile kurduğu bütün iş ve ilişkilere son vermek, İran’ın en öncelikli siyasi hedeflerinden biridir. Kandil üzerinden Şengal bölgesinde PKK’nin üç kamp kurması ve “geçici özyönetim” ilan etmesi, bu stratejinin önemlice ayaklarından biridir. İran için Bölgesel Kürdistan yönetiminin önemi sadece Merkezi Irak yönetimini güçlendirme arzusundan ileri gelmiyor. Bölgesel yönetimin petrol ve doğalgaz rezervleri, en az ilk neden kadar önemlidir. Bölgesel yönetimin Petrol rezervi 95 Milyar varildir. Doğalgaz rezervi ise 12 trilyon metreküptür. Yani Türkiye’nin 150 yıllık ihtiyacının karşılığıdır. Bu rakkamlara Musul ve Kerkük rezervleri dahil değildir.
Pasta büyük olunca kavga da büyük ve çok yönlü oluyor. Bu kavgada en rasyonel, en meşru ve en hukuki tutumu Türkiye ve Bölgesel Kürdistan yönetimi temsil ediyor. İran, yayılmacı siyasetini Ortadoğu’da, bizzat sahada, operasyonel güçlerini tahkim ederek sürdürüyor. Kudüs güçleri, Hizbullah ve Şii milis güçleri ile devlet yapılanmasını Ortadoğu’nun her yerine taşıyan İran’a rağmen Türkiye, Bölgesel Kürdistan yönetimiyle hukuk içinde kalarak sadece ekonomik, ticari ilişkiler kurdu ve bu ilişkilerini de ne pahasına olursa olsun savunacak da.
İran yayılmacılığının önündeki en büyük engellerden biri Bölgesel Kürdistan yönetiminin Merkezi Irak yönetiminden ayrılıp bağımsızlık ilan etmesidir. Bağımsızlığa kavuşan bölgesel yönetim, her hükümran devlet gibi, istediği ülkeler ile özgürce ilişkiler kurma imkanına kavuşacaktır. Bu ihtimal hem İran’nın hem de eski imtiyazlarından vazgeçmeyen Neoconcu petrol sermayesinin uykularını kaçırmaktadır. Her iki güçte Barzani’nin güçlenmesini istemiyor, dolayısıyla da Türkiyenin önünü kesmek istiyorlar. Musul’da asıl mesele budur.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları





























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
23.08.2025
10.08.2025
23.07.2025
14.07.2025
1.07.2025